bugün

dinin ahlak getirdiği önyargısının temelli yanlış olmasıdır.

çok net bir gerçek vardır. din adına yapılanlarda ahlak aranmaz.
fetö nasıl böyle palazlandı bir düşünün?

diyorlardı ki, bu dinsiz imansızlar, din düşmanları geleceğine makamlara bizim dininde imanında gençlerimiz gelsin.
sorular mı çalınmış, haksızlık mı yapılmış kimsenin umrunda olmadı.
sonuçta ahir zaman. islam davası.
islamı amaçla hile hurda hırsızlık vs caizdir anlayışı hakim.

uzun yıllar kimse ses etmedi olan bitene.
sebep buydu.
sonuçta islami bir amaç güdülüyor.
ne oldu?
sonuç?

şimdi herkes sanki ilk kez görmüş pozlarında.
ama arşivler neyin ne olduğunu gösteriyor.
ayan beyan belli olan işlere sırf ''islam davası'' diye susanlar şimdi ahlak geyiklerinde...

buyrun din ahlak mı getiriyor?
dinin ahlak getirisine kesinlikle inanmıyorum. bence tamamen kişinin etik anlayışı ve vicdanıyla alakalı bir durum. ki gördüğüm örneklerde kendi ahlağını geliştiren kişiler, dinle geliştirine göre çok daha ahlaklı. zaten ahlak kavramı zorla olacak bir şey değil. dinde zorlama yoktur deniyor lakin mensubu bulunduğun dinin belli başlı getirilerine uymak zorundasın. uymadığın takdirde belli sonuçlarının olduğunun farkındasındır da. ülkemizde olan olaylara baktıkça ahlak adı altında çocuk gelinler, okutulmayan ve zorla kapatılan çocuklar vs. durum söz konusu. sen biliyorsun durumu.
din zaten tüm pisliklerin kaynağı o farklı da ben ahlaki algı olarak dinin etik çerçevede değerlendirilmeyeceği üzerine yazacağım. mesela pragmatist ahlakı veya hazcı ahlakı eleştiryor bu dinciler. kendi yaptığı şeyleri maneviyat altında sunuyor. peki dindarların ahlakı ne kadar maneviyatçı bir ahlak?

bence hiç.
dindarlar gayet pragmatist ahlaka sahipler ve ahlaki eylemleri çıkarcılık üzerine kuruludur. bu çıkarın illa maddi bir karşılığı olması gerekmez çünkü din zaten maddiyi aşkıdır fakat o aşkın yerde bu pragmatist algı vardır.
mesela birine insan olduğu için yardım etmezler çünkü önemli olan allah rızası denen şeydir, aslında o da değildir, allah ın ceneet vaadine ulaşabilmek ve cehenneminden kaçmaktır. yani aslında allah için de bir şey yaptıkları yok allah ın verecekleri için bunu yapıyorlar çünkü allah itaat ve ibadet, iyilik gibi şeyler doğrudan ödül kaynaklı.

ee pragmatistlerde zaten böyle diyor, eylemlerimiz bize fayda sağlıyorsa o halde biz o eylemin doğru olduğuna varırız diyor. ne farklın var lan.

dindeki bu çarpık ahlak anlayışı sorunludur bu bir.
ikincisi ise dinin kişiyi kendinden geçirici bonzai etkisi yapan bir yanı vardır ve kişi bunları yaptıkça aslında beyninde o etkiyi hisseder. ( zaten aşırı manevi yönü gelişmiş kişiler beyni nasıl bu konuma getireceğini bildiği için çok hızlı transa geçer)
ibadetin amacı da bu aslında. kişiye manevi bir haz verip onu mutlu etmek.

ee gel hazcı ahlaka o da aynı, insan acıdan kaçar hazza koşar diyor. bunlar önemli şeyler ve dindarların sapkın anlayışını ahlakla hiçbir ilgisi yok.
din; ahlak kurallarının temel kaynağıdır.

aşağıda verilen bazı ayetler de bu gerçeğin ispatıdır.

ahlaksızlığı yapanlar üzerinden, ahlak kurallarını koyan merciyi suçlamak fazlasıyla abestir.

ayetlerden bazıları;

nur suresi 30. ayet; (Resûlüm!) Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.

Al-i imran Suresi 134. Ayet; Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever.

Bakara Suresi 83. Ayet; Hani, biz israiloğulları’ndan, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekatı vereceksiniz” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz.

Bakara Suresi 84. Ayet; Hani, “Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız” diye de sizden kesin söz almıştık. Sonra bunu böylece kabul etmiştiniz. Kendiniz de buna hâlâ şahitlik etmektesiniz.

Nisa Suresi 36. Ayet; Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.

Nisa Suresi 40. Ayet; Şüphesiz Allah (hiç kimseye) zerre kadar zulüm etmez. (Yapılan) çok küçük bir iyilik de olsa onun sevabını kat kat arttırır ve kendi katından büyük bir mükâfat verir.

Nisa Suresi 114. Ayet; Bir sadaka vermeyi, yahut iyilik yapmayı, yahut da insanların arasını düzeltmeyi emredenleri hariç, onların aralarındaki gizli konuşmaların çoğunda hiçbir hayır yoktur. Kim bunları sırf Allah’ın rızasını kazanmak için yaparsa, biz ona büyük bir mükâfât vereceğiz.

Araf Suresi 199. Ayet; Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.

Nahl Suresi 90. Ayet; Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.

Rum Suresi 38. Ayet; Öyle ise akrabaya, yoksula, ve yolcuya hakkını ver. Bu, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak isteyenler için daha hayırlıdır. işte onlar kurtuluşa erenlerdir.

Enam Suresi 151. Ayet; (Ey Muhammed!) De ki: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. (Zina ve benzeri) çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Meşrû bir hak karşılığı olmadıkça Allah’ın haram (dokunulmaz) kıldığı canı öldürmeyin.işte size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız.”

Enam Suresi 153. Ayet; işte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O’nun yolundan ayırır. işte size bunları Allah sakınasınız diye emretti.

Araf Suresi 85. Ayet; Medyen halkına da kardeşleri Şuayb’ı peygamber olarak gönderdik. Dedi ki: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin için ondan başka hiçbir ilah yoktur. Rabbinizden size açık bir delil gelmiştir. Artık ölçüyü ve tartıyı tam yapın. insanların mallarını eksiltmeyin. Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk etmeyin. inananlar iseniz bunlar sizin için hayırlıdır.”

Araf Suresi 86. Ayet; “Bir de, tehdit ederek Allah’ın yolundan O’na iman edenleri çevirmek, Allah’ın yolunu eğri ve çelişkili göstermek üzere her yol üstüne oturmayın. Hatırlayın ki, siz az (ve güçsüz) idiniz de o sizi çoğalttı. Bakın, bozguncuların sonu nasıl oldu!?”

Hucurat Suresi 11. Ayet; Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. imandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir.

Hucurat Suresi 12. Ayet; Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? işte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.

tevbe suresi 71. ayet; 'Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin velileridirler. iyiliği emreder kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederler. işte Allah’ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.'

bu ayetlerin hangisinde 'ahlaksızlık' teşvik ediliyor da 'din ahlaksızlığın kaynağıdır' denilebiliyor, anlayamıyor insan.

biraz izan.
yanlış önerme.
dindarlık ayağına ahlaksızlığı gizlemek veya ahlaksızlığa dini bahane etmek daha doğru olabilir.
hiçbir din tecavüzü hiçbir şekilde haklı bulmaz,
hiçbir din ihaneti, rüşveti, yolsuzluğu hoşgörmez.

ekleme: geçenlerde bir haber vardı, köy meclisi Bir kıza tecavüz eden sapığı cezalandırmış!, mağdurun abisi sapığın kız kardeşine tecavüz etmiş ceza olarak, cezaya bak amk. kısasa kısas yapıyorlar hesapta, o zaman adama tecavüz edin orrospu çocukları, dindeki kısasa kısas bu değil ki, gelenekleri dinin gereği gibi göstererek yapılan hatalar/suçlar yüzünden din suçlanamaz, her zaman dediğimiz gibi, kötü olan din değil kuldur.
'Dinde zorlama (ve baskı) yoktur.” 
(Bakara Suresi, 256)

yani; kimse kendi gibi düşünmeyene zorlama ve baskı uygulama hakkına sahip değildir. Dileyen dilediğine inanmakta özgürdür. 

… Onlar mü’min oluncaya kadar insanları sen mi zorlayacaksın?
(Yunus Suresi, 99)

ayetinde, peygamberimize bile insanları iman etmeleri için zorlama hakkı verilmemişken, biz neyin telaşındayız?

”Şu halde, eğer ‘öğüt ve hatırlatma’ bir yarar sağlayacaksa, öğüt verip hatırlat.” 
(A’la Suresi, 9)

ayeti gereği sadece tebliğ edebiliriz.

eğer bu da işe yaramazsa;

'Sizin dininiz size, benim dinim bana.
(Kafirun Suresi, 6)

ayetini dikkate alırız.

gelelim; mürted olanın katli vaciptir cümlesine:

Bu cümlenin cevabı da bu ayet olsun;

… Sizden kim dininden geri döner ve kafir olarak ölürse, artık onların bütün işledikleri (amelleri) dünyada da, ahirette de boşa çıkmıştır ve onlar ateşin halkıdır, onda süresiz kalacaklardır. (Bakara Suresi, 217)

yani cezası dünyada değil ahirettedir.
kuran diyor ki yapmayın, ama kafirin biri çıkıp ben müslümanım dediği zaman, insanlar islam dininin doğruluğunu yanlışlığını o insanda arıyor. işine geliyor çünkü. yani ben müslümanım diyip itlik yaparak müslümanları kötü gösterebiliyorsunuz. kuran kimin umrunda.
yanlış olan bir önerme. istisnasız bütün dinlerde temelde tek bir öğreti vardır : insan-ı kamil olmak. kültüre ve dine bağlı olarak bazı şeyler değişse de temelde hepsinin amacı, bireyi iyi bir insan olması için yönlendirmektir.

madem her şey bu kadar basit, neden bu kadar bok içinde dünya ?

mesele dinin mükemmel olması veya olmaması değil, her din inananı için mükemmel bir din zaten ancak inanan kişi mükemmel mi peki ? değil.

bildiğim yerden anlatacağım efendim. islam. islamda hırsızlık yoktur, soysuzluk yoktur. genellikle eleştirenler şunu çok söylüyor, efenim şeriatte hırsızlık yapanın eli kesilecek, öyle söylüyor. evet kardeşim doğrusun, öyle diyor fakat bunlar bazı şartlara bağlıdır. fıkıh mıkıh bunları araştırmadan konuşunca gerçekten korkunç görünüyor. öte yandan şeriatle yönetilen bir ülkede kaç el kesme vakası yaşanmış gelin beraber bir bakalım.

adres osmanlı imparatorluğu. din-i islam'ın zirve yaptığı devlet. şeriat ile yönetiliyor. devletin 623 yıllık ömründe hırsızlıktan ötürü el kesimi sadece 6 defa gerçekleşiyor. ulan bir dakika! 623 yılda sadece 6 defa mı hırsızlık geçti ? hayır efendim, belki sayılamayacak kadar hırsızlık geçti ancak 6 defa el kesme vakası yaşandı. bu 6 vakayı diğerlerinden ayıran fark kısaca şuydu, örneğin, hırsız sizin evinizden kıymetli bir eşyayı çaldı. tüm mevuata hakim değilim elbette, ancak bu el kesim cezasının yaşanması için mal sahibi olarak sizin hiç bir eksiğinizin olmaması gerekir. yani sizin evden çıkarken kapıyı kilitlemeyi unutmuş olmanız, balkon kapısını açık bırakmanız ya da bu gibi hırsızı sizin evinize yönlendirecek benzeri herhangi bir durum dahi hırsızın elini kurtarması için yeterli bir sebeptir. ha hırsız cezasız mı kurtuluyor ? elbette hayır, hakkınca bir cezayı alıyor elbette ancak en ağır cezayı almıyor.

buna benzer örnekler verilerek laf uzatılabilir ancak bilgi içerikli veya uzun girdilerin okunmadığını bildiğimden mütevellit sözü burada özetleyip bitiriyorum : ahlaksızlığın kaynağı din değil, bireylerdir.
din insani yani insanların ürettikleri, buldukları, uyguladıkları kurallar, kanunlar, maddeler ve rahmani olan tüm kurallar yani farzlar, allah'ın insanlara olan direkt nasihatleri, öğütleri bütünün adıdır.

dinin adı islamdır.

islam insanın insanla, hayvanla, bitkiyle en son olarak da cansız olan tüm yaratılmış mahlukatla olan birlikteliğinin adıdır.
islam allah ile yaşama bağlanmaktır, o'nun razı olduğu bir hayat sürmektir.
islam bir insanın yaşayış şeklidir(bu insana müslüman diyoruz).
islam güzelliktir, canlıya cansıza sırf allah'ın rızası için güzel, hoşgörülü, merhametli davranmaktır.
islam ahlakın, edebin, hayanın kaynağıdır.

aksini iddia eden kişi nüfus cüzdanında yazı olan "müslüman" ibaresinin gerekliliklerini açıp okusun.
bugün bir kez daha şahit olunan gerçek.

bakın normalde birisi çıksa 9 yaşında kız evlenebilir, bir sıkıntı olmaz hatta gebe de kalabilir dese ortalık ayağa kalkar, adamın ne sapıklığı, ne ahlaksızlığı kalır.

ama bunu fetva diye sununca kimseden çıt yok.
herkes onaylıyor.
din afyonuyla sunulunca herkes sus pus. e peygamber de zaten aynı şeyi etmişti. o zaman bir beis yok bunda değil mi?

işte din böylece bir kez daha sapkınlığın kaynağı oluyor.
kuran'ı okumanız gerçeği görmeniz için yeterli olacaktır. hz. peygamber'in halkla olan ilişkilerine de bir göz atın tabii ki.
Kuran okuyan herkesin bileceği gerçektir,

Al muhammed bu kadınlar sana helal kılındı anlamındaki yazılar,
ikişer üçer dörder kadın alın diyen yazılar,
inanmayanları öldürün ve vergi alın diyen yazılar,
Savaş esiri kadınları savaş ganimeti diye bahseden yazılar,

Bunlar ahlaksızdır ve kuranda yazılı durumda,
Sağır kör ve dilsizler dahi dinlerin ne olduğunu anladı, birtek dine tabii olan tek hücreliler kaldı.
Doğru ya Kuran'da haksız yere adam öldür,içki iç,fuhuş yap,hak gasbet,yalan söyle,faiz alıp ver,doğayı katlet,terör yap gibi nice nice kötü işleri emreder.unutmuşum afedersiniz.