bugün

bambaşka bir şeydir. elinizde en iyi dostunuz gitarınız aklınızda "kadınım" diyebildiğiniz biri. kendinizi 3-5 yıl önce taş kalpli olarak nitelendirdiğinizi hatırlar gülersiniz o günlere ama gözlerinizde yaşlıdır hep. gerçi blues söylerken hep ağlamışsınızdır, sadece kadınlardan değil her sebepten belki de o yüzden anlayamazsınız sizi ağlatan blues mu yoksa böyle bir duygusuzu bile kendine aşık edebilmiş bir kadın mı.

çok acı verir çok. ama bir o kadar da mazoşistçedir. "acıyı bal eylemek" değil midir zaten blues. sonra anlarsınız gerçekten o olmadan hayata katlanamazdınız özellikle bu saatten yani hayatın tamamıyla anlamsız olduğunu anladıktan sonra.
hayır hayır bahsettiğim "o" blues değil kadınımdır. bir zamanların hoochie coochie manini mecnuna çevirebilmiş o kadın.
(bkz: Ekşici detected)
(bkz: blues suz yaşayamam)
(bkz: Blues duygunun sesidir bence selin)
Elimde gitar dilimde blues
Entel kazımlara biz kuluz...
(bkz: fişlenmenin dayanılmaz hafifliği)