bugün

soru çözen kişinin, soruya tosladığı zamanlarda sığındığı bahanedir.

konu üzerine kurulmuş acı bir sahne:
bir velet gelip; "şu matematik sorusunun cevabını bulamadım yapar mısın? der. (ilkokul sorusu olması durumun vehameti açısından önem teşkil eder)
(8 saat soruya bakıldıktan sonra)
çıkmıyo, çünkü bu soru yanlış.
yiğitliğe bok sürmemek adına elzemdir, lazımdır.
öss öncesi öğrenci sendromlarının en belirgin olanlarından biridir. öyle ki; bir yarış atı temposuyla soru çözmeye çalışan öğrenci bünyesinde, çözülemeyen her problem, sonucu yanlış çıkan her soru, geleceğine engel olan bir bariyer niteliğindedir. haliyle, çözülmemiş bir sorunun varlığı, öss'de başarısızlığa * işaret edecektir ve o zaman da üniversite denilen büyülü * * dünyanın kapılarından girmek imkansız hale gelecektir. bu nedenledir ki; soru çözülemediğinde yanlıştır. öss'de başarısız olunduğunda hayat biter. yuvarlakların içini doldururken kaydırma yapıldığında hayatınız da kayar. dershanelere milyarlar saçmadığınızda, yarışta geri kalırsınız. bu nedenle, en hızlı siz koşmazsanız, yarışı hiç bitiremezsiniz.

bu nedenle..böyle gelmiş, böyle gider..
hocaların genelde verdikleri karşılık: "bir sen doğrusun!" *
okuyup okuyup ''ulan bu soru yanlış dicem ama diğeri gibi çıkmasın dediğimiz '' defalarca okuduktan sonra zükerümm böyle işi bu soru yanlış dediğimiz durum...
hocalar dahil, çözülemeyen bir matematik, geometri vs. sorusuyla karşılaşıldığında sarf edilecek kolaya kaçma cümlesidir.
özellikle denemelerden sonra karşılaşılabilen bir durumdur. öğrenciye sakince bakılır, sorunun izahı yapılır. öğrenci 'aa, evet' şeklinde yorumlar yaparken başka sorusu olup olmadığı sorulur.
güncel Önemli Başlıklar