bugün

hoş gelmiş, sefa getirmiş nesildaşım, dostum, kıymetlim. edebiyatın zirvesinde bir insan olarak burayı onurlandırması da mükemmel bir şey. sen olmadan bir eksiğiz. *
"edebiyatın zirvesinde" diyerek tanıtılması, bir iltifattan çok bir hediye etkisi uyandırdı. merak da hediyenin peşi sıra geldiğine göre entrylerine göz atmak sanırım faydalı olur. hoş gelmiş.
aramıza hoş gelmiş, sefalar getirmiş yazar arkadaşımız. keyifle takip edeceğim.
hoş gelmiş yazardır.
yazar olduğunda ifşaata başlayacağımı peşinen kendisine belirtmiş olduğum yazar.
10 senelik teşrik i mesaimiz var kendisiyle. arada kopukluk oldu tabi. ama bu sene birbirimize dönüşümüz muhteşem oldu değil mi bebeğim? ehem öhöm. neyse.
verdiği güzel iki kadeh şarabı lüpletmemin üzerine birayı da uzatıp "al al, bir şey olmaz." demesi, bunun üzerine kusmam (yanlış anlaşılmasın, yazarın üzerine kusmadım. olay üzerine kustum. neyse), içkilerin karıştırılmaması, neyle başladıysan onunla bitirmen gerektiği gerçeğini sayesinde öğrendiğim yazar.
akıl da alırım çoğu zaman kendisinden. çünkü bende biraz kıttır o. zekat olarak vermiştim en son sevap niyetine. bakalım.
annesinin lazanyasından aldığım orgazmik zevk... yok öyle bir lazanya. garfield gibi bir kedim olmadığına şükrettim.
muhabbet bokuna göt göte yatmışlığımız da var, ama her zaman seviyeli bir ilişkimiz olmuştur. hatta feyzbukta da belirtmişizdir. yok bu şakaydı.
birimizden birimizin cinsiyeti farklı olsaydı kesin yavşayacağımdır. kısa ve net.
seviyorum nan seni.
(bkz: dikdortgenler prizmasi)