bugün

çok uzun süredir var olan durumdur.

Atatürk'ün kurduğu devletin altını oyduğunu iddia edilen bir siyasetin (AKP'nin) en büyük sermaye kuruluşuna kendisini satmak değil de nedir bu?

gazeteyi çıkarma zorunluluğu ile paranı sahibinin kim olduğunun sorgulanmadığı ilişkidir.

Bugün çoğu devrimci yayın, çok cılız biçimde çıkıyorsa,düşüncelerinin zayıflığından değil tam tersine, bu düşüncelerine ters gelen adamlara sırf gazete çıkarmak adına yaltaklanmayı reddetmemelerindendir.

seni ilgiyle takip ediyoruz cumhuriyet.
laf başka iş başka diyen cumhuriyet'in bir olayı. komik ama burdan bakınca.
Kapitalist sistemin getirisidir. isteyen istediği yere reklam verir, isteyen istediği reklamı yayınlar, kime nedir?

Şimdi o reklam yayınlanmazsa ülke düzelecek mi?

Ilımlı islam gidecek mi?

Kuyunun etrafında dolaşmaktan kuyunun içini görememek genlerimize işlemiş bizim.
(bkz: sızıntı dergisinde yeni rakı reklamı)
Gayet normal olan durumdur !

Yaklaşık bir yıldır Cumhuriyet Gazetesi'nin Çarşamba günü eki olan Cumhuriyet Spor dergisinin baş sponsoru "Colaturca"dır.

Ne demişler :

(bkz: paranın dini imanı yoktur)
(bkz: para gelince savunulan fikirler tatile çıkar)
bir seneye yakın süredir cumhuriyet gazetesi'ni almayı bırakmama neden olan reklamdır.

madem benden bir gazete için 500 kuruş alıyorsun ve ben o gazeteyi düşünceme en yakın yayın organı olarak gördüğüm için alıyorum, o zaman her ne pahasına olursa olsun o gazeteye ya da eklerine benim karşı olduğum kişilerin markalarını koyamazsın.
cumhuriyet ülker reklamı almaya başladığı için savunduğu fikirlerini değiştirdiğini sanan bireylerin gördüğü çelişkidir.
burdan 2 şeyi anlıyoruz bir uuserlar hayatlarında daha önce hiç cumhuriyet okumamışlar
(cumhuriyetin reklam aldığı için fikirlerini değiştirdiğine istinaden)
iki hesap kitaptan zerre kadar anlamıyorlar çünkü cumhuriyet bir holding gazetesi değildir ilginç gelebilir ama aydın doğanın da malı değildir yani finansmanını devlet teşviklerinden yada holding sahibinin kazandığı ihalelerden sağlamaz
varı yoğu sattığı gazete aldığı reklamdır bu yüzden ben cumhuriyet gibi bir gazeteyi okuyabilmek için orada hergün tam sayfa ülker reklamı görmeye razıyım.
(bkz: savunacağım diye saçmalamak)
ülker hakkında ortaya konulmuş, kanıtlanmış herhangi bir durum olmadan ülker'e bok atmaya çalışanlar dindar insan ile din taciri arasında ne kadar ayrım yapma yeteneğine sahipler bunu belli ediyorlar. cumhuriyet'i bu yönden kutluyorum çünkü türkiyede aileleriyle sayılırsa 100000 insana ekmek kapısı olan, türk insanına kaliteyi uygun fiyata veren, köylere dahi uzanan bir dağıtım ağı bulunan, bütün bunların yanında medyada vs bulunmayan, yani sadece işiyle ilgilenen bir kuruma sadece dinini yaşamaya çalışan sahipleri olduğu ve çalışan profilinde de ağırlık olarak bu tip insanlar olduğu için tavır almaya çalışmıyor. (en azından ordunun yaptığı yanlışa düşmüyor) mehmetçik vakfına yardımlarını esirgemeyen ülker gibi bir üretim devine, türkiyenin lokomotifine de saygısızlık yapmamakta, takdir toplamaktadır cumhuriyet, başka yönleriyle fazla takdir toplayamasa da.
ağaçlardan, ormanı görememek.
- söz konusu paraysa gerisi teferruattır.
cumhuriyet gazetesi nedense aklima hep 1940'li yillarin murt devlet bürokratliğinin hüküm sürdüğü devirleri aklima getiren bir gazetedir. ikinci dünya savasi yillarinda ve öncesinde recep peker gibi esasta ittihatci olan ama surette can-i gönülden halk partili olan ve cumhuriyet ve ataturk devrimlerinin kavramlarinin içini bosaltanlarin borazani idi.

hani cumhuriyet halk partisinin el atinda tuttuğu savasi mihver kazanirsa o yöne sapilacak yok kazanamazsa baska yöne dönülecek olan kertenkele politakasi güttüğümüz ve o politakalarin - daha dogrusu çapsizliğin- bedellerini hala ite ite ödediğimiz sümerbank devri canim....

yahu arkadas o gazetenin kurucusu ve bas yazari ayan beyan savasi almanya'nin kazanmasini istiyorum diye yazmişti.

sümerbankli, patiskali, yumruk gibi tatsiz vesikali kara tayinli, yillardi o yillar. klasik bordrolu asik yüzlü bürokratik yillar...

sonra ne mi oldu? solcularin ve ögretmenlerin vapurda bayrak gibi actiği ve akabinde paketlendiği bir gazete oldu.

eh şimdi de kimsenin pek ciddiye almadiği bagkur tadinda bir gazete oldu geldi gecti....

- cüneyt arcayürek gibi halis muhlis, sapina kadar kalem insanlari disinda pek ele gelir yoktur ha, bir de işte siyaset disindaki yorumlar-

yeteneksizliği yücelten ezberlerini bozanlara ise yerin dibine sokan, türk sanat hayatinda ciddi anlamda mevzuat esansli mafyasidir. - arzu edenlere kanit gösterebilirim-

gelgelim taban tabana zit oldugu ve borazanliğini yaptiği baykal - al birini vur ötekine- chp'sinin borazani olan bu gazete tutarlilik nerden bekleyeceksin arkadas?

tabi ki beklemeyeceksin ve bu gazeteyi pravda gibi sembol gazete olarak görmeyip dikkate bile almayacaksin...

sözün özü hala benim ittihatcilikta direnen pek munevver kişilerim sembol yaptiğiniz seyleri biraz gidiklasiniza yahu. ondan sonra böyle komik duruma düsmezsiniz.