bugün

uhrevi bir maceradır.

yaptığımız gezi sırasında programda şehrin tek kilisesine ziyaret de vardı. yaklaşık 300 senelik bu kilisede dolaşırken rehberimiz bize binayla ilgili bilgi veriyordu. o sırada görevlilerden biri dikkatimi çekti. anya kilisenin ziyaret sorumlusuydu. bir süre sonra konuşmaya başladık bir yandan bana kiliseden bahsediyor diğer yanda da yapılan ibadetler hakkında bilgi veriyordu. sessiz olmalıydık, içeride ibadet halinde olanlar vardı. bir süre sonra bahçeye çıktık. küçük bir yerdi ama güzel bir bahçesi vardı.

zaman ilerledikçe anya'nın bana farklı baktığını hissettim. hoş bir kızdı ama bulunduğumuz yer farklı bakışlar için uygun değildi. biraz daha zaman ilerledikçe anya bana kız arkadaşım olup olmadığımı sordu. bu soru kişiseldi. şaşırmıştım. şaşırma dedi tanrı her şeyi biliyor ve o bizi seviyor diye ekledi. bu tavrı bana cesaret verdi bana. bir atılım yapmaya karar verdim. hayır, senin dedim. sevinmiş gibiydi.

benimle olmaya ne dersin dedi. ben korku ve heyecan içinde burada değil herhalde dedim. burası diyerek elini yukarı gösterdi. burası tanrının evi ve tanrım mutlu olmamı ister. burada ya da başka yerde ben mutlu olacaksam farketmez dedi. bu net bir işaretti. hemen rehbere benim biraz gecikeceğimi söyledim. kiliseden çıkarak uygun bir yere geçtik.

olaylar gelişti sonra.
bence kilise daha uygundu. zikir çeker gibi düşünün ritmik hareketleri.