bugün

öncelikle (bkz: #9700826) bu entry ile yer yer bağlantı taşıyor birazdan yazcaklarım. okumanızı tavsiye ederim.

din veya bir inanca sahip olma hadisesi genellikle karnı aç olmayan insanların üzerine düşündükleri bir olgudur. sokağa çıkıp herhangi bir insana "öncelikli sorununuz nedir?" diye soracak olursanız çoğunlukla alacağınız cevap "geçim sıkıntısı" olucaktır.

ülkemizde şuan gündem malumunuz "türban". ama emin olunuz ki dışarıda geçim sıkıntısı derdine düşmüş onlarca insanın umrunda bile değil "türban". "kim neyle nereye girmiş, vay efendim üniversiteye türbanla girilmez/girilir" kimsenin umrunda olmayan hadiseler. adam akşam evine götüreceği ekmek peşinde. emekçi adamın umrunda bile değil "türban". adam aç çünkü. çocuklarını okutabilme peşinde. evine sıcak bir yemek götürebilme peşinde.

keza afrika'ya dikkatinizi çekmek isterim. her gün yüzlerce, binlerce insan sadece "aç" oldukları için ölüyorlar. bir insanın en temel ihtiyacını gerçekleştiremedikleri için. orada yaşayan insanlar 24 saat oruç tutmak mecburiyetindeler. siz sanıyor musunuz o insanların "din" zerre kadar umrunda? yaşam savaşı veriyorlar orda. işte o yüzden din veya inanç "karnı tok olanların uğraşıdır" diyorum.

şimdi ülkemizdeki olayla bağdaştıralım bu yazdıklarımızı. malumunuz milyonlarca insanımız açlık sınırının altında yaşıyor. "türban" kimin umrunda? son zamanlarda türban neyi örtüyor/örtmüyor tartışmaları dönmekte. türban neyi örter neyi örtmez bilemem ancak; bu ülkede insani şartlarda yaşayamayan milyonlarca insan var. kimse memura yapılan %4+%4 lük maaş artışını konuşmuyor, kimse emeklilerin çektiği yaşam zorluklarından bahsetmiyor. ve ben biliyorum ki türban bu ülkenin esaslı sorunu değil. çok daha mühim konular var bu ülkede. işte bunları ikinci plana atıyor "türban".

osmanlı'nın en güçlü olduğu dönemlerde veya abd'nin şu anki halinde kimse kimsenin inançlarına bu kadar müdahele ediyor mu/muydu? herkes dostça yaşıyorlar/yaşıyorlardı.

ve son olarak bir başka konu. tekrar afrika'daki açlık ve din ilişkisine döncek olursak. sömüren ülkeler, sömürdükleri bu afrika ülkelerini "din" yöntemini kullanarak sömürdüklerine dikkat çekmek isterim. oysa şimdi din ve inanç afrika insanının zerre kadar umrunda değil. ama bir kere kapitalizmin sömürgesi altına girdin mi kurtulmak o kadar kolay olmuyor.

bu afrika'daki açlığa dikkat çekmek istediğim zaman kimi insanlar vicdan mastürbasyonu diyorlar. size gerçek vicdan mastürbasyonu ne demek söyleyeyim. sömürdüğün afrika ülkelerine göstermelik yardım yapmaktır vicdan mastürbasyonu. belki ben bu olayın tek başına önüne geçemem. sen de geçemezsin. ama "biz" olursak birilerinin dikkatini çekebiliriz. ve o birileri de başka birilerinin dikkatini çekerek tüm bu sorunların çözümü için girişim başlatabilirler.

sözün özü toparlarsak; din veya inanç karnı aç olanların asla ve asla öncelikli sorunu hiç bir zaman olmamıştır. suni gündemler yaratıp bazı gerçeklerin önüne geçilmesine asla izin vermeyin.
çok fakir---> dinden habersiz
yoksul------> dindar
orta halli--> karışık
zengin------> dine uzak
çok zengin--> çıkar amaçlı dindar