bugün

kadıköy göbeğinde bulunan baya takım taklavat yerindeki boğamız her türlü adres tarifinde kullanılır. arada sırada yanında fotoraf çektirenide gördüm.
pekçok konuda derin teknik ve felsefi dağarcık bulunduran eski yunan idarecilerinin uyguladığı, akılalmaz bir infaz metoduna ev sahipliği yapmıştır.

pirinçten yapılmış içi boş bir boğa heykeli içerisine, kişi(cezalandırmak istenilen suçlu) sokulup; alttan yakılan bir ateş ile, ısıtılıyordu. heykel burada, fırın işlevi görüyordu. suçlu, bir yandan cayır cayır yanarken; diğer yandan keskinleşen yanık dumanı nedeniyle, oksijen kaybı yaşıyordu. kim bilir? belki de, içerideki zanlının inlemeleri, dışarıdakilere "boğa sesi" gibi geliyordu.

iş bu ya, makinayı bulan mucit, trajik şekilde aletin ilk kurbanı da olmuştur. atinalı kral; "madem bana şaklabanlık için yaptın böyle bir şey, gir de sende görelim! çalışıyor mu? çalışmıyor mu?"
hergün illaki yanında fotoğraf çektiren birileri var olan kadıköyün ve fenerbahçenin simgesi.
yaşanmış bir olay

+boğanın ordayım
-ben haldun taner in ordayım
+ee nasıl gelecem oraya?
-şimdi boğaya götünü ver aşağıya doğru yürü
+neyyyy anlamadım
-tamam yok bişey ben seni gelip alacam.
görsel
görsel
Kadınköy'ün simgesi.

(bkz: Hareket çekme hareketin kralını görürsün)
eserde emeği geçen arkadaş ne anlatmak istemişse artık bilemiyoruz. bunu dile getirmemin nedeni bu heykelin taşakları öyle gerçekçi yapılmış ki sanki heykel canlanacak ta birilerini dürtecekmiş gibi bi izlenim yarattı bende.
milli sarayların göz koyduğu heykel. kadıköy'ün kıymetlimisssi.
bir efsaneye göre iddiada kaybedenin ceza olarak sakso çekmesi istenen heykelimsi anıt.
görsel
Heykelinden daha taş olan canlıları vardır

görsel

Tasaklar da birebir ayni
kadıköy altıyol'da bulunan ve buluşma noktası olarak bilinen meşhur heykel.