bugün

Bu güne kadar insanlığın yarattığı en utanç verici, zerre kadar saygıyı hakketmeyen ve bir avuç yobazın diline dolanan hayal mahsulü kavramlardır.

Birbirlerine öyle iç içe girmişlerdir ki; birisi insanları sınırlandırmayı ve kullanmayı amaçlarken diğeri; tüm bu iğrençliği örtme görevini cesurca üstlenmiştir. Dünya da bu güne kadar hiçbir savaş ve hiçbir kıyım bu kavramlar kadar cani ve acımasızca gerçekleşmemiştir. bir kişi din ve tanrı adına ölen insanların sayısını gördüğünde, eminim ki; içi ürperti ve nefretle dolar.

Dahası yüzyıllardır insanlar bu kavramları kullanarak kandırılırlar, her dinde bunun böyle olması şaşırtıcı değildir. Sizin üstünüzden türlü numaralarla ve edindikleri otoriteyle kendi ceplerini ve refahlarını garantilerler.

Ahlak ve adalet adına hiçbir şey barındırmazlar. Hatta ve hatta ahlaksızlığın ve adaletsizliğin çıkış noktası olabilecek ölçüde basit düşüncelerdir. en gözde örneklerden birisi; insanlar, sadece bu hayali varlığa inanmadığı için sonsuz acıya maruz kalacaktır, denilmektedir. Bu ne kendini beğenmişlik! Bu ne saçmalık! Birde üstüne yücelikten bahsedecek kadar zavallı olması da beraberinde gelmektedir. Bu derece sığ bir kavramda hangi adaletten hangi ahlaktan bahsedilebilir?

Din ve tanrı saçmalıkları insanların içine öylesine işlemiştir ki; yapacağınız hiçbir açıklama bu da dahil olmak üzere onların gözlerinin üstündeki bandı söküp atamaz. Çaresizlik içersinde, bu boş kavramları desteklemek için ellerindeki her şeyi kullanırlar, kullanmalılardır da! Çünkü bir çocuk hikayenin gerçek olmasını ister, inanır. Aksini söyleseniz bile öyle olduğunu kanıtlamaya çalışır.

Bizde büyüdüğümüzü sanıyor olsak da, hala doğanın çocuklarıyız ve onu anlamak için uğraşmaktansa hikayeye kanıtlar aramayla boşa zaman harcıyoruz...
ikiside son çağlarını yaşıyorlardır.
maymundan gelenlerin anlayamayacağı kavramlardır. boşver zaten, anlama. muz veriyim mi?

edit:eksileyen arkadaşlar, muz konusunda ciddiyim.
özgüvensiz ve korkak zihinlerin tutunduğu dal.

Zeki yaşam formu oluşumu trilyonlarca kez milyonlarca canlıda başarısızlığa uğradı... Şimdi en sonunda işe yaradı, ve insanlara bu olay hakkında düşünme fırsatı veriyor fakat bazı insanlar "yaratıcı" diye bir kavrama inanıyor çünkü bu oluşumun olasılıklarının küçüklüğü düşük zekalarını şaşırtıyor... Tebrikler.
kufur edilmesi, dalga gecilmesi kimi insanlara muthis bir haz ve mutluluk veren iki kavram. oysa cozum oyle basit ki, yapman gereken sadece gecici dunya hayati sona erdikten sonra sonsuz yasaminda cehennem azabiyla cezalandirilmak istemeyen insanlarin bu tercihine saygi duymak.

eger bir yaratici yoksa ve gonderdigini sandigimiz peygamberlerin hepsi birer sahtekarsa ne sen ne de ben bir sey kaybetmiyoruz nasilsa, o zaman bunca bidi bidi niye?

haa eger allah varsa ve peygamberler araciligiyla kullarini uyariyorsa, iste o zaman dostum ben cok sey kazanirken sen cok sey kaybediyorsun. haberin olsun.
rakı - peynir ikilisi gibidir. ikisi bir arada buluşunca dünyadan, gerçek dünyadan bulutlara doğru üçüşa geçersin.
çok da kurcalanmaması gereken bir konu. ya kurcalarsın yaratana inanır, din i reddedersin * ya da susar körü körüne inanırsın.
tanri dusuncesi masum bir dusuncedir. insan bu evrenin baslangicini, nedenini, anlamini merak ediyor. her insan merak eder ve sonunda cogu insan bir tanri dusunuyor. hayal mi gercek mi? bilmiyorum. ben agnostikim.

yalniz soz konusu dinler olunca, iste burada agnostik degil tam bir azili ateist oluyorum. dinler tamamen uydurmadir. insanlari kullanmak ve yonetmek amaclidir. en azindan gunumuzde dinler toplumlara hicbir fayda saglamamaktadir. mark twain'in dedigi gibi, "gelismis toplumlar dindar olduklari icin degil, dinlere ragmen gelismislerdir." artik dinlerden kurtulmaliyiz.
inanç kişinin kendisiyle inandığı arasındadır aslında. -orijinde- türk toplumunun temel taşlarından biri olan 'allah korkusu' kavramının bazı kişilerce -sözde- alt edilip, "bakın, ben allahtan korkmuyorum" deyişinin etraftan -özellikle bayan- kişilerce "vay canına, ne hoşsun sen" şeklinde tepki görmesi ile bu vaziyet 'matah' bir şey sanılır olmuştur.

şimdi, ben inanıyorum ya da inanmıyorum, sana ne? bakın, ahirette yanacaksınız, zebanilerce fantezi aracı yapılacaksınız falan demiyorum. sadece 'sana ne?'. öte yandan burda gelip 'ben inanmıyorum' tafralarına da verilecek cevap 'bana ne?'dir zannımca.
tanrının varlığı asla bilinemez bir kere. olabilir ki büyük ihtimalle de var gibi gözüküyor. asıl aptalca olan şey dindir. herkes bir tanrı bulabilir kendisine. bu bir tahayyül edilemeyen olur kimi için, kimi için güneş, kimi için deniz... bu son derece kişisel bir şeydir.

ama din öyle değildir. ben'i öldürür din. ahlak vaadiyle ahlaksızlık yapar insanın özüne. varoluşuna. o bir kandırmacadır, bir yutturmaca... patronunuzun ofiste tanrıyı oynayıp kendi kitabını sizlere sunduğunu hatırlayın. her şey böyle başlamış olabilir.

önemli olan tanrının varlığını yok saymak değildir. bilinemez çünkü. o yüzden birine bunu anlatmak da gereksizdir.

önemli olan onun üstüne oynamaktır tüm bahisleri. onu düşünmeden. bilip bilmeden.