bugün

Parlak bir götkubbenin üzerine boylu boyunca uzanıyordu düşünceler... Der demez, tek bir harf hatası yüzünden tepemden dışkılar yağdırmaya başladı ulu irade... Oysa bilmediği birşey vardı... Bu bir hata değildi. Bilinçli bir değişim, sitemli bir başkaldırıydı...
Benim dışında bir tek kargalar anladı... Şarapçıların umrunda bile değildi. Yığınlar avuç içlerini dolduran bok kokusuna rağmen, ulu iradeye temenniler göndermeye devam ediyordu... Durumu çözümleyemeyen bazı insanlar ise, beni çoktan aziz ilan etmişti...
Hay sıçayım böyle işe...
Ona sırılsıklam aşıktım, öyle böyle değil hem gerçek anlamda hem yan anlamda...dışarıda yağmur yağıyordu ve ben kapşonsuz şemsiyesiz donuma kadar ıslanırken onun söylediklerini düşünüyordum..
bana ben bu şehri bırakıp gidiyorum, şuan yaşadığım şey aşk acısı acımı dindirdikten sonra ona geri döneceğim diyordu her buluşmamızda sımsıkı sarıldığı bendim, geceyi geçirdiği oydu.sitem edemiyordum kaybetme korkusuyla, baş kaldıramıyordum kendime kızar kendimden nefret eder olmuştum ama ne kendime sesim çıkıyordu nede ona.
Ezik aciz halsizdim, hadsiz oldum, ona aşıktım gerçekten öyle böyle değil gelip ağladığında göz yaşını ben silerdim hemde elimin tersiyle başkası için döktüğü gözyaşları elimi kirletmesin diye.
o hayatımın varlığıyla huzur vereniydi.şimdi ise varlığıyla huzur kaçıranı..çok merak ediyorum değmiş midir acaba?Bütün bu yaşadıklarıma, bütün bu hissettirdiklerine bütün bu çektiklerime.
devamı gelecek...

not: bir kitap taslağıdır.
güncel Önemli Başlıklar