bugün

bilim ve felsefenin ulaştığı en derin hakikat temel birlik ilkesidir.

en derin çekirdek altı düzeyinde sen ve ben tam anlamıyla biriz.

tüm kuantum acayipliklerinin ata babası dolanıklıktır.

not: ayrıntılar için uğrayacağım...

alıntı: DR. kuantum
ışınlanma mümkündür ve ışınlanmayı mümkün kılan şey tam olarak budur yani dolanıklık.
ayrıntılar şöyle; kuantum fiziğinde dolanıklık yeni değildi çok eski bir kavram aslında. kökeni einstein a kadar uzanır. neyse buna göre iki elektron arasında zaman ve mekan farketmeksizin sınırsız hızda ve miktarda bir iletişim olduğu keşfedildi. yani bu şu demek; benim önümde bir elektron var bunun bir tanede adaşı olsun sonra bunun adaşını buradan 10 milyar ışık yılı uzağa götürmüş olalım. araştırmalar gösteriyor ki bizim önümüzde duran elektron bir şeyden etkilenirse onun adaşı da zaman ve mekan farketmeksizin aynı şekilde etkileniyor..
peki bu ışınlanmayı nasıl gerçekleştirecek? iki tane tribün olduğunu düşünelim biri istanbul da biri pariste. bu iki trübünde adaş elektronlar olacak. siz istanbul daki trübüne girdiğiniz zaman bir şekilde (şu anda üzerinde çalışılan budur) sizin tüm bilgilerinizi, atomlarınızı kısacası size dair ne varsa her şeyin bilgisi kopyalanacak. istanbuldaki trübün bu bilgileri alır almaz paristeki adaşları da dolanıklık sayesinde aynı bilgilere sahip olmuş olacak. ve sonra bir şekilde bu bilgiler vücut haline getirilecek. yani aslında bir klonlamadan bahsediyoruz. sonrasında ise istanbuldaki sizi yok edecekler.
tabi şimdilik teori bunlar ama şunu da kabul etmek gerekir ki insanaoğlu önceden beri sadece hayal olarak bakılan ışınlanmaya hiç bu kadar yaklaşmamıştı. önceden olabilir mi? sorusu sorulurken, bugün nasıl olacak? sorusu soruluyor..
(bkz: cosmos)

Einstein in bulduğu değil çökertmeye çalıştığı kuramdir.
bir yerde olan her yerde olan hiç bir yerdedir. mantığının yakıştığı bir teori. ışınlanmanın gerçekleşebileceği dair fikirleri öne sürendir. geçtiğimiz yıllarda foton ışınlanmasının yapıldığını belirtmekte fayda var. hem fizik hem felsefedir aslında.

Dolaşıklık en iyi şekilde Einstein-Podolsky-Rosen (EPR) deneyi ile ortaya konulmuştur.
fizikteki en ilginç fenomenlerden biri.
http://www.evrimagaci.org/fotograf/35/1453
ışınlanmanın temel prensiplerinden birini oluşturur. biz ışınlanmaya bir yerden kaybolup başka bir yerde belirme gözüyle baktığımız için temelini oluşturduğunu göremediğimizdir. bir insan başka bir yere ışınlanmaya başladığında diğer tarafa maddesel geçişi tamamladığında bir evrende aynı kimlikteki elektronlar bir arada bulunamayacağı için baştaki beden yok olur. buna bir bakıma doğa ananın dengesini koruyuşu da diyebilirsiniz.
her şey maddeye aittir.
psikoloji dediğiniz şey sizin maddeinin yoğunluğu ile alakalıdır.
Belki burada entropi konusunda sorun yaşarsınız sadece. lakin zaten dolanıklığın ışınlanma ile alakası yok. Herkes her şeyi söyler. ama bununla onun alakası yoktur. Psikoloji duyu ise sadece maddeye göre değişir. Bir kapı kilidinin de psikolojisi vardır at arabasının da. ama onlar duygularını bizim gibi ifade etmezler. Bizler ise 5 duyu halinde ifade edebiliriz. Herşey aynıdır ve her şey tektir. Sadece sadece zaman ve hiyerarşi bunları değiştirir bununda ifadesi entropidir.

Zaten ışınlanmada yaşanan sorun; tamamen dağılan fotonların tekrar aynı şekilde gelebilecek midir ? benim bacağacım tekrar aynı yerinde mi yoksa kafamda mı olur ? O yüzden bunlar çok daha farklı konulardır. Dolanıklık ile ilgilendirilmesi sadece zaman kaybıdır. Dolanıklık kuantum için vardır. Işınlanma için ise başka bir alan gereklidir.
basit olarak birbirine kuantum dolanık iki parçacığın herhangi birine bir etki uygulandığında diğer parçacığa bu etkinin ani olarak yansımasıdır.
youngun çift yarık deneyinden bildiğimiz üzere, parçacıkların konumunu bilmediğimizde olasılıklar dalgası şeklinde yayılırlar. deneyde önünde çift yarıklı bir engel bulunan bir elektron tabancasından elektronlar tek tek ateşlenmiş, ve yarığın arkasında bulunan ekranda düştüğü yerler not edilmiş, sonuçta sanki tek tek fırlatılan elektronlar iki delikten de aynı anda geçmiş ve kendisiyle bir girişim dalgası oluşturmuş gibi ekranda bir girişim deseni elde edilmiş. yani şu:

https://i.hizliresim.com/76X9ov.png

Bu elbette bilim adamlarına garip gelince yarığın arkasına gelen elektronun enerjisini emip yarı enerjili 2 elektron yayan bir düzenek yapıyorlar. bu şekilde bu 2 elektron birbirine dolanık hale getiriliyor. 1. elektron yine ekrana giderken 2. elektron bir sensöre gidiyor. dolayısıyla artık elektronun hangi delikten geçtiği bilgisine sahibiz. bu bilgiye sahip olduğumuz anda ise ekranda girişim deseni yerine sedece yarıkta olduğu gibi bir çift desen elde ediyoruz. işin garip tarafı ise sensör çok çok uzakta olsa bile yani sensöre çok daha sonra gelse bile dolanık eşi ekranda çift desen oluştaracak şekilde hareket ediyor. dolayısıyla yaptığımız gözlem elektronun geçmişini etkiliyor diyebiliriz. buna dolanıklık deniyor.

bir ekleme yapmakta fayda var. acaba kullanılan malzemeler mi dalga fonksiyonunun çökmesine neden oluyor diye düşünmüş bilim adamları ve aynı deney düzeneğine kuantum karıştırıcı adlı bir düzenek ekleniyor. burada kısaca yine sensörler kullanılıyor ama bu sefer sensörlere çarpan elektronun hangi yarıktan çıktığı bilgisini bozacak şekilde bir düzenek kuruluyor. bu defa sensörlere çarpan elektronun dolanık eşi ekranda bir girişim deseni oluştaracak şekilde hareket ediyor. yani elektronun hangi yarıktan çıktığı bilgisini kaybettiğimiz anda diğer dolanık eşi dalga gibi davranıyor.
aynıyla vakidir.
uygulamada çok iyi kullanılan ancak işleyiş mekaniği hakkında henüz bilgi sahibi olunamamış fenomen. dolanıklıktan faydalanarak ticari ürünler yapılıyor ama onun nasıl çalıştığı konusunda kimsenin bir fikri yok. ne güzel...