bugün
- sözlük kızlarını kategorize eden utanmazlar17
- anın görüntüsü13
- uludağ sözlüğün bitmiş olması22
- kocamsunun hazırladığı sürpriz15
- cumaya gidenlerin çok azalması16
- sözlüğün en götü güzel kızı15
- özgür özel10
- güne bir şarkı bırak13
- türkiye de 120000 atatürk heykeli olması10
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- karınıza kaşarlı poğaça yapar mısınız12
- 1 mayıs9
- insana kendini kötü hissettiren şeyler18
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi12
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler12
- japonyada düşen insana yardım edenler12
- vahdettin'e hain diyenleri susturacak tarihi belge42
- club'a gidiyor musun diyen erkek9
- mustafa sandal'ın 1 mayıs paylaşımı10
- bik bik'in balona binmesi10
- hamas bir terör örgütüdür24
- tilki ailesi9
- oksijensizsu13
- sabah aç karnına içilen bira13
- sel felaketinin nedeni cehapedir9
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim24
- düşün ki o bunu okuyor12
- sözlük erkeğinden damat olmaz30
- temizlik hastası eşle sevişme öncesi diyaloglar14
- 30 nisan 2024 bayern münih real madrid maçı26
- çabuk vazgeçen insan10
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız8
- fatih terim'in yuhalanması16
- ayça tilki10
- icardi190516
- memesi küçük olmak14
- adolf hitler9
- ben bu davanın savcısıyım8
- ideal duş alma sıklığı8
- sözlük kızından gelin olmaz23
- sürekli milletin entrylerini eleştiren tip11
- crop giyen erkek11
- vatandaşlık farkı alan otel15
- nazar değdi sözlük12
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız23
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim14
- şehirler arası aşk yaşamak10
- true'nin porno arşivi kaç gb9
- bir sözlük yazarını kaşır mısınız8
- herkes güncel fiyatını yazabilir mi9
insanı garip hallere sürükleyen durumdur.
sanıyorum 2006 senesinin mart ayıydı ali amcayı kaybettiğimizde. anne tarafından akrabamızdı ali amca ve süt kardeşimin de babasıydı aynı zamanda. tam da sigarayı ilk bırakışımın üzerinden on gün kadar bir süre geçmişti, 3 süt kardeş mutfakta 7 paket sigarayı eritmiştik anıların gölgesinde, garip oysa içmiyordum ben sigara. konumuz bu değil...
iyi bir insandı ali amca. çocuklarıyla ve "evlat" diye seslendiği biz evlatlarıyla bir insan ne kadar iyi geçinebilirse o kadar iyi geçinirdi işte. akciğer kanserinden vefat etmişti. cenaze evine ilk girdiğimde gözüm alparslan'ı aramıştı, çok severdi babasını. tanımadıığım bir adam ayağa kalkarak selamladı, tanıdıklarımızın oturup da hürmetimi bekleyişleri arasında. ali dayı dedim bu adama, tıpkı en büyük dayıma benzetmiş, garip. "sen içeri girince" dedi "enver'i ağayı gördüm sanki" diye ekledi.
heh işte tam bu sırada yaşar amca konuşmaya başladı rahmetliyle ilgili birkaç hikaye anlattıktan sonra geldi akciğer kanseri hadisesine. hani anılar ve yaşanmışlıklar için 2-3 dakika konuşabilen adam 15 dakika boyunca akciğer kanserine değindi kendi kendine. damarlarımızı tünele benzetti, sorun yok sonra da "okşizeni" arabalara benzetti. sigara dedi takla atıp da tünelden geçişi kapatan bir tanker dedi. sürekli "okşizen" diyordu, resmen koca evin salonunda gözgöze gelmediğimiz kimse kalmadı, herkes ile herkes gözgöze geliyordu.
o sırada alparslan girdi kapıdan içeri, saçları ıslaktı ve gözleri ise kan çanağına dönmüştü, sağ eli sargıdaydı, burnunu çekiyordu, yürürken sallanıyordu, bana doğru adım attığı anda bir anda kalktım yerimden. sarıldık, sırtlarımızı sıvazladık "kuşlar susuz kaldı" dedi, koyverdi o anda. koyverdik karşılıklı mutfağa çekilip de... sonra sabaha kadar 7 paket sigara içtik her sigara yakışımda "okşizen" sesi yankılanıp durdu zihnimde.
ulan arkadaş, bilgelik yapılacak yer değil cenaze evleri bence. bırakın, gerçekten o kişinin üzüntüsünü paylaşabilenler bir arada oturup da o üzüntülerini soluyup dursunlar okşizen niyetine.
sanıyorum 2006 senesinin mart ayıydı ali amcayı kaybettiğimizde. anne tarafından akrabamızdı ali amca ve süt kardeşimin de babasıydı aynı zamanda. tam da sigarayı ilk bırakışımın üzerinden on gün kadar bir süre geçmişti, 3 süt kardeş mutfakta 7 paket sigarayı eritmiştik anıların gölgesinde, garip oysa içmiyordum ben sigara. konumuz bu değil...
iyi bir insandı ali amca. çocuklarıyla ve "evlat" diye seslendiği biz evlatlarıyla bir insan ne kadar iyi geçinebilirse o kadar iyi geçinirdi işte. akciğer kanserinden vefat etmişti. cenaze evine ilk girdiğimde gözüm alparslan'ı aramıştı, çok severdi babasını. tanımadıığım bir adam ayağa kalkarak selamladı, tanıdıklarımızın oturup da hürmetimi bekleyişleri arasında. ali dayı dedim bu adama, tıpkı en büyük dayıma benzetmiş, garip. "sen içeri girince" dedi "enver'i ağayı gördüm sanki" diye ekledi.
heh işte tam bu sırada yaşar amca konuşmaya başladı rahmetliyle ilgili birkaç hikaye anlattıktan sonra geldi akciğer kanseri hadisesine. hani anılar ve yaşanmışlıklar için 2-3 dakika konuşabilen adam 15 dakika boyunca akciğer kanserine değindi kendi kendine. damarlarımızı tünele benzetti, sorun yok sonra da "okşizeni" arabalara benzetti. sigara dedi takla atıp da tünelden geçişi kapatan bir tanker dedi. sürekli "okşizen" diyordu, resmen koca evin salonunda gözgöze gelmediğimiz kimse kalmadı, herkes ile herkes gözgöze geliyordu.
o sırada alparslan girdi kapıdan içeri, saçları ıslaktı ve gözleri ise kan çanağına dönmüştü, sağ eli sargıdaydı, burnunu çekiyordu, yürürken sallanıyordu, bana doğru adım attığı anda bir anda kalktım yerimden. sarıldık, sırtlarımızı sıvazladık "kuşlar susuz kaldı" dedi, koyverdi o anda. koyverdik karşılıklı mutfağa çekilip de... sonra sabaha kadar 7 paket sigara içtik her sigara yakışımda "okşizen" sesi yankılanıp durdu zihnimde.
ulan arkadaş, bilgelik yapılacak yer değil cenaze evleri bence. bırakın, gerçekten o kişinin üzüntüsünü paylaşabilenler bir arada oturup da o üzüntülerini soluyup dursunlar okşizen niyetine.
güncel Önemli Başlıklar