bugün

dicle üniversitesinde okuyan bir öğrencinin ağzından yazıldığı belirtilen, e-posta kutusu açıp okunulduğunda "diyarbakır ili hangi ülkeye bağlı?" yazısıyla karşılaşılınca ilgi çeken, açıp okunulduğunda bünyede adı konamayacak hisler yaratan yazı.

--------------------------------------------------------------------------
Bu mesajı olayları anlatmakta çaresiz kaldığımız için
size yazıyorum. Çünkü Sesimizi korkmadan duyurabileceğimiz pek fazla insan
kalmadı. Konuya gelince: 2 gündür Diyarbakır'da çıkan olayları az-çok
duymuş ya da takip etmişsinizdir. Soruyorum Diyarbakır ili hangi ülkeye
bağlı!? Hangi ülkenin sınırlarında?Bu Üniversiteye geleli yıllar oldu ama
hemen her gün (abartısız) devlet aleyhine, bölücü başı terörist Abdullah
Öcalan lehine eylemler,forumlar yapılmasın, bildiriler okunmasın.

Fakültelerin ortak bahçesinde satılan apo posterli, kürtçe yazılı bölücü
dergileri satılması da cabası...Tabi bunlara tuvaletlerdeki ''Türk,
Türkçü, Türkçe giremez'' vs gibi sayısız yazıların varlığını da ekleyecek
olursak varın siz durumun ciddiyetini düşünün.

Ve ilginçtir bunları yapan sözüm ona öğrencilerin büyük kısmını cümle alem
artık biliyor, tanıyor. Çoğu defalarca hapse girmiş, çıkmış kişiler ve
Üniversite yönetimince (nasıl yönetimse artık) hiç bir sakilde
cezalandırılmamış insanlar...ve son olaylarda da yine bu insanlar başı
çekiyorlardı. Affedersiniz ama azdılar demek daha doğru gelecek sanırım.

2 gündür Diyarbakır da şehir merkezinden tutun, Koşuyolu, Bağlar,
Kuruçeşme ve daha birçok semtte birçok noktada devlet aleyhine gösteriler
düzenleniyor. Ne var canım bunlar doğal hali Diyarbakır'ın demeyin. Çünkü
bunlar gösteri boyutunu aşmış durumda. Hiç bir şeyi göstermeyen medya dahi
sokaklarda polis-provokatör çatışmasını defalarca verdi (Bu sadece
gösterilen kısım) Şehir şu an da ruh gibi.Emniyet binalarının
camları inmiş, bankalar yakılmış, okullar, sağlık ocakları, karakollar
basılmış, otobüs durakları darmadağın, yollardaki tabelalara kadar
saldırılmış durumda.(Nasıl bir demokrasi arayışıdır ki devletimizin onlara
sunduğu bu imkanlara saldıracak kadar küstahça!)

Saat 20.00 sularında dışarı çıktım ve eski OHAL zamanındaki görüntüden pek
de farklı bir görüntüye rastlayamadım.Sokaklarda sadece panzerler, emniyet
birim elemanları ve ara ara çatışan göstericiler var. Bir polisin uyarısı
üzerine hemen koşarcasına eve dönmek zorunda kaldık.

Olayın bizi en üzen yanı ise bugün Kampüse sıçrayan olaylardı. Üniversite
polisinin şehirde görevde olmasını fırsat bilerek ''şehit namırın, biji
serok apo'' şeklinde sloganlar eşliğinde YÜZLERiNDE MASKELERLE bir kısmı
zaten belli olan ve onlara katılan PKK sempatizanları önce Fen-Edeb/Diş
Hekimliği Fakültelerinin ortak bahçesinde toplandılar. Sonra
Fen-Edeb.Fak'ni bastılar. Tehditler ve sloganlarla Bütün öğrencileri zor
kullanarak dışarı çıkardılar. Daha sonra Bizim fakültemiz olan Tıp
fakültesine baskın yaptılar ve yine aynı şekilde Derslikleri ve
Kütüphaneyi boşalttırdılar. Karsı koymayı denedikse de 1-2 kişinin böyle
kudurmuş bir grup karşısında ne kadar sözü geçer varın siz hesap
edin...Mecburen çıktık.Ve sonra Diş Hek. oradan da mimarlık sırasıyla
bütün fakülteleri boşalttırdılar ve hiçbirimiz derse giremedik. Çok sayıda
arkadaşımız da mağdur oldu ama kimsenin gücü yetmedi bunlara.

Nereden cüret edebiliyorlar bilmiyorum ama şöyle bir tehdit eklediler ''
yarın okula gelmeyeceksiniz!, gelenleri cezalandıracağız!'' şu an da bütün
öğrenci arkadaşlarımız tedirgin ve korkmuş durumda.Okula gidemiyoruz.
(Başkasının derdi nedir bilemem ama bizler okumak için memleketlerimizden
kalkıp buraya geldik ama durum işte yukarda anlattığım gibiyken nasıl bunu
başarabileceğiz varın tahmin edin) Biz yarın yine de derse gidebilmeye
çalışacağız ama sonuç ne olur kestiremiyoruz...
--------------------------------------------------------------