bugün

bu atmosferin giderilmesi öncelikli görev olmalıdır.

ben istiyorum ki camilerde yanar döner ışıklardan olsun. cemaatle namazlara akalım, ciks çocuklarla saf tutalım falan.
olmuyor işte, camiyi sıkıcı hale getiriyorlar.
(bkz: kiliselerin ferah atmosferi)
ibadet hanelerin gösteriş abidesi haline getirilmesi sonucu oluşan atmosferdir. birde gösteriş yapmak için okuduğu surelere şarkı türkü hatta musiki havası katmaya çalışan hoca sıfatı taşıyan insanlar, birde mübarek günlerde öğrendiği bir iki nameyi sündüre sündüre milleti camiden soğutan müezzin bozuntuları bu atmosfere sebep olabilirler.

ibadet gösteriş için değildir.
hocalığı hakkı ile yapan ve müeezzinliğin nedemek olduğunu idrak edebilmiş kişiler çoğaldıkça bu atmosfer iyiye hatta huzur veren hale dönüşecektir. tüm temennimiz bu yönde.
disko topu ve salata büfe koyarak bir nebze olsun çözülebilir.

o tutmazsa canlı müzik.
çocukken gidilen kuran kursu hocalarının çocuk psikolojisinden anlamamaları sonucu çocukların camiden soğumalarına neden olmalarından dolayı ortaya çıkan durum.
Tanım: Camiye girdiğinde sıkılan kişi söylemidir. Öyle bir atmosfer yoktur.
Konu 1 : Abdest alırken ayaklar yıkanır , çoraplar yıkanmaz. Kokan da kuvvetle muhtemel çoraptır. Çorapların ve ayakaların temiz olduğu durumlarda bile çok çabuk koku yapan botlar veya ayakkabılar var. Sırf bu yüzden cuma günleri botlarımı giymiyorum. Ayaklarım üşüse bile.
Konu 2 : Kimse kimseyi camiden dışlamaz. Aksine cami cemaati memnun olur. Sadece alışık olmadığı bi manzara karşısında bi süre şaşkınlık yaşar. Tabi bu kesim genellikle 50 yaş ve üzeri kesimdir. Siyah tişört küpe olayı falan hikaye. Camiye gelen kişi üzerinde canlı figürü olan bir kıyafetle camiye girmenin caiz olmadığını bilir. O kadar cahil dedğildir. Kimse namaz kılmaya gelene kötü gözle bakmaz. Yalandır.
Konu 3 : Camiler ibadet etmek isteyen her müslümana açıktır. Tarikat veya cemaat mensuplarının yoğunlukla geldikleri camiler olabilir bu gayet doğaldır. Kimse camiye gelene neden geldin demez. 90 yıllarda da kültür merkezlerine sadece komunistler gidiyor diye bi imaj yaratılmıştı. Adı " kültür " merkezi olmasına rağmen.
Konu 4 : Camilerde hırsızlık olayı yaşanabiliyor. Bu doğrudur. Hırsız kişi namaz kılıyormuş gibi yapıp ayakkabı çalabilir. Bu olayların oranı nedir. Hadi ben de bir genelleme yapayım ve sadece 1993 senesinde Koca Mustafa Paşa da * sümbül efendi camiinde 2 günlük spor ayakkabılarımın çalındığını itiraf edeyim. 16 senede 1. Varın orantıyı siz kurun. Münferit bir olaydır hırsızlık meselesi.
Konu 5 : Toplanan paralar rastgele seçilen en az 3 kişilik bir ekibin nezaretinde sayılır ve makbuz karşılığı sorumluya teslim edilir. Paranın nereye gittiğini bilmiyorsanız paranın başında sonuna kadar bekleyin. itirazınız olursa müdahil olun. Korkmayın.
Konu 6 : Hutbe meselesi. Hutbe okunması Cuma namazı nın 2 farzından biridir. Dizleri kırmak zorundasınız diye birşey yok. Ayklarınızı düz bir şekilde uzatmadığınız , uzanmadığınız ve çevrenizi rahatsız etmediğiniz sürece nasıl oturabiliyorsanız öyle oturun. Yeterki edepli olun.

Kıssadan hisse: Demekki neymiş ? Oturduğunuz yerden çamur at izi kalsın politikası kolaydır. Mesnetsiz iddialarla dindarlara ve ibadethanelere hakaret etmek kötü birşeymiş. Aklınızı başınıza toplayın ve biraz daha vicdan sahibi olun. Tarikatları ve cemaatleri sevmeyebilirsiniz fakat bu öfkenizi camiye gidip namaz kılan insanlar üzerinden fütursuzca ve mesnetsiz iddialarla kusmayın. Akıllı olun ciğerimi yiyin.
(bkz: camiye eğlenmeye gelen adam)
atmosferden ziyade yaradan la girilen ilişki önemli olduğu için pekte kafa patlatmamamız gereken durum.