bugün

piyasadaki bütün edebi olduğunu sanan dergileri silip yerine yenisini eklemektir.
üniversite yıllarımızın acarlığıyla soyunduğumuz pek meşakkatli ve finansman meselesiyle sorun yaşadığımız, ekibin pes edenleri bi yana selam olsun bir tanesinin nerede ise tüm yükü sırtlaması ile sonuca bağlayabildiğimiz eylem...
Son derece meşakkatli bir iştir.

Öncelikle derginin çıkartılacağı ilin savcılığının basın bürosuna gidilip yasal izin için gerekli evraklar öğrenilir. Ayrıca buradan bir doldurulmak için bir belge de alınır. Her derginin bir imtiyaz sahibi bir de genel yayın yönetmeni olmalıdır ki bu ikisi aynı kişi de olabilir. Gerekli evraklar tamamlanınca, öyle ahım şahım şeyler de değillerdir, aynı büroya evrak teslim edilir ve artık derginiz resmiyet kazanmıştır.

Bitti mi? Tabi ki hayır, işin asıl kısmı şimdi başlamaktadır. Dergi için bir ekip toplanması gerekir, genel yayın yönetmeni ve imtiyaz sahibinden sonra bir editör, yazı işleri müdürü, tasarımcı vb görevler için kişiler gereklidir. Tabi “Tüm bunları ben tek başıma hallederim canım ne var ki?” diyorsanız, kusura bakmayın siz dergi değil ancak şahsi bülten çıkartırsınız.

Ekip seçiminde çok dikkatli olunmalıdır. Öyle bu benim canım kanım akrabam kardeşim arkadaşım diye çevrenizde bulunanları ekip üyesi diye alırsanız en iyi ihtimalle ikinci sayıyı göremezsiniz. Çünkü bu tarz kişiler ilkin hevesli gibi görünseler de zamanla işten kaytarmaya ve “aman bunu da yapmasak ne olur ki?” demeye başlarlar. Ayrıca bencil insanların da dergi işinde yeri yoktur. Çünkü bunlar az iş yapar ve ortaya çıkan eseri de kendilerine mal ederler. Dergiyi araç hava atmayı ise amaç olarak görenlerin dergi işinde yer yoktur. Çünkü bu iş çok zor bir iştir.

Ekip üyeleri seçilirken göreve göre adam seçilmeli, kimse kimsenin işine karışmamalıdır. Genel yayın yönetmeni belirli bir otoriteye sahip olmalı zaman zaman sert ve açık ifadeler kullanabilmelidir.

En zor kısımlardan biri de yazı bulmaktır, çünkü her önüne gelen kendini yazar sanmakta ve bir şeyler karalamaktadır. Ayrıca ekip üyeleri sürekli araya kendi yakınlarının yazılarını sokmaya çalışmaktadır.
Satış ve/veya dağıtım ise ayrı bir derttir. Dergi ücretli ise insanlar para vermek istemez. Ücretsiz ise kimse kıymetini bilmez.

Tasarım ise bir bilene yaptırılmalıdır. Öyle “bizim bir arkadaş var o halleder.” Diyenlere kulak asılmamalıdır. Tasarım kendine has olmalı, sayfa yapısı iyi ayarlanmalıdır. Dergi çıkmadan önce tasarım bitince tüm ekip oturup sayfa sayfa kontrol yapmalı varsa yanlışlıkları bulmalı ve düzeltmelidir.

Tüm bunlar işi ciddiye alanları zamanla yoracaktır. işte bu nedenle ekip üyeleri iyi seçilirse işler yolunda gider, aksi halde ülkemizin dergi mezarlığına bir yenisi daha katılır.

Ama tüm bu olumsuzluklara karşılık dergi çıkartmak güzel iştir. Her şeyden önce düşünceleriniz ciddiye alınır. Yazdıklarınız meraklılarına ulaşır. Derdiniz insanlara faydalı olmaksa en güzel yollardan biri dergi çıkartmaktır.

En güzel şey ise günlerce, haftalarca ve belki de aylarca uğraştıktan sonra eserinizi elinize aldığınız o andır.
evet biraz meşakkatli iştir doğrudur fakat herşeye değebilecek eylemdir. tabii eğer dergi çıkarmaktan para kazanmak gibi bir derdiniz yoksa bütün bu resmi işlere gerek kalmaz. o zaman da hatırla iş yapabileceğiniz bir ekibiniz ve en önemlisi bir matbaacı tanıdığınız olması gerekir. sonra alırsınız derginiz gider istiklalde mephisto'ya bırakırsınız onlar da kendi barkodlarını basarlar dergiye ya da kadıköy'de bir kaç cafeye bırakabilirsiniz. bu mekanlara bakın hem bizim dergiyi de görürsünüz. dergi hür tefekkürün kalesidir efenim hem de her şeye rağmen.
(bkz: 190 Atasagun dergisi)
sıfırdan bir dergi çıkarmaya başlamak çok zor bir iştir. karın ağrısıdır. üretim sürecinde insanların isteksiz davranıp lütuf yapıyor gibi davranmasıdır. her şey oturmuş, işler rayına girmiş bir dergiden bahsediyorsak o dergi kendi kendini bile çıkarıyor. bu sefer insanlar bunun üretim sürecinde var olmaya çalışıp yerlerini edinmeye bakıyorlar.
kesinlinle sağlam kişilerle girilmesi gereken çileli, meşakkatli bir eylemdir. hedefsiz,tembel, işe yaramaz adamlarla bu iş olmaz. aşk işidir efendim aşk. bu bir aşk meselesidir
iyi bir grafikeriniz varsa isiniz biraz daha kolay. Tabi dergiyi cikaracak kisi sabirli olmasi lazim mesakkatli bir istir. Dergi icerigini belirleyip konu basliklarini saptadiktan sonra bu defa O konulara uygun icerikleri bulmaniz lazim tabi bunlarin saglam olmasi gerekir insanlar sacma sapan yazilari okumak istemez. Bir de şu lisede cikarilan dergi mantigindan kurtulun basit basit karikaturler gereksiz kimsenin cozmeyecegi bulmacalara yer vermeyin. Mumkunse unlu birileri ile bir roportaj yapin gincel konularla ilgili guzel yazilar veya iyi denemeler paylasin. icerik de tamamsa geafikerle oturup mizanpaji halledip savciliktan izin alindiktan sonra ver baskiya. Bandrol gerekmez. Cunku sureli (periyodik olarak yayimlanan ) yayimlarda bandrol istenmez. Simdi geldik isin en zor kismina diyelim ki dergiyi onca ugrastan sonra cikardiniz nasil satacaksiniz ve insanlar sizin adi sani belli olmayan derginizi niye alsin. Bu konu da baska bahara kalsin kolay gelsin.
bir fikrim vardi bu konuda seneler once. yapildimi bilmiyorum turkiye' de. ikinci el arabalarin fotograflarini cekip bilgilerini yazip bir dergi cikartmak. o insanlardan para alinmayacak tabiki, dergi alanlaran para alinacak.
Güzel ve meşakkatli bir süreçtir.
Şu sıralar üzerine epey kafa yorduğum konudur .Lakin grafiker önemli tabii .Bu sebeple bir iki yıl daha beklemesi gerekecek sanırım .
ilk bakışta kolay ve basit gibi gözüken işin içine girdiğinde kapatmak için bahane arayan kişidir.

(bkz: https://www.uludagsozluk.com/k/yar%C4%B1n-dergisi/)