bugün

bakanlar kurulunda yer alan iki kişiden bahsedeceğim bugün. idris naim şahin’den bahsedelim biraz. içişleri bakanımız.
bakanımız hafta sonunu deprem bölgesini araştırmaya gidiyor ve bir deprem çadırına giriyor. çadırda yaşayan depremzedelere söylediği bir cümle ‘saray gibi yerde yaşıyorsunuz vallaha biz de mi çadır kursak ne ?’ evet gerçekten insanı düşünmeye yönelten bir cümle.
insanlar akrabalarını, dostlarını, canını kaybetmiş. bir çadır bulup başını sokmuş bey efendinin söylediğine bak ‘ biz de mi çadır kursak ne’
boşuna heveslenmesin bakan beyimiz çünkü çadır filan kuramaz ‘kızılay elindeki bütün çadırları’ depremzedelere vermesine rağmen devletin elindeki çadır miktarı buna bile yetmemiştir. yine düşündürmeyi seven bakanlarımızdan beşir atalay’dan bahsedelim biraz.
deprem bölgesine yardımda bulunmak isteyen katkı koymak isteyen birçok devletin talebini bir süreliğine kabul etmedik. düşünceli bakanlarımız kriz durumunda bile sakinliğini korumuş ve durumu değerlendirip hızlıca bir karar vermiş. ülkenin kapasitesini test etmek adına yardımları geç kabul etmişiz. evet gerçekten de kapasitemizi gördük. istanbul’a 2. boğazı yapacak kapasitedeyiz ama depremden doğan hasar ile mücadele etmeyi bile başaramıyoruz. insanlarımız çadırdan saraylarda, hükümet bakanları ayakta uyuyor gerçekten yanlış bir durum hemen çadır kurun bakan beylere….
bakanlık seviyesine yükselmişler nerede ne konuşmaları gerektiğini bilmiyorlar. canım ülkemi yönetenlere bak. insanları deney faresi gibi görüyor bunlar. enkaz altında bekleyen canlar var ülkenin kapasitesini test ediyorlar. kardeşim olağanüstü hal için doğal afet durumları için önceden tedbir alıp tatbikatlar yapsanız daha makbule geçmez mi?