bugün
- dinlilerin dinsizlere sürekli lakap takması11
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu17
- jose mourinho23
- en ilginç bilgiler10
- anın görüntüsü12
- yazarların en sevdikleri diziler10
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar10
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak8
- albay kemal22
- kadir mısıroğlu mezarı18
- icardi190541
- sözlük yazarları beni tahrik etmiyor8
- en sevmediğiniz sözlük yazarları11
- kendini bir görsel ile anlat9
- meral akşener15
- ankarayı sel aldı25
- haysenin1210
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna8
- eksi ruyalar için diktiğim tulum12
- sarılma ihtiyacı10
- bursa8
- gizli samyel22
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak14
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü19
- fethullah gülen8
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız14
- güçlü kadınların ortak özellikleri22
- okula gidiyorum sözlük10
- gay olanları toplum niye sevmiyor12
- yazarların cinsel tercihi15
- hangi sözlükçüyü dövmek istersiniz21
- peygamberlerin yahudi olması9
- zalbert ramstein18
- herkesle iyi geçinmek10
- bugün yaşadığınız en üzücü olay13
- şanlıurfa da damattan istenilenler listesi15
- dini eleştirmeyi dün düşmanlığı ile bir tutmak8
- elini cebine atınca en az 5000 lira olmalı14
- karıncaları öldürmeden evden uzaklaştırma yöntemi15
- sokak ortasında ilişkiye giren muhafazakar çift22
- kablosuz sütyen20
- arkadaşlar sizce yakışıklı mıyım31
- müge anlı ile anadolu irfanı8
- seni allaha şikayet ediyorum erdoğan8
- meral akşener'in sarı saçları10
- 6 haziran 2024 meb ile ilgili skandal iddia25
- kuresel ikinma'nın sözlüğe dönüşü10
- estetikle 30 yaşına dönen teyze8
bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bilen anlar anlamında bir sözdür.
----
Vaktiyle bir bilge öğrencisinin eline çok parlak bir nesne verip: Oğlum der, Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını öğren.
Öğrenci elindeki ile çevresindeki esnafı gezmeye başlar. ilk önce bir bakkal dükkanına girer ve Şunu kaça alırsınız? diye sorar. Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği nesneyi eline alır; evirir çevirir; sonra: Buna bir tek leva veririm. Bizim çocuk oynasın der.
ikinci olarak bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği neneye ancak beş leva vermeye razı olur.
Üçüncü defa bir semerciye gidir: Semerci nesneye şöyle bir bakar, Bu der benim semerlere iyi süs olur. Buna on leva veririm.der.
En son olarak bir kuyumcuya gider. Kuyumcu öğrencinin elindekini görünce yerinden fırlar. Bu kadar değerli bir pırlantayı, mücevheri nereden buldun? diye hayretle bağırır ve ilave eder. Buna kaç leva istiyorsun? Öğrenci sorar: Siz ne veriyorsunuz? Ne istiyorsan veririm. Öğrenci, Hayır veremem. diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar: Ne olur bunu bana satın. Dükkânımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim. Öğrenci emanet olduğunu anlatıncaya kadar bir hayli dil döker. Mücevheri alıp kuyumcudan çıkan öğrencinin kafası karma karışıktır. Böylesi karışık düşünceler içinde geriye döner. Bir tarafta elindeki nesneye yüzünü buruşturarak 1 leva verip onu oyuncak olarak görenler, diğer tarafta da mücevher diye isimlendirip buna sahip olmak için her şeyini vermeye hazır olan ve hatta yalvaran kişiler.
Bilgenin yanına dönen öğrenci, büyük bir şaşkınlık içinde başından geçenleri anlatır. Bilge sorar: Bu karşılaştığın durumları izah edebilir misin? Öğrenci: Efendim, ne diyeceğimi bilemiyorum, kafam karmakarışık diye cevap verir. Bilge çok kısa cevap verir: Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bilen anlar ve onun değeri bilenin yanında kıymetlidir. *
----
----
Vaktiyle bir bilge öğrencisinin eline çok parlak bir nesne verip: Oğlum der, Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını öğren.
Öğrenci elindeki ile çevresindeki esnafı gezmeye başlar. ilk önce bir bakkal dükkanına girer ve Şunu kaça alırsınız? diye sorar. Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği nesneyi eline alır; evirir çevirir; sonra: Buna bir tek leva veririm. Bizim çocuk oynasın der.
ikinci olarak bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği neneye ancak beş leva vermeye razı olur.
Üçüncü defa bir semerciye gidir: Semerci nesneye şöyle bir bakar, Bu der benim semerlere iyi süs olur. Buna on leva veririm.der.
En son olarak bir kuyumcuya gider. Kuyumcu öğrencinin elindekini görünce yerinden fırlar. Bu kadar değerli bir pırlantayı, mücevheri nereden buldun? diye hayretle bağırır ve ilave eder. Buna kaç leva istiyorsun? Öğrenci sorar: Siz ne veriyorsunuz? Ne istiyorsan veririm. Öğrenci, Hayır veremem. diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar: Ne olur bunu bana satın. Dükkânımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim. Öğrenci emanet olduğunu anlatıncaya kadar bir hayli dil döker. Mücevheri alıp kuyumcudan çıkan öğrencinin kafası karma karışıktır. Böylesi karışık düşünceler içinde geriye döner. Bir tarafta elindeki nesneye yüzünü buruşturarak 1 leva verip onu oyuncak olarak görenler, diğer tarafta da mücevher diye isimlendirip buna sahip olmak için her şeyini vermeye hazır olan ve hatta yalvaran kişiler.
Bilgenin yanına dönen öğrenci, büyük bir şaşkınlık içinde başından geçenleri anlatır. Bilge sorar: Bu karşılaştığın durumları izah edebilir misin? Öğrenci: Efendim, ne diyeceğimi bilemiyorum, kafam karmakarışık diye cevap verir. Bilge çok kısa cevap verir: Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bilen anlar ve onun değeri bilenin yanında kıymetlidir. *
----
güncel Önemli Başlıklar