bugün

içinizi kemirir. yiyip bitirir tüm hücrelerinizi.

buyur edilen sofraya "teşekkür ederim yeni yedim" diyerek ret cevabı verdikten sonra ne kadar tok olunursa olunsun

"ne yiyolar lan onlar"

"yoğurtlu patlıcan mı o"

"salataya zeytinyağı dökmüşler heee"

gibi sesler beyinde yankılanır. hani fırsatım olsa, şöyle bir 3-4 dakika direkt, kaçamak olmaksızın doya doya bakabilsem o sofraya, hatta bir iki yorumumu da dillendirebilsem dünyanın en hafif insanı olucam. ama olmuyor işte. nefis bir tezat:

tokum diyorsun ama sofraya bakma dürtüsünden kendini alamıyorsun. amına koyim yaa!

(bkz: sadece bana mı oluyor hissi)
reddettiğimize pişman edicek bakışlardır.

sofrada sonradan görülen her yemek kendimize küfür etmemizi sağlar.
(bkz: sofrayı zorlamak)
cazibesine kapılmak, "oha lan kim bilir ne kadar güzeldir heee" demekten kendini alamamaktır.