bugün

DTCF (cumhuriyet gazetesinde "Döv ve Tahrik,Cop'oğrafya Fakültesi" diye girmiş Mustafa Balbay.25.09.2008). DTCF yukarıda anlatılan kadar da yavan bi okul asla değil.

daha içeri girer girmez muhalif havasının sardığı bi okuldur.

Atatürk'ün direktifi ile kurulan fakülte...

cumhuriyetin ilk fakültelerinden, ülkemizde dil-tarih ve coğrafya alanında önemli kazançlar sağlayan bir fakülte.

küçücük ortamda dostlukların pekiştiği bir fakülte.

sıcak çayı soğutmadan sigaranla en güzel eşlik edecek şekilde bir araya getirebilip içebildiğin fakülte.

kızılaya 10 dakika güzel mimarisiyle sıhhiyede andezit yapılı görkemli fakülte.
DTCF adında Türkiye'de ki tek fakülte.

tüm dillerin bölümünün, adını bile duymadığınız ama birilerinin o alanda harıl harıl çalıştığını bildiğiniz fakülte.

Adliye sarayı ile karşı karşıya olan fakülte.

Abdi ipekçi Parkına, 1 Mayısların değişmez meydanı Sıhhiye meydanına açılan fakülte.

duvarında "Dil Tarih Faşizme mezar olacak" sloganının mürekkebinin hiç kurumadığı fakülte.

her daim Anadolulu esmer çocukların hayalindeki fakülte.

Ankara'ya kimlik kazandıran fakülte.

duvarlarına biber gazı kokusunun sindiği fakülte.

polislerin en sevmediği fakülte(!)...
ilk gününden itibaren önünde çevik kuvvet bekleyen ve hergün okul girişinde arama yapılan fakülte, çok kalabalık bir fakülte, değişik ülke ve kültürlerden birçok insanın bulunduğu fakülte, itibarlı bir fakülte, ülke çapında prof. ve hocalar yetiştiren bir fakülte.
Atatürk' ün kurduğu, "Türk dili, edebiyatı ve tarihinin daha çok aydınlanmasında" aracılık, yardımcılık etmek üzere, içinde pek çok filoloji bölümüne yer veren fakülte. Bugün ise araç, amaç haline gelmiştir o ayrı.
"Daş,Tuğla,Çimento,Fakültesi" olarak geçen şantiyenin ülkede ki tanınmış adıdır. Her hangi bir ustanın dersin ortasında sınıfa dalıp,hocaya hocam dur bir saniye diye çivi çakmaya başlaması günlük olaylardan birisidir.Teklifimiz, kayıt esnasında öğrencilere sağlık sigortası yapılmasıdır.
bugun sosyalist ogrencilerle fasistlerin catismasina sahne olan fakulte.
Geçen çarşamba çıkan çatışma nedeniyle camları kırılan ,henüz yeni cam takılmamış olan buzhaneye benzeyen okuldur. Ders zili mantığı olarak ,öğrencilerin dudaklarının morarması bugün itibari ile baz alınmaya başlamıştır.
Bu gün çardak ekibinin bir kaç gün önce polis ve faşiste defol diye açtığı pankart üzerine yine olayların çıktığı, polisin müdahalede gecikmediği* , biber gazına maruz kaldığımız, her nedense olay çıkacağı gün sopalı taşlı adamların geçmemesi için girişe konulan turnikelerin çalışmadığı, öğlen vakitlerinde olaydan hemen önce güvenlik amcanın şahsıma bizzat Aleg okulda durma, birazdan gelecekler diye uyarı çektiği, sınav akabinde medya gruplarının ellerinde mikrafon ve kameralarla bahçeyi işgal ettiği, arkadaşımın saçlarından polislerin sürüklediği, yaralı arkadaşlarımın halen an itibari ile kan aradığı güzel okulumdur.
kavga ve çatışmalarıyla ünlü ankara üniversitesindeki fakülte.
son günlerde faşizme geçit vermemek için direnişte olan devrimci demokrat öğrencileri barındıran fakülte. efsanedir.
Tarih çalışmaları, Türk tarihinin ana kaynaklarını araştırmak, arkeoloji yoluyla yeni bilgiler sağlamak, tarihte ve bugün ırk karakterlerini antropolojik yöntemlerle belirlemek gibi önemli noktalar üzerinde şekilleniyordu.
Tarih ve Dil kurumlarının varlık nedeni de bu temellere dayanmaktaydı. Atatürk, uzmanların yabancı meslektaşlarına ihtiyaç duymadan arkeolojik kazılardan çıkacak yazıları inceleyebilmesi ve bu yoldan elde edilecek bilgilerle eski uygarlıkların gerçeğine ulaşmak amacıyla eski dillerin öğrenilmesi için de Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ni kurdurmuştur.
Burada kavga fakülte ile yaşıttır.
yök'ün aldığı ulvi(!) kararla lisans eğitimine kapatılması karar verilen fakülte.
istanbul üniversitesi'ne ait beyazıt kampüsü de kapatılacakmış.
neden? çok kavga çıkıyormuş! sanki taşındığı yerde olmayacak!!!

http://haber.gazetevatan....vuruluyor/228586/1/Gundem
lisans eğitiminin bitirilmesine yök tarafından kara verilen fakülte. sadece yüksek lisans eğitimi verilecekmiş!
(bkz: dil ve tarih cografya fakultesi)
http://www.yenicaggazetes...aberdetay.php?hityaz=7670
üniversitelerin şehir merkezleriyle bağını koparmak için gerçekleştiren kentsel dönüşüm adı altındaki sürgüne kurban gidecek olan fakültedir..
öğrenci çatışmaları için önerilen enteresan çözüme kurban gitmiş en eski fakültelerden biri.
artık dtuğla cimento fakültesi yakıştırmalarının hedefi olamayacaktır çünkü dil binası yenilendi. pırıl pırıl oldu mübarek.. döküntü olan yerler de yok değil diğer binalarda. ama iyidir yine eskisine göre. en güzel ve temiz binası da ana binasıdır.

orta bahçe denilen hakikaten de ortalama bir bahçe büyüklüğünde bir avlusu vardır. tüm öğrenciler burada vakit geçirmiştir illa ki; zaten başka yer de yok koca fakültede. her zaman da asılı pankartlarıyla, afişleri, bildirileriyle donatılır bu göt içi kadar bahçe. duvarlara yazılar yazıyorlar spreyle vesaire. hademeye iş çıkartıyorlar. proleteryaya saygı kalmadı azizim! *

fakülteye girerken sağ arkasındaki kantini sağ, bahçenin solundakini ise sol almıştır. fakat sağ arka kantin o denli keskin çizgileri olan bir kantin değildir, yurdum öğrencisi de orada takılır, hoşgörü vardır orada, ortaktır. diğeri sadece sola ait.
akpnin kapatmayı düşündüğü iki fakülteden biri. diğeri ise istanbul üniversitesi edebiyat fakültesidir. üniversite kapatmayı da görecek miydik, sorusunu akla getirir. bu okulları kapatanlar, kapatılmasına göz yumanlar atatürk'ten, bilimden ve ilerlemeden bahsederlerse inanmayın a dostlar. eğer kapatılmasının yegane sebebi kavga ise, boş beleş adamları azınlığa almak için kontenjanı düşür hem eğitim kalitesi de artar hem de insanlar 8000 kişi tek binaya tıkılıp sığır muamelesi görmezler. di mi ama?

(bkz: bilgisizlik kuvvettir)
bir aşıdır dtcf bi kere zerk edildi mi kurtuluşu yoktur.
içinde çok az ağaç bulunan, beton merdivenleri kavgalarda kırılan, içinde her daim hareketlilik bulunan fakültedir. Insanın Tandoğan kampüsüne gidince canı yeşillik, ağaç, çimen çeker. Bunlara rağmen sevdiğim, her yerden ulaşımı kolay eğitim yuvasıdır.
duygusal bir bag ile baglandigim fakultem. kahvesini bile ayri severim. ortabahceyi, ilkbahar ve sonbaharda o kucucuk yerdeki kalabaligi, herkesin bi anda muhabbete katilabilmesini, kisin oturcak sicak yer bulamamayi, donmayi, kahve kanyak olayina giren abilere ablalara istesek mi laynnnn seklinde bakmayi ama bunu hayata gecirmeye utanmayi ve bir isinma araci olarak cay bardagini elde tutmaya devam edip okula lanetler yagdirmayi ve ilk baharda kisin olan butun olumsuzluklari unutup seviyorum lan burayi demeyi... seviyorum be.
250 civarı vatan haininin 50 kadar ülkücüye diş bileyip saldırdığı ve dayak yediği, 1 kişiye 10 kişi saldırdıkları adam kendini bıçak ile savununca katil ilan edildiği fakültedir burası. buradan anlarız ki nitelikli bir topluluğa sahip milliyetçi insanlara sahiptir bu fakültemiz.
CEbeciden, odtüden, hacettepeden beslenen bu komünist, pkklı ve bilimum sol görüşün dandik fraksiyonlarına sahip tipler, ne hikmetse gaziden adam gelince, okulda "faşist" istemez. Ama kendi yoldaşları her boku yerken okulda yer almalarına ses edilir mi hiç? burada uzun palto giyildi diye adam dövülür. bıyık sarkık diye adama saldırırlar, kafa tokuşturdu diye mimleyip linç ederler. Ha bunları okul içinde yapmazlar genelde, taktikleri ise tek yakaladıkları bir anda haince arkadan giderek ve 4 kişiden az olmamak kaydıyla saldırmaktır.
ama bu günler eskide kaldı sanırsam, 2 senedir biz de ortamlardan koptuk ama pek çatışma haberi gelmiyor.
nitekim evet haini bol bir fakültedir, ama bir avuç vatansever, milletperver bu fakülteni yüz akıdır ve yeter de artar hepsine.

ha ayrıca ankara üniversitesine bağlı bir fakültedir. Sıhhiye'dedir burası. GAyet güzel cumhuriyet döneminde yapılmış bir binaya sahiptir. hatta artık çok fazla okunmasa da ve ben yanlış hatırlamıyorsam, hayatta en hakiki mürşit ilimdir yazar binanın çatısına yakın bir yerinde. Türk dil kurumu ve Türk tarih kurumu gibi kurumların geri beslemesini sağlamak amacı ile kurulmuştur. Türk milletinin önemli eğitim yuvalarından biridir.

daha tarihi bilgilenmeler edinmek için, fakülte öğrencilerinin 3 mayıs Türkçülük olaylarındaki önemine dikkat edilebilir. ayrıca 1949'da ismet inönü'ye mektup yazan bir alman profesörün de bir olayı vardı ama neyse gece gece aklıma gelmiyor bilen beri gelsin. PAylaşsın, anlatsın. Ayrıntıyı Gökçen Alpkaya - Faruk Alpkaya tarafından hazırlanmış ve AB fonları ile yazdırılmış, farklı bir tarih anlayışına sahip Türkiye ve Dünya tarihi kitabında bulabilirler.
Yazarlar doğru da kitabın adı yanlış olabilir. Neyse...
''devrimci geleneğimiz ,yaşasın halkların kardeşliği''gibi sloganlanları atıp ,alttan alttan yapacaklarını yapan hatta alalen yapan ,normal bir liseden bile küçük bir bahçeye sahip ,orta bahçe çay muhabbetlerine doyum olmayan ,ne kadar amacı farklı olsada yasaklı şenliklerinde coşup oynayacağınız ,türkiye'nin dört bir yanından insan barındıran ,değeri anlaşılsa (kapışıp durmasalar)çok kültürlülüğün zevkini yaşayabileceğimiz,binası gerçekten güzel olan ,okulum .
okunması gereken türkiyenin ilki olan kuruluş.