bugün

hayatın varolan tüm güzelliklerini bir bez parçası ile 40 metre yükseklikten aşşağıya atabilecek kadar hakir bir tabakanın salaklığından bahsediyorum.

ceplerindeki eski türk lirası ile sıcacık yatan milyarlarca lira parayı, nasıl 40 metreden atmalıyım ki, kendimi hafif hissettirebilsin bana ve dünyanın bütün gerçeklerinden bir anda kurtarabilsin beni diyebilecek kadar zayıf bir karaktere sahip mitomani hastalarıdır bunlar. ha! yamaç paraşütü de canını sıkar, o zaman bakarsın bungee jumping'te alır soluğu.

bilmez ki, bu salaklığa imza atacağı yerde, çok değil hemen dört mahalle ileride okula yırtık ayakkabılar ile gitmek zorunda olan ali'ler sait'ler oturmaktadır. oturmaktadır dediğim onların yaşamaya bile hakkı yok lan! ölsün tüm avam tabaka! ulan dürzü derler adama 5 sn. kendini aşağıya atıp mutlu olacağına git o ali'ye bir çift ayakkabı al da ruhunun derinliklerinde yatan loser sen temize çıksın. ya da git kendine bir manita yap ulan! paraşütle aşağıya atlayıp, hayatın tadını çıkarma yalanından sıyır o sığ beynini. saksıyı çalıştırmanın vakti gelmedi mi?

eğlence adına paraşüt ile atlayan insanları acıyan gözlerimle izliyorum!