bugün

müslüman olduklarını söyleyen ve makamlı şahadet getirebilen tiplerdir. anlamaktan ziyade söylemektir, ezberlediklerini tekrarlamaktır yaptıkları.

bir hallacı mansur mevzu var hani. şimdi de türkiye'nin durumu pek farklı değil. bir adamın ne dediği ve nasıl dediğini umursayan kalmamış. misal adamın saçına bakıyorlar, üzerindeki esbaba bakıyorlar.

evet, hallac ı mansur, "en el hak"(Allah benim) derken kastettiği şey şu tasavvuf düşün yapısından bildiğimiz "kul, Allah'tan bir parçadır" mes'elesidir. tabi idrak ve istişare yeteneğinden yoksun muktedir güçler tarafından işkence edilerek öldürülmüştür bunun üzerine ve işkence sırasında dahi kendisine işkence edenler için af dilediği rivayet olunur.
cehaletin esiri "yavşak"lardır.
yavşaklık değil cehalettir. islam dinine tamamen yüzeysel olarak bakan cahil gözlerin yaptığı katliamdır. işte bu tam anlamıyla yobazlıktır.
yunus emrenin aynı olguyu "bir ben vardır bende benden içeru" şeklinde söylemesine rağmen, olayın iç yüzünü kavrayamamış ve tasavvuftan bihaber cahil insanlardan müteşekkil kuru kalabalıktır. müslümanlardır demeye dilim varmıyor.
yavşaklıkla ne alakası var cahillik yada yanlış anlama vs..senin için mi fesat?
kafaları "yavşaklıkla ne alakası var; cahilliktir o" şeklinde karıştırdığı görülen yavşaklardır.

bu anlamda da gerekli açıklama için tdk'dan yardım alıyoruz hemen.

yavşak: bit yavrusu, sirkeden yeni peyda olan bit

gibi anlamlarının yanısıra

lakayıt kişi anlamına da gelmektidir.

şimdi burada şöyle bir liyakad vuk'u bulmuştur bana göre:

hadi koskoca bir topluluk içinde hallac ı mansur abimizin ne demek istediğini anlamayan çok kişi vardı. peki ama anlayıp da "şunu demek istiyor" diyecek bir kişi dahi yok muydu? yoksa bu gerçeği söylemek işine mi gelmedi "doğru anlayan" ve "cahil olmayan" kimselerin?

yavşak dediğinizde bit yavrusu geliyor garip ki insanların aklına. bir de cehaletten dem vurulmuyor mu; Allah'ım, sen aklıma mukayyet ol...