bugün

balıkesir - ayvalık'a bağlı bir ada. Çok güzel ve samimi bir yer olduğu söylenir. Fotoğraflardan anlaşıldığı kadarıyla muhteşem manzarası vardır. Ayrıca diğer adı alibey adasıdır.
cunda'da mümkün olduğunca restaurantlara gidip balık yemeyin, ya da daha önce arkadaşlarınızın gidip bildiği,az kazık yediği yerlerden yiyin mümkünse.Yoksa tatil için harcamayı planladığınız bütçenin yarısını orda bırakıp,tatiliniz zehir edersiniz.Ya da pansiyonda falan halletmeye bakın. Cunda'ya ilgili bir başka anımı nakledeyim müsadenizle, bir sevgili yapmışım hesapta cunda'ya gidip bir hafta seks yapıcam ve denizden faydalanıcam, tabi ki beni asıl heyecanlandıran deniz değil,zaten yüzmeyi bilmiyorum. neyse oraya gittik,ilk gece dışarı çıkalım dedik,çıkmaz olaydık, kız eski sevgilisini görmez mi orda.Bayağı da seviyormuş çocuğu, çocuk ta sanırım sap gelmiş, bir sardırdılar bunlar, gecenin ilerleyen saatlerinde kız valizini kapıp çocuğun otele taşıdı, ben de sikim elimde cunda'nın mükemmel manzarası ve batan güneşin denize vurduğu enfes yakamozunda başbaşa kaldım. velhasıl bir hafta mastürbasyon yaptım bu güzel tatil beldesinde. dönüş yolunda organik domates ,zeytinyağı ve sabunlarla arabayı doldurdum, an azından bir süre doğal beslenecektim.
yanıyor.
http://galeri.uludagsozluk.com/r/282967
kundaklamadan şüphelendiğim bir yangına maruz kalmış olan güzeller güzeli doğa harikasıdır. kundaklanmadan şüphelenme sebebim; bu tarz doğal güzelliği olan yerlerde ağaçlı alanlar bazı kişiler tarafından kundaklanıp, oralardan rant sağlamak amacıyla hotel inşaatına başlanmasıdır. * * *
taş kahvede bir türk kahvesi, ada çayı, papalina bira.
ağaçlarını her kim ya da kimler kundakladıysa onun anasının amına ejderha sokacağım cennet.

ne kadar aşağılık, ne kadar boktan insanlarsınız lan?
kaç otellik alanının yandığını merak ettiğim ada.

yakan zihniyete sesleniyorum: ormanı helak edip otel dikeceğim dediğin zaman zaten izin veriliyor güzel ülkemde. bari oradaki hayvanlara acı biraz hayvan.
görsel
mangal ateşi yangına neden olmuş:
görsel
ömürde bir kez olsun gidilip görülmesi gereken yer. havası, sokakları, evleri, insanları hepsi çok güzeldir.
çıkıp ara sokaklarında tek başınıza dolaşırken balkonunda muhteşem kokulu çicekleri olan eski evlerin arasından geçerken içinizi bir huzur kaplıyacaktır.
ayvaligin bodrumu.
geçerken uğramalık tarzda bir ada. şirin rum evleri ve bir kaç balık restorantı dışında pek de abartılacak bir özelliği yok. hele yaz tatilini geçirmek için gidilecek bir yer asla değil, uzun süre durmak sıkar insanı. dediğim gibi öyle günübirlik olarak geçerken uğranması daha uygun. kalkıp istanbul'dan ya da o uzaklıkta herhangi bir şehirden tatil yapayım diye cunda'ya gitmek çok büyük bir hayal kırıklığına yol açabilir.
taş kahvenin arkasında'ki karadeniz pastanesinden lor tatlısı yemeden dönülmemesi gereken adadır.

abowww ölücem simdi, nerden aklıma geldi .
yunan havası alabileceğin, denizle, balıkla bütünleşebileceğin, rakının dibine vurup ve belki sirtaki yapabileceğin ama ne olursa olsun çok seveceğin ada...
Nerdeyse her sene ayvalıga gıtmeme ragmen hıc gıtmedıgım adadır.
bir malt şarkısında adı geçen adadır.
Balıkesir'in Ayvalık ilçesine minik bir köprüyle bağlanan ada. Denizler haricinde diğer küçüklü büyüklü adalarla çevrilidir. Denizi bol ama denize girilecek yeri sınırlıdır. Kesebir plajı ve Patricia Koyu denize girilebilecek en ideal yerleridir.
Barları, takı ve giysi satan dükkânları, restaurantları, pansiyonları, plajları alabildiğine kazıktır, dikkatli olunması gerekir.

Ada da zeytin ağaçları her yeri kaplasada gün be gün beton ruhlu Şakirlere yenik düşerek hızla betonlaşmaktadır. Çok az güzel, çokça da çirkin villalar her tarafta mantar gibi bitmektedir.

Taşlı ve tozlu yollara sahip adada yürümek hayli zor, kirlenmemek ne mümkündür. Evler, arabalar ve insanlar tozdan her daim payını almaktadır.

Ada da gezerken keçi, koyun, ördek, inek ve atlara rastlamak insanları gülümsetmekte, kediler ve köpeklerin dostlukları herkesi hayrete düşürmektedir. Cunda çarşısında rahat bir şekilde koyun koyuna yattıkları görülmektedir.

Ada yaşamında Vogue dergisinden fırlamışcasına gezinen kadın ve erkeklere rastlamaz, kıskançlıktan kudurup gitmezsinizdir. Herkes rahat, herkes mütevazidir. Sık sık kitap okuyan insanlarla karşılaşırsınız. Sağda - solda insanların bakışlarıyla taciz edilmez hatta göz göze bile gelmezsinizdir. Bu konularda ada on numaradır.

Adaya gelen yerli ve yabancı turistler it gibi adayı kirletmek için elinden geleni yapmakta, içip içip sağda - solda şişe kırarak, plaj kumlarında sigara söndürmektedir; Hay Allah belalarını versindir! Bu yazılanlar olayın sadece minik bir boyutudur.

Ada sakinleri, polisi ve mahalle bakkalları, köylüsü, sağlık hizmetlileri ve dolmuş şoförleri on numaradır. Ülkenin en babacan polisleri sanırım sadece bu adadadır, Allah bozmasındır.

Cunda'da ne yenildiği, ne içildiği sık sık yazılmış ama 'Karadut suyu' ve tereyağı, peynir çeşitleri pas geçilmiştir. Tereyağ, kaymak ve peynirleri en ölümcül lezzetleridir. Yemeden ve almadan gidilmemesi gerekir.

Burada taxiye binmek hayatınızda yapacağınız ve asla unutmayacağınız hatalardan biri olacaktır. 7 - 8 km lik bir yola 70TL. ödenmektedir. Ulaşım için dolmuş ve otobüs kullanılması tavsiye edilir.

Cunda sessiz ve sakindir. Dinlenmek için idealdir.

Not: Yaşadığım adayı bana mı öğreticeksin ulan!?
ayvalıktaki fiyatların 3 katı fiyata satılıyormuş her şey haberiniz olsun.

not : ganamayisumukakayi nin yalancısıyım.
sakin bir tatil isteyenlerin tercihi bence. harika bir denizi ve çarşısı var. biz gittiğimizde panaroma otel'de kalmıştık. oteli tavsiye etmesem de yine de çok kötü değildi, havuzu vardı ve temizdi. kendine özel de plajı vardı. bütün gün havuz ve deniz arasında geçiyordu. akşam yemeği ekstraya girdiği için ve akşam yemeği saatinin de 17:00'de bitmesi gibi bir saçmalık olduğu için. biz hazırlanıp mini dolmuşlarla cunda çarşıya gidiyorduk. otel çarşıya uzaktı ama mini dolmuşlar sayesinde 2 dakikada cunda çarşıya varıyorduk. ya da ayvalık'a rahatça gidebiliyorduk. akşamları herkes cunda çarşıda oluyor genelde ayvalık bu kadar hareketli olmuyor. ara sokaklarında bile canlı müzik yerleri, kafeler tıklım tıklım. sahil boyunca restoranlar sıra sıra dizilmiş. tabi yiyebileceğiniz en güzel şey balık. yemekten sonra çarşıya geçince cıvıl cıvıl, saatlerinizi geçirebileceğiniz dükkanlar, takılarla dolu tezgahlar. ortaköy çarşısından daha güzel diyebileceğimiz bir yer. ara sokaklarda yürümekte ayrı bir zevk, eski evler, şirin küçük dükkanlar... en ünlü kafesi aynalı cafe de kahvenizi içerken gelen geçen insanları izlemek ayrı bir zevk. büyük sorunlarından biri ise restoranların çevresindeki kediler. asla size rahat vermiyorlar. ben ciyak ciyak bağırarak, diken üstünde oturduğumu hatırlıyorum. ama artık son gün alışmıştım ve umursamıyordum kedileri. ama kedi sevmeyen ve korkan biri iseniz. oralarda oturup rahat rahat yemek yemeniz imkansız. günün sonunda yine mini dolmuşlarla, otelinize dönebilirsiniz.

o güzel adadan istanbul'a geri dönmek ise rüyadan uyanmak gibi.
Cennet gibi bir yer. Herkes taş kahve diyor ama bence facia. Orta kahve şekerli ve fincan eksik geldi. Onun yerine kahvenizi tepede değirmende için. Manzarası harika. Balığı bahtiyarda yiyin ama pazarlık yapın. Racon buymuş. Sıcak akkız yiyin tadı damağımda kaldı.

Esnaf çok şekerdi. Buradan almanyadaki kaynıma sevgiler.
Oraya gömulmek istiyorum.boyle guzellik,boyle bi cennet olamaz.huzur buldugum ayvaligin en guzel yerlerinden biri.burnumda tütuyor bak aguatosu beklemeden kacamak yapip gidilmeli.
yunan adası çakması mekandır...
kışın oldukça ıssız olan ada.
sevdiğim adamı götürmek istediğim yerdir. bulunca götüreceğim.
insanı mutlu eder. depresyonda olan birisini kolundan tutup götürün beş dakika sonra o sizi kolunuzdan tutup dolaştırır o derece.