bugün
- selahattin demirtaş adam gibi adamdır14
- kasap dükkanına saldıran koyun11
- karınızın mini giymesine izin verir misiniz25
- hacda cesetlerin çöpe atılması17
- 2 kişilik yiyorum hihihi diyen hamile12
- israil lübnan savaşı11
- arabaya temmuz zammı11
- samet akaydın22
- ülkücülerin ülkeye katkıları25
- astrolojiciler bi bitmediniz amk10
- hacca gitmek çok mu önemli15
- gideon reid morgan jj22
- sözlüğün en hanımefendi yazarı18
- anın görüntüsü9
- hayat bombokken bir şey olup daha da bombok olması9
- gece yazıp gündüz yazmayan erkek34
- elazığ da sokakta çırılçıplak namaz kılan adam12
- sahip olunan ilk otomobil12
- kimseyle konuşmak istememek16
- 24 haziran 2024 hırvatistan italya maçı11
- diyarbakırda şeriatçıların şubelere saldırması12
- galatasaray lobisi14
- fener'in devletten yaklaşık 2 milyar tl istemesi17
- güzellik algınızı tam karşılayan ünlü18
- hava grubu burçları9
- true'nin gay olması29
- yaşamak için geçerli sebepler8
- arkadaşlar sizce bu gömlek nasıl20
- ismet gürbüz9
- kadınlar tipe bakmaz25
- 22 haziran 2024 türkiye-portekiz maçı82
- ilim vs bilim11
- düğmeye basıldı silik olması an meselesi8
- namaz kılan tecavüzcü kılmayandan daha iyidir19
- kedimin boğazımı sıkması18
- yalnızlığın anlaşıldığı anlar10
- hazal kaya10
- en nefret ettiğiniz ülke12
- paraya ihtiyacım var8
- müstakil eve asansör koymak10
- ülkesi abd ce işgal edilsin isteyen mal cemaatçi9
- gideon reid morgan jj silik yesin kampanyası11
- ağzı burnu kırılmak istenen sözlük yazarları13
- arkadaşlar sınava çalışıyorum birşey diyor musunuz17
- köşeyi dönmek için yapılacaklar10
- erkek dediğin efendi olmalı10
- manyak olmaya karar verdim10
- sözlükte erkek sanılmak10
- 4 karısı 2 kız arkadaşı olan işsiz adam9
- bir hatundan istemek9
"bana dokunmayan yılan bin yaşasın" diyen sorumsuz ve şuursuz müslümanları bu kıssa vesilesiyle eleştiriyorum.. bi mesaj olmuş haklı...
zamanın aslında her şeyi değiştirmediğinin kanıtı olan hikaye.
acımasız bir eleştiri de olsa malesef hak verilecek kıssa..
bursa'da, osmanlı zamanında geçen bir menkıbedir.
adamın birisi hayrat yaptırıp üzerine de "bu çeşmenin suyu her kula helaldir, müslümana haramdır" yazdırıyor. ve haliyle tepki çekiyor halktan, kadıya gidiyorlar. adam bulunup çıkıyor kadının huzuruna. kadı suçlamayı yöneltiyor adama "müslümanların çoğunlukta olduğu yerde ayrımcılık yaparak müslümanları dışladığı" gerekçesiyle. adam cevap olarak "nedeni vardır ama ispatı gerekir" diyor ve padişah ile görüşmek istiyor.
konuyu padişaha aksettiriyorlar, padişah da kabul buyuruyor adamı huzuruna. ve adamı o da kadı gibi suçluyor, adamın cevabı aynı oluyor "nedeni vardır ama ispatı gerekir" diyerek.
hünkâr soruyor "nasıl olacak?" diye. adam diyor ki 3 adımı var bu işin ve biraz sabır ister. onay veriyor padişah da duruma. adam ilk adımı açıklıyor "bir hahamı sebepsiz yere alıp da mahkum edeceğiz 1 hafta süreyle" diyor. yerine getiriliyor ve 1 hafta içinde memleketteki bütün gayrimüslimler birlik olup ayaklanıyorlar, haham serbest bırakılınca da bir bayram havası alıyor aynı cenahı.
ikinci adımda bir papaz için aynı muamele yapılıyor ve senaryo yaklaşık aynı olmakla beraber uzak diyarlardaki dini merkezden "biz din adamımıza kefiliz. neyle suçlandığını öğrenmek ve gerekirse kefaretini ödeyerek serbest kalmasını sağlamak isteriz" diyorlar. 1 hafta sonra papaz da serbest bırakılıyor ve ayaklanan gayrimüslimler gene coşkuyla kutluyorlar.
son adımda da bir müslüman din adamına aynı muamele yapılıyor. hutbe esnasında yaka-paça alıp götürüyorlar imamı, kimsede tık yok. 1 hafta içinde ne şerefsizlikleri yayılıyor dilden dile imamın. ne kadınlara düşkünlüğü, namus düşmanlığı... ne hırsızlığı, dolandırıcılığı, sahtekârlığı.
ve adam sonucu açıklıyor "işte bu sebepten haramdır hayratın suyu müslümanlara" diyerek. padişah da adama afedersiniz çok bozulsa da bu duruma hak veriyor.
böyle bir hikâyedir aklımda kaldığı kadarıyla. eniştemden dinlemiştim vaktiyle...
adamın birisi hayrat yaptırıp üzerine de "bu çeşmenin suyu her kula helaldir, müslümana haramdır" yazdırıyor. ve haliyle tepki çekiyor halktan, kadıya gidiyorlar. adam bulunup çıkıyor kadının huzuruna. kadı suçlamayı yöneltiyor adama "müslümanların çoğunlukta olduğu yerde ayrımcılık yaparak müslümanları dışladığı" gerekçesiyle. adam cevap olarak "nedeni vardır ama ispatı gerekir" diyor ve padişah ile görüşmek istiyor.
konuyu padişaha aksettiriyorlar, padişah da kabul buyuruyor adamı huzuruna. ve adamı o da kadı gibi suçluyor, adamın cevabı aynı oluyor "nedeni vardır ama ispatı gerekir" diyerek.
hünkâr soruyor "nasıl olacak?" diye. adam diyor ki 3 adımı var bu işin ve biraz sabır ister. onay veriyor padişah da duruma. adam ilk adımı açıklıyor "bir hahamı sebepsiz yere alıp da mahkum edeceğiz 1 hafta süreyle" diyor. yerine getiriliyor ve 1 hafta içinde memleketteki bütün gayrimüslimler birlik olup ayaklanıyorlar, haham serbest bırakılınca da bir bayram havası alıyor aynı cenahı.
ikinci adımda bir papaz için aynı muamele yapılıyor ve senaryo yaklaşık aynı olmakla beraber uzak diyarlardaki dini merkezden "biz din adamımıza kefiliz. neyle suçlandığını öğrenmek ve gerekirse kefaretini ödeyerek serbest kalmasını sağlamak isteriz" diyorlar. 1 hafta sonra papaz da serbest bırakılıyor ve ayaklanan gayrimüslimler gene coşkuyla kutluyorlar.
son adımda da bir müslüman din adamına aynı muamele yapılıyor. hutbe esnasında yaka-paça alıp götürüyorlar imamı, kimsede tık yok. 1 hafta içinde ne şerefsizlikleri yayılıyor dilden dile imamın. ne kadınlara düşkünlüğü, namus düşmanlığı... ne hırsızlığı, dolandırıcılığı, sahtekârlığı.
ve adam sonucu açıklıyor "işte bu sebepten haramdır hayratın suyu müslümanlara" diyerek. padişah da adama afedersiniz çok bozulsa da bu duruma hak veriyor.
böyle bir hikâyedir aklımda kaldığı kadarıyla. eniştemden dinlemiştim vaktiyle...
Vaktiyle Bursa’da bir Müslüman, eski adı “Yahudilik Yolağzı”,bugünkü adı Arap Şükrü olan muhitte çeşme yaptırmış ve başına bir kitabe eklemiş “:Her kula helâl, Müslüman’a haram!”Bursa başkent, tabii Osmanlı karışmış, bu nasıl fitnedir diye…
Gitmişler kadıya şikâyete, adam yakalanıp yaka- paça huzura getirilmiş. “Bu nasıl fitnedir, dinî islâm, ahalisi Müslüman olan koca devlette sen kalk, hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama suyunu Müslüman’a yasakla! Olacak iş midir, nedir sebebi, aklını mı yitirdin?”diye çıkışmışlar adama. O da:
—Müsaade buyurun, sebebi var, lâkin ispat ister, Delil şarttır…”dedikçe kadı kızmış:
—Ne delili, ne ispatı? Sen fitne çıkardın, Müslüman ahâlinin huzurunu kaçırdın, katlin vâciptir!”demiş. Demiş ama bir yandan da merak edermiş:
-“Nedir gerçekten?”diye sormuş. Adam:
—Bir tek sultana derim”.Diye cevap verince, ortalık yine karışmış. Söz Sultan’a gitmiş
Adam yaka paça saraya götürülmüş… Padişah da sinirlenmiş ama diğer yandan
—De bakalım ne diyeceksin. Bu nasıl iştir ki, hem çeşmeyi yaparsın, hem de her kula helâl, Müslüman’a haram yazarsın?”Adam, başı önünde konuşur:
-“Delilim vardır, lâkin ispat ister.”
-“Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin?
-“O zaman boynum, hükme kıldan incedir Sultanım .”
-“E e e e!”
-“Sultanım, herhangi bir havradan (Sinagog) rast gele bir hahamı izahsız yaka-paça tutuklayın, bir hafta tutun, bir hafta sonra. Bakın neler olacak…”Dediği yapılmış adamın. Bütün azınlıklar bir olmuş, başlarında Museviler, “ne oluyor, bu ne zulüm? Bizim din adamımıza biz kefiliz, ne gerekirse söyleyin yapalım, o masumdur, gerekirse kefalet ödeyelim demişler.” Çevre ülkelerden bile elçiler gelmiş, elçiler mektup üstüne mektup getirmiş… Bir hafta dolunca, adam:
—Sultanım, artık bırakmak zamanıdır. Demiş. Haham bırakılmış, azınlıklar mutlu, bu sefer Sultan’a teşekkürler, hediyeler… Az zaman geçmiş ki, adam:
—Aynı işi herhangi bir kiliseden herhangi bir papaz için yaptırınız. Sultanım” demiş. Aynı şekilde bir papaz derdest edilip yaka-paça alınmış Pazar ayininden ve aynı tepkiler artarak devam etmiş. Haftası dolunca da serbest bırakılmış. Mutluluk ve sevinç gösterileri daha bir fazlalaşmış, teşekkürler, şükranlar… Levanterler: din adamlarına kavuşmanın mutluluğuyla daha bir sarılmışlar birbirlerine… Sultan:
-“Bitti mi?” demiş, adama.
—Sultanım son bir iş kaldı, sonra hüküm zamanıdır izninizle” demiş
“Şimdi nedir isteğin?”
—Efendim payitahtımız Bursa’nın en sevilen, en sözü dinlenebilen, itimat edilen âlimini alınız minberinden…” Adamın dediğini yapmışlar, Ulu cami imamını Cuma hutbesinin ortasında almışlar,yaka-paça götürmüşler…Ve ne olmuş bilin bakalım?Bir Allah’ın kulu çıkıp da, “ne oluyor,siz ne yapıyorsunuz?Hiç olmazsa vaazı bitene kadar bekleseydiniz” gibi tek bir kelâm etmemiş,imamın peşinden giden,arayan-soran olmamış!Geçmiş bir hafta, “Nerde imam” diye gelen –giden yok!.Aptal ve cahil bir imam tayin edilmiş yerine,ne konuştuğunu kendi kulağı duymayan tam yobaz cinsinden biri …Halk halinden memnun,başlamış bir dedikodu, o geçen hafta derdest edilen koca âlim için:
— “Biz de onu adam bilmiş, hoca bellemiştik…”
_“Kim bilir ne halt etti de tevkif edildi!”
—Vah vah! Acırım arkasında kıldığım namazlara…”
—Sorma, sorma…”
Padişah, kadı ve adam izliyorlarmış olup-bitenleri. Sonunda padişah çeşmeyi yaptırana sormuş:
“E e e, ne olacak şimdi? Adam:
—Bırakma zamanıdır. Bir de özür dileyip helâllik almak lâzımdır hocadan.” “Haklısın” demiş padişah, denilenin yapılması için emir buyurmuş ve adama dönmüş. Adam başı önünde konuşmuş:
“Ey büyük Sultanım, siz irade buyurunuz lütfen, böyle Müslümanlara su helâl edilir mi?”
Sultan acı acı tebessüm etmiş:
—Hava bile haram, hava bile !”
Gitmişler kadıya şikâyete, adam yakalanıp yaka- paça huzura getirilmiş. “Bu nasıl fitnedir, dinî islâm, ahalisi Müslüman olan koca devlette sen kalk, hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama suyunu Müslüman’a yasakla! Olacak iş midir, nedir sebebi, aklını mı yitirdin?”diye çıkışmışlar adama. O da:
—Müsaade buyurun, sebebi var, lâkin ispat ister, Delil şarttır…”dedikçe kadı kızmış:
—Ne delili, ne ispatı? Sen fitne çıkardın, Müslüman ahâlinin huzurunu kaçırdın, katlin vâciptir!”demiş. Demiş ama bir yandan da merak edermiş:
-“Nedir gerçekten?”diye sormuş. Adam:
—Bir tek sultana derim”.Diye cevap verince, ortalık yine karışmış. Söz Sultan’a gitmiş
Adam yaka paça saraya götürülmüş… Padişah da sinirlenmiş ama diğer yandan
—De bakalım ne diyeceksin. Bu nasıl iştir ki, hem çeşmeyi yaparsın, hem de her kula helâl, Müslüman’a haram yazarsın?”Adam, başı önünde konuşur:
-“Delilim vardır, lâkin ispat ister.”
-“Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin?
-“O zaman boynum, hükme kıldan incedir Sultanım .”
-“E e e e!”
-“Sultanım, herhangi bir havradan (Sinagog) rast gele bir hahamı izahsız yaka-paça tutuklayın, bir hafta tutun, bir hafta sonra. Bakın neler olacak…”Dediği yapılmış adamın. Bütün azınlıklar bir olmuş, başlarında Museviler, “ne oluyor, bu ne zulüm? Bizim din adamımıza biz kefiliz, ne gerekirse söyleyin yapalım, o masumdur, gerekirse kefalet ödeyelim demişler.” Çevre ülkelerden bile elçiler gelmiş, elçiler mektup üstüne mektup getirmiş… Bir hafta dolunca, adam:
—Sultanım, artık bırakmak zamanıdır. Demiş. Haham bırakılmış, azınlıklar mutlu, bu sefer Sultan’a teşekkürler, hediyeler… Az zaman geçmiş ki, adam:
—Aynı işi herhangi bir kiliseden herhangi bir papaz için yaptırınız. Sultanım” demiş. Aynı şekilde bir papaz derdest edilip yaka-paça alınmış Pazar ayininden ve aynı tepkiler artarak devam etmiş. Haftası dolunca da serbest bırakılmış. Mutluluk ve sevinç gösterileri daha bir fazlalaşmış, teşekkürler, şükranlar… Levanterler: din adamlarına kavuşmanın mutluluğuyla daha bir sarılmışlar birbirlerine… Sultan:
-“Bitti mi?” demiş, adama.
—Sultanım son bir iş kaldı, sonra hüküm zamanıdır izninizle” demiş
“Şimdi nedir isteğin?”
—Efendim payitahtımız Bursa’nın en sevilen, en sözü dinlenebilen, itimat edilen âlimini alınız minberinden…” Adamın dediğini yapmışlar, Ulu cami imamını Cuma hutbesinin ortasında almışlar,yaka-paça götürmüşler…Ve ne olmuş bilin bakalım?Bir Allah’ın kulu çıkıp da, “ne oluyor,siz ne yapıyorsunuz?Hiç olmazsa vaazı bitene kadar bekleseydiniz” gibi tek bir kelâm etmemiş,imamın peşinden giden,arayan-soran olmamış!Geçmiş bir hafta, “Nerde imam” diye gelen –giden yok!.Aptal ve cahil bir imam tayin edilmiş yerine,ne konuştuğunu kendi kulağı duymayan tam yobaz cinsinden biri …Halk halinden memnun,başlamış bir dedikodu, o geçen hafta derdest edilen koca âlim için:
— “Biz de onu adam bilmiş, hoca bellemiştik…”
_“Kim bilir ne halt etti de tevkif edildi!”
—Vah vah! Acırım arkasında kıldığım namazlara…”
—Sorma, sorma…”
Padişah, kadı ve adam izliyorlarmış olup-bitenleri. Sonunda padişah çeşmeyi yaptırana sormuş:
“E e e, ne olacak şimdi? Adam:
—Bırakma zamanıdır. Bir de özür dileyip helâllik almak lâzımdır hocadan.” “Haklısın” demiş padişah, denilenin yapılması için emir buyurmuş ve adama dönmüş. Adam başı önünde konuşmuş:
“Ey büyük Sultanım, siz irade buyurunuz lütfen, böyle Müslümanlara su helâl edilir mi?”
Sultan acı acı tebessüm etmiş:
—Hava bile haram, hava bile !”
güncel Önemli Başlıklar