bugün

ülkenin on yıl önceki refah düzeyi ele alındığında açıkca görülecek bir tespittir. hangi iktidar zamanında alt yapıya, yola, eğitime, sanayiye yatırım yapıldı. boş efendim boş. bir ülke sanayisiyle gelişmez ! ne gerek var o kadar masraf yapmaya. dışarıdan alalım efendim. organize sanayi bölgeleri kurmak için milyonlarca lira para harcandı akp iktidarı döneminde. bunun yerine dışarıdan alsak olmazmıydı? mesela ismet inönü, mesut yılmaz-tansu çiller dönemindeki gibi. ne kadar da yüksek bir prestije sahiptik dünyada ithalat yaptığımız ülkelerin gözünde. işsizliği bir başka parti olsa bir yılda çözerdi. akp niye çözemiyor? bunun cevabının verilmesi lazım herşeyden önce. özelliştire özelliştire birşey bırakmadılar. neden yaptılar böyle birşeyi? hangi hükümet döneminde devlet ticareti bırakmış ? devletin işi hizmet değil ticarettir yurttaşlar. 1930 ların politikalarına ayak uyduramamış bir akp iktidarda şimdi. neden davos ta israil i eleştirdi ki ? yoksa dış basında bizim prestijimiz ne olur. israil le aramızı bozmaya ne gerek var.birkaç filistinli çocuğu öldürdüyse ne oldu yani? soyları mı kurudu!

faturasını ödemediği için telefonu kesilen vatandaşımız haklı değil mi akp ye küfür etmekte.
(bkz: yeni bir şey yok mu)
hadi yav!!!
o kadar mı kötü?
doğru bir tespittir. çünkü bu iktidar döneminde ülkenin toplam borcu rekor düzeye ulaştı, birçok hayati kit yok pahasına * yabancılara satıldı, bu krizde en çok küçülen 3. ülke olduk. işsizlik * rekor düzeye ulaştı. bu dönemde açılandan fazla şirket kapandı. komşularla sıfır sorun politikası felaket. çünkü yunanistan'la deniz sınırı ve batı trakya'daki türkler sorunu çözülmedi. ermenistan rusya'nın hamiliğine güvenerek dağlık karabağ'daki işgalden, soykırım iddiasından ve doğu anadolu'yu batı ermenistan olarak görmekten vazgeçmiş değil.
At gözlüğü kafadayken çok rahat fırlayabilecek iddaa.
darbelere, ekonomik kriz çıkarmalara, bir gece de bankaların içinin boşaltılmasına, tankların caddelerde yürütülmesine, anayasa mahkemesinin arka bahçeleri gibi kullanıp ayakları kayıp düşse kaymanın iptali için anayasa mahkemesine başvurmaya alışmış, bunu hayat felsefesi edinmiş zihniyet söylemidir.