bugün

ne zaman "ekşi sözlük" ile ilgili başlığa düşüncelerimi yazsamda eksi almama sebep olan durum.
Uludağ Sözlük'te son zamanlarda yükselen hayranlık.

Ekşi'deki başlıkların gizli gizli çalınması bir yana, bazı yazarlar bu yaftayı yememek için "ekşi'de açılmıştı başlık çok hoşuma gitti" diyerek işi baştan sağlama alıyorlar. Ekşi'de şöyle denmişti, böyle tartışılmıştı, oradaki bir entry çok hoşuma gitti vs cümleleri son dönemlerde dikine bir artış gösteriyor. Uludağ'dan yaka silkip de kopmak isteyenlerin sabırla Ekşi'deki yazarlık başvurularının onaylanmasını beklemeleri bir başka gösterge; onaylanan yazar kanatlanıp uçuyor (itü veya başka bir sözlük değil ama Eksi).

En son bir yazar arkadaş Liverpool'un ne kadar sempatik olup sevildiğini göstermek için ekşi'de bile başlığı var diyerek kendine başka mecradan destek aramış. Uludağ Sözlük olarak hoş değil; karşılıklı etkileşimler tabi ki olur, hatta her iki sözlükte de yazanlar var ama sanki son dönemlerde Ulu Sözlükte dibe vuran kalitenin bıraktığı kötü tadın ekşi'yi yazar olmasa dahi okuyucu olarak ziyaret etmekle giderildiği gibi bir izlenim oluştu bende. Osmanlı'nın Almanlara hayranlığı gibi bir şey bu. Çökmekte olanın kendini kanıtlamış olana bakıp yalanması.

Uludağ Sözlük, kendi içinden çökmeye devam ediyor. "dudağından öpülen kızın burnundan gelen akıntı" veya "opel bayisine gidip oo pel alırım bir dal demek" gibi ne işe yaradığı bir türlü anlaşılamayan başlıklar da yardımcı olmuyor tabi.
Birçok uludağ sözlük yazarının içinde bulunduğu durum.

Be mına koduğum madem ekşicisin siktir git orada yaz denilesi yazarlardır.