bugün

son zamanlarda farkettiğim durumdur. Nacizane gözlemlerim şu şekilde, insanların hayatlarına artık din yön vermiyor. insanlar daha çok pozitif alanlarda başarı sağlamış insanları kendilerine örnek alıyorlar. Bir yerde bir sorun çıktığı zaman allahın takdiri deyip geçmek yerine bunun sorumlularının kim olduklarını soruyorlar.

Zina yaptı diye bir kadının taşlanması, yıllar önce terk edilen bir uygulama, fakat zina yapanların taşlanması gerektiğini düşünmeyi bırakmak sanırım o kadar eski bir olay değil.

hayatı dine göre şekillendirme, yani bir nevi şeriatçılık, günümüzde küçük şehirlerin fakir halkları ve kıyıda köşede kalmış kökten dincilerin düşüncesi olmuş durumda. Nitekim kenar mahallelerde bile artık kadınlar istediklerini giyebiliyor, namaza gitmeyen bir insan aşağılanmayabiliyor.

Bunlar sevindirici durumlar tabi. benim asıl dikkatimi çeken şey, bütün bu gelişmelerin, sevmediğimiz akp döneminde olması. bugün oruç tutmayanlara karşı düşmanca tavır, on beş yirmi yıl öncesine göre çok daha az.

sanırım siyasete egemen olan dincilik düşüncesi bile, sekülerleşmenin önüne geçemiyor. insanların hayat alanları genişlediğinde, her ne olursa olsun görüşleri dinden uzaklaşıp daha seküler bir hale geliyor.
Dinin önemi azaldıkça vahşeti artıyor.
Dindar olduğunu söyleyen insanlar içki içiyor, kırmızı ruj sürüp türban takabiliyor ve garipsenmiyor. isteyen istediğini benim sınırlarımı ihlâl etmediği müddetçe yapabilir, konumuz bu değil.

Fakat din durağandır. 1000 yıl önce uyulması gereken kurallar kendiliğinden yırtılıp yenisi yazılmadı henüz. Kur'an'a Güncelleme gelmişse ve haberim yoksa yıkarım ortalığı. Ben bu devlete vergi veriyorum.

dine inananlar değişmeye başladı. inançlı olduğunu söyleyenler dini vazifelerini yerine getirmemek için her şeye kulp takar oldu. Sonucunda da şiddet mütemadiyen arttı. bütün dinler bitmeye mahkum. Ne yazık ki gürültüsüz bitmeyecek. Kan gövdeyi götürecek, belki yerini başka kutsallara bırakacak ama şu an inanılan dinlerin işlevi artık işleyişini kaybetmek üzere.