bugün

diyarbakır iline bağlı sur belediyesinin belediye bünyesinde çalışacak personelin alımında aradığı kıstaslarla gündeme gelen uygulamadır.

bu uygulamaya göre belediye bünyesine personel alınırken, başvuran adaylardan; arapça dili ile kürtçe ve zazaca gibi yerel lehçeleri bilenlerin tercih edilmesini 7'ye karşı 17 oyla kabul etmiştir. bunu çok dilli belediyecilik hizmetleri başlığı altında uygulamaya koyan belediye başkanı abdullah demirbaş kararı umarım türkiye büyük millet meclisine örnek oluruz diyerek savunmuştur.

türkiye cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes zorunlu 8 yıllık ilköğretime devama mecbur iken, ve milli eğitim temel kanunu öğrencilere türkçe öğretilmesini ve konuşmaya teşvik edilmelerini salık verirken, milli eğitim bakanlığı "branşı her ne olursa olsun her öğretmenin ikinci branşı türkçe öğretmenliğidir" derken, bu uygulamayı yapan belediye hangi kanundan güç almaktadır?
(bkz: kaşınmak)
vakt-i zamanında sözlüklerin bir kısmında duyulduğu anda kimi yazarlarca "yok yahu, blediye halka yakın olmaya çalışıyor" tipi paravan sözlerle savunulmaya çalışılan "çok dilli belediyecilik" hizmeti devletin yargı kurumlarına ait duvara toslamış olan belediye ve onun faaliyetleridir.

neydi bu belediyenin yaptığı hizmet?

devletin içişleri bakanlığına doğrudan bağlı olarak vatandaşına hizmeti yerel bazda götürürken kullanılacak dil olarak "kürtçe"yi tercih etmesiydi.

dedik, dediler, demeye devam edilecek! bu ülkenin ekmeğini yiyenler bu ülkenin kanunlarına yasalarına uymalıdır. bu kanunlar temelinde anayasa bulunur ve anayasanın ilgili maddesi son derece net; resmi dil türkçedir. budur, bu kadardır, açıktır...

yok dedi belediye başkanı, "ben bütçeden belediyeye düşen payı alırken devlete bağlıyım, maaşımı alırken devlete bağlıyım ama belediyecilik yaparken anayasa beni bağlamaz."

bağlar...

bağlayacak!

bağladı!

bugün danıştay konu ile ilgili kararını açıkladı...

belediye başkanının görevden alınması, belediye meclisinin feshi!

düz ovada siyaset yapmanın zorlukları bunlar işte. düz ovada dağ kanunları geçmez. düz ovada amir hükümler ne derse onu uygularsın. ben uygulamıyorum diyen ya usta şoför olur. yada bu tarz acemice fakat don kişotvari çıkışların sonucunda arabayı duvara toslar.

tosladı...

tosluyor...

toslayacak...

sırada diyarbakır belediyesi var.

web sitesinin sol üst köşesindeki "diller" bölümünden kürtçe kalkacak...resmi dil türkçedir...kamus namustur.
türk kökenlilerin o sözkonusu dilleri bilmediğini bilmemek için ya süper geri zekalı yada hain olmak gerekir.
fasolarin kuyruguna basmak.
karşı çıkan kişinin faşo ilan edilmesine vesile olan uygulamalardır. sizin gibi katıksız hain olmaktansa faşo olmak onurdur şahsıma.

ne demiş seksopat rocco amca;

(bkz: suck this)*
"farklılığımız zenginliğimizdir" kılıfı altında kürt kökenlilere öncelik sağlamak ve bölücülük yapmak bunların en dikkat çekenlerinden biridir. binlerce kürt kökenli vatandaşın yaşadığı izmir'in torbalı belediyesi, "personel alınırken, başvuran adaylarda; yerel şiveyle (ege şivesiyle) konuşulmasını tercih sebebi saysa" ve bu yönde bir meclis kararı alsa herhalde kıyamet kopardı. "vay kürtler dışlanıyor, ezilen kürt kardeşlerimiz" feryatları ayyuka çıkardı. farklılık zenginlikti hani? ne oldu? işine gelmedi mi?

faşoluk aiesinin geçimini sağlamak için iş arayan insanları "kürtçe-arapça vb. bilmiyor, yerel şiveyle konuşamıyor" diye işe almamak ve ayrımcılık yaparak hakkını yemektir. utanmadan kürt ırkçılığı yapmaktır. faşoluk, faşizmi yapana göre tavır almak, türk faşizmini lanetlemek ama kendi kürt faşizmini kınamamak, bilakis destek çıkmaktır.
sadece işe alımda değil belediyeyi aradığınızda da karşınıza kürtçe pbx çıkar. *
"Türk demek, dil demektir. Millet olmanın en belirgin niteliklerinden biri dildir. "Türk milletindenim." diyen kişi, her şeyden önce kesinlikle Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir kişi, Türk kültürüne ve milletine bağlılığını öne sürerse buna inanmak doğru olmaz."

"Türk Dili'nin kendi benliğine, özündeki güzellik ve zenginliğine kavuşması için, bütün devlet kurumlarımızın, dikkatli, ilgili olmasını isteriz."

"Türk Dili'nin özleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve kamuoyuna bunların benimsetilmesi için bütün yayın araçlarından yararlanmalıyız. Her aydın, hangi konuda olursa olsun, yazarken buna dikkat edebilmeli, konuşma dilimizi ise uyumlu, güzel bir duruma getirmeliyiz."

"Türk demek Türkçe demektir; ne mutlu Türküm diyene!"

mustafa kemal atatürk