bugün

maalesef kötü bir durumdur. tabiki bayan taraf için. bir kız arkadaşım, hayatımın aşkını buldum diyerek benim yanıma geldi. (önce bana söylüyor diye sevindim,değilmiş.neyse) .

-kim kim?
+brad pitt' in yandan versiyonu. okuldan çok yakışıklı.
-hımm. adı ne peki?
+ya işte o biraz değişik. feyzurüstem dedi galiba.
-ney?

şok olmuştum. sonradan çocuğu da gördüm, gerçekten brad pitt' in bir yerlerden yemiş versiyonu ama kızın yanında güzel duruyor. neyse ki isim sorunu da kısaltarak hallettik. artık adı feyzo oldu. ben de başına kibarı taktım.

edit: niye eksileniyor? çocuğun adını ben mi koydum?
(bkz: pelin batu gibi kızın adının şakire olması)
(bkz: sarışın zengin angut kızın adının berivan olması)**
(bkz: sevgili günlük)
(bkz: uludağ blog)
anlamlar yüklü geliyor. fareye fil demek ne kadar garip karşılanıyorsa bu durum da o kadar garip karşılanır. halbuki durup düşünsek, hatta herhangi bir ismi defalarca telaffuz etsek, görürüz anlamsızlığını. öyleki kendi ismimize yabancılaşırız. kabul edelim ki basit varlıklarız. hazırcıyız. mevcut kodlarla düşünüp yargılıyor ardından da bir hayat yaşama iddiasını seslendiriyoruz. bırakalım kendimizi kandırmayı. bizimkisi yaşamak, insiyatif almak değil. bize dayatılanı harfiyyen gerine getirmeyi felsefe sanmak, başarı saymak.