bugün

şimdi bütün anlaşılmamış şiirlerimi yaksam kafiyelerini de rüzgarın esaretinde sana göndersem sesimi duyabilir misin? mısralarımda beni ben olduğum için sevebilir misin, hayalindeki o adamla beni tek celsede buluşturabilir misin? bütün bunları sana soruyorum çünkü seni bilmediğin kadar seviyorum.

yaza giriş akşamlarında bisiklete bindiğimiz günler olurdu. sen hemen önümde demirin üstünde yan dönmüş seke seke giderdin. gülüşmelerimiz tehlikelere karışırdı. sana dayanamazdım. selede oturan ben arkaya kayardım sen ise seleye yerleşirdin. baldırların yerleşirdi önce bir güzel. pedala bastıkça ne güzel oynaşırlardı. mutluluğa hınzırlığın karışırdı. nefesinin rengi değişirdi. seni o zaman ensenden öperdim. elim eteğinin boşluğunda iç çamaşırının arasından kıvrılırdı. selenin o sertliğini bir nebze olsun parmaklarımla yumuşatırdım. engebeler yardımına koşardı. zevklenirdin, zevklenirdim... saçlarının arasından öperdim. sonra çok sert bir kasiste işin biterdi. parmağım sırılsıklam olurdu. sonra onu bir güzel yalardım. yol uçurumda biterdi. sırt üstü uzanır gökyüzünden dilek dilerdik.