bugün

7.30 ana haber bultenlerinde, hani olaya biraz daha duygusal yaklasalim diye, ya alt yazida, ya da ayirilan kisitli bir 2 dakikaya sigdirilir, 10u cocuk 135 sivil denir, entellektuel, duygu emperyalisti, bir savas vaya ortadogu stratejisti, hatta olayi abartarak; yoldan tutma bir yazar-cizerin de yorumuyla beraber suslenir haber,'yanibasimizda cocuklar ölüyor' diye anonsu yapilagelir.. daha sonra '7 yasinda bir cocukla 82 yasindaki ihtiyarin yasama sevinci de ayni degil mi diyenler de bu yazar-cizer takimi degil miydi yaaa' diye dusundurur insanlari bu durumsal.. 'belki de insanlar baska seyleri dusunurler de ona vakit bulamazlar bile' diye ustunde durulmaz bu tür haberlerin.. dogru ya insanlar daha önemli seylerle ilgilenmelidirler.. türkbükün'de bikiniyle yakalanan söhretler, medyatikler varken dakikalari, rantlari bosuna akitmaz olmaz bir medyaci icin.. cogu zaman haklidirlar, 'insanlar bunlari seviyolar'dir sonucta..
uzun cumlelerin ozeti; anlasilmaz bir sozluk yazarinin,ayni zamanda bir cocugun, anlasilamayan bir durumun, cocuklarin degil, daha yasanacak cok seyi olan annelerin, babalarin da öldügü savaslarin dramatik özeti, bir meze, bir hic olan cümledir bu..cocuklar ölmesin degille vaktimizi calmamali(!), bari insanlar ölmesin denilmesi gerekendir.. 7 yasindaki bir cocukla 82 yasindaki bir ihtiyar, yasama sevinci ayni...
nedense
"çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler"
mısralarını akla getiren hödö *
yılmaz erdoğan'ın duygu dolu(!)mektubunun içinde sık geçen cümlelerden birisi.bu mektup yüzünden de akşam yazarlarından yemediği fırça kalmadı ama haksız da sayılmazlar hani.sen ortadoğu'da savaş çıkmasın çocuk ölmesin şu olmasın bu olmasın diyerek ve sadece diyerek hiçbirşey yapmayarak sadece kendi gönlünü rahatlatırsın aman da ben sanatçı olarak görevimi yaptım diye.hayır kardeşim senin sanatçı olarak görevin ağlayıp sızlamak değil.o kadar çok bi işe yaramayı istiyorsan savaş hakkında iğnelemelerle dolu ve zekice yazılmış bir tiyatro oyunu hazırla ya da film çek.bunu da öyle iyi yap ki btün dünya izlesin.izlesin de terörü,kapiatlizmin vahşi ve faşist yüzünü herkes görsün.şuan türkiye gibi devletler-hatta ispanya,isviçre gibi daha da büyükleri bile-dünya siyasetinde hiç bir rol alamamakta.yani yok arabuluculukmuş yok barışmış;bunları söyleyerek bir yere varamazsınız,hikaye hepsi.ama bizim gibi devletler dünyaya ancak bir şekilde hkmedebilir:sanatla.çünkü diğer yolların hepsini dostumuz(!)olan süpergüçler bir güzel kapatıyor.e kardeşim sen de bu süpergüçleri yaralayabilecek tek silahı kullanabilirsen o zaman sanatçı olarak görevini yapmış olursun.ha "yok abi ben anca işte öyle pastoral takılırım yüksek ve etkileyici sanat beni yorar"ya da "halk bunu istiyor"gibi mazeretler öne sürüp sadece böyle duygysal mektuplar yazarsan da kusura bakma ama sadece saf türk vatandaşını kandırmış olursun.neyse ben artık eleştirmeyeyim de yılmaz bey bir yandan ağlayıp diğer yandan sıcak köy hikayeleriyle yüreğimiz ısıtmaya devam etsin.halk ne istiyorsa ona onu versin.
(bkz: çocuklar duymasın)
yıllardır haber bültenlerini süsleyen, ancak en ufak olumlu değişime katkısı olmayan, duyarsızlaşan günümüz insanın bir kulağından girip diğer kulağından çıkan cümle(cik)tir. zira günümüz insanının daha önemli işleri vardır. onlar üç maymunu oynar, duyarsızlardır. çocuğuna istediğini verebilmek adına, damak tadı adına, marka giyinmek adına; bu ölümlere sebep olan, vahşet sponsoru firmaların ürünlerine milyonlar yağdırması duyarsızlığı gözler önüne sermiyor mu?
(bkz: çocuklar öldürülmesin)