bugün

bilindik bir sinema klişesidir.
acayip dayak yerler, dövülmenin bokunu bile çıkarırlar. o dayağı biz yesek yerden kazırlar bizi.
asıl amaç; 'bakın ben dayak da yiyorum' deyip inandırıcı olmaya çalışmaktır ama yer miyiz? tabi ki yemeyiz ama esas oğlan dayak yerken söveriz de...
özellikle ucuz amerikan filmleriyle özdeşleşmiş sahne.
deli kuvveti gelebilir insana, ondan döver.
kavgaya başlandığında önce rakibe avans olarak bir kaç yumruk ve tekme atmasına izin vermektir ama racon gereği bu avansın verildiği belli edilmemesi gerekir.
(bkz: rocky balboa)
dayak yeme ile dövmeye başlama arasında mutlaka birkaç saniyelik bir duraksama olur.

ya anılar canlanır, ya etrafta sevilen hatun görülür, ya kötü adamların rehin aldığı kişinin kurtulduğu farkedilir ama mutlaka iyi adamın şalterini attıran bir şey olur.

(bkz: undisputed 3)
cünayt arkının üzerine 10 kişi çullanır ve bir iman gücü ile her biri sağa sola saçılır. ardından da sıra dayağına geçilir. filmlerde olabilecek bir hadise.
sol yanağını dönemeyen bünyenin vereceği en normal psikolojik süreçtir...
(bkz: hızlı giden atın boku seyrek düşer)
atasözü geldi aklıma
dayak yiyerek mazoşistliğini tatmin ettikten sonra yeter artık deyip hücuma geçmek.***
hollywood filmlerinin klişesi. yabancı ülkelerde böyle olabilir ama türkiye'de asla. türkiye'de olduğu gibi gider. siz hiç dayak attığını anlatan bir insanın ' aga önce beni bir güzel dövdüler, sonra sinirlendim hepsini bir güzel benzettim. ' diyenini gördünüz mü?
israil'in yıllarca uluslararası arenada kendilerine soykırım yapıldığını iddia edip, ezilen milleti oynadıktan sonra biraz palazlanmanın akabinde filistin'e yaptıklarıdır.
karşınızdakini çocuk gibi görmekten olabilir. ama bi noktadan sonra şalter de atar.
arap atları gibi sonradan açılmacı politika izleyen kişinin dövüşme prensibi.