bugün

10 sene kadar kayseri lilerle çalıştım. yiğidi öldür hakkını yeme. adamlar ticareti biliyor.

borç isteyenler için şöyle derdi patron ; vereyim de mi başım ağrısın, vermeyeyim de mi? vermeyeyim de başım ağrısın.

başın her türlü ağrır, verme öyle ağrısın derim.
söz verilen termin geçmişse ve meblağ yüksekse ticarette uygulanan "orman kanunları"na başvurulabilir.
bütün arkadaşlıklarımı bitirmiştir. kime borç verdiysem muhtemelen geri vermemek için ya yurt dışına taşındılar (bu zengin olan ve yüklü miktarda borç isteyen arkadaşlarım) ya da geriye kalan fakirlerde çaresizlikten saçma sapan bir neden bulup araya mesafeyi koydular. pezevenk paran yoksa yok de amk gelip silah zoruyla istemeyeceğiz ya, sadece vereceğin zamanı bildir ki ya da söylediğin tarihte geri ver ki bizde ona göre planlama yapıyoruz, kendi giderlerimizi ona göre ayarlıyoruz.
borç verdiğiniz arkadaşınızsa geri almayı düşünmeyeceğiniz miktarı borç verin. unutmayın sıkışmasaydı sizden borç istemezdi. ben kimseye borç vermem.yardımcı olurum o da gözden çıkardığım miktar kadar. ödemek isterse ne zaman öderse öder ödeyemezse canı sağolsun der geçerim. kimse ile de aram bozulmaz.
Borç verip kötü olmaktansa vermeyin kötü olun daha iyi. Borç verecekseniz de küçük gözden çıkarabileceğiniz miktarı verin. Size senet vermeyi bile teklif edenler çıkabilir, sürünürsünüz. Daha kötüsü başkası adına kredi çekmektir. Yanılırsınız, stres olursunuz, huzurunuz kaçar, insanlarla ilişkileriniz kötüleşir.

En başta size arkadaş ayakları yapar, zor gün der, arkanızdan cimri der. Desin, bakın o paraları o yiyecek, tatile gidecek, sosyal medyada paylaşımlar yapacak size de borçlar kalacaktır, yapmayın. Kendi başınızı kendiniz yakmayın.
güncel Önemli Başlıklar