bugün

belli ki sen yazmamışsın. copy post gençlik!
sızarken..

Bi' konuşabilseydim anlatırdım. Ben aslında bu kadar çabuk sızmam a dostlar. Ama bu aralar üzerimde kronik bir yorgunluk var. Kronik ne ya. Süreklileşmiş bir yorgunluk var. Süreklileşmişmiş. Geç. Sürekli yorgunum abi. Oysa ne kadar sevebileceğim bir atmosfer var içerde. Ne güzel konuşmalar yapıyorlar. Hepsi yayılmış, sakin sakin saçmalıyorlar. Aslında onlar benden daha sarhoşlar. Ben olsaydım, ben de varım da yani konuşabilseydim, ne kadar yaratıcı saçmalıklar konuşurdum şimdi. Ah bir gözümü açabilseydim, o zaman konuşabilirdim de belki, etkilerdim onları. Onları etkilemek için yani, mutluluğumun karşılığı. "Kafanı nereye koyduysan orda uyudun" diye acısalar bana . Kim demişti. Bugün mail attı bana. "Durum çok ciddi Bilge". Çok yalnızım albayım. "Çok yalnızım yaa". Kaybedenler kulübüymüş. Bu nasıl yalnızlık amınakoyim, yalnızlık tek başına kalmak değildir. Peki ya nedir? Ben nerden bileyim nedir? Sen bilmezsen kim bilecek. Benden bahsediyorlar. Bana sesleniyor şimdi. Gülmemeliyim, güldüm. Durumu kurtarmalıyım. Çok yorgunum kuzen yaa diyeceğim, diyemiyorum. Gülüyorum. Rezil oldum, olmadım. Rahatlamalıyım biraz. Yeni karar verdim. Çok yorgunum kuzen yaa. Konuyu değiştirin amınakyoim. Kendi içinize dönün. Duman kokuyor. Sakın klişe bir söz etmeyin kusarım. Yemin ederim şu masanın ortasına kusarım. Rezil rüsva olur ortalık. Bi' kere sergen ufuğun kafasına kusmuştu. Gülmüştük. Gülüyorum. "istersen biraz uzan". işte klişe bir şey geldi dayanmıyorum. Kusucam. Dur sorun yok, iyiyim. Önce gözleri açacağım, açtım. Çekmiyor dünya. Kareler zıplayıp duruyor, sorun yok. Kafama doğru sinyal gelmiyor. Frekans kaydı. Cızırdıyor aklım. Kararlıyım, aya kalkacağım. Bana bakıyorlar, kalktım. Sehpaya çarptım. Kendimi kontrol etmeye çalıştıkça daha kötü oluyor. Kendimi bırakıyorum, yürüyeceğim, yürüyorum. Zigzag yaptım, şu odadan çıksam rahatlayacağım. Sorun yok. Bana bakıyorlar. Çıktım. Lavaboya dayandım. "işte 20. yüzyıl asfalta kusmak". Bu da benden "işte 21. hava soğuk oluyor, bütün bir yığın insanlık internetten havanın soğuk olduğunu yazıyor yüzyıl, ya da sıcak". "Bu ne sıcak yaa". "Allah belanızı versin, bu ne sıcak kardeşim". Kusayım bari. Kimse yok. işte bana sesleniyor. Demek ki geleli uzun süre oldu. "iyiyim iyiyim". Yüzümü yıkayınca normale döndüm. Şimdi gidip onlar gibi olacağım. Ne yaptın içerde. Kustum amınakoyim. Ne var?. Duramıyorum. Kafamı koymamalıyım. Olmuyor. Yüzümü kapatayım kolumla, son bir direnç. Tamam. Tamam kabul ediyorum. Ben bir fiyaskoyum. Rahatladınız mı, ben rahatladım. Hadi düşünün ne düşünürseniz. Onlardan değilim, olmak isterdim ama. Liseden beri arkadaşlar. Aralarından su sızmaz. Ben arada bir gelirim. Muhabbet ederim. Beni aramazlar nerelerdesin diye. Arayanlar var ama. Benim aramızdan su sızmayan arkadaşlarım var ne var yani. Ama şimdi burdayım, burası gerçek. işte dokunsalar ürperirim. işte ben de varoluşuyorum. Bütün vücudumu kendi kendime hissediyorum. Biraz daha hassaslaşırsam kanımın akışını hissedeceğim. Yorgunum abi ben. Çok yorgunum hem de. Öyle böyle değil. Rakıdan değil. Öbüründen hiç değil. Çalıştığım iş, hem vücut yoruyor, hem de beyin. Ayrıca aklım yorgun. Hiç biriniz benim kadar çok düşünmediniz. Ben sizden değilim. Ama gerçek şu ki olmak isterdim. Benim de onlardan olduğum birileri var. Hayır yok. Benim hep insanlarla aramda bir mesafe vardır. Hiç ait olamam. Hep lanet egomdan dolayı. Benim komplekslerim aynı zamanda egom. Bi' türlü yok edemedim şu amonakoduğumunun egosunu. Defalarca parçalandı. Yok oldu dedim, küllerinden daha güçlü doğdu. Bi' soraki parçalanış daha şiddetli oldu. Benimle yalnızlık yarışına girmeyin dostlarım, ben daha yalnızım. Vicdanım acıyor. Vicdanımı sikeyim. Benden bi' bok olmaz oğlum. Uyusam en iyisi. Ben bir yerlerde yatayım kuzen. Gülüyorlar buna da. Sarhoşlar. Ben çok kötüyüm Bilge. "Zamanın eli değidi bize". Bazıları başka olur, bunu kabul edelim. insanlar eşit değildir. Ah yüzüme toprak atacaklar. Üzerime bir yığın toprak örtecekler. Boğulacağım o toprağın altında. Olacak bu biliyorum. Ben babaım üzerine toprak atmış adamım. Beynimde travmalar var. O duvara baktığımı hatırlıyorum, o çığlıkları hatırlıyorum. Canım acıyor anlıyor musun? Çenem acıyor. Dişlerimi acıyor. Korkuyorum albayım. Salla domat. O sahneyi ben yapmıştım. Sahne yapıyorum. Ben kim oluyorum da yeni bir dünya yaratıyorum. "Biz kim oluyoruz da adam kurtarıyoruz lan". Biz kimiz de hikaye yazıyoruz. "Bütün günahlar tanrıyı kıskanmaktan doğuyor". Tabi yaa. Herkes birilerine karşı tanrıcılık oynuyor. Patronunun kulu oluyor, karısının tanrısı. Çocuk yapıyor, tanrıcılık oynamak için. Tyler'a geldik. inecek var. "Biz babalarımızı tanrı yerine koyduk, sonra onlar öldü. Biz de tanrısız kaldık. Sonra kendimize yeni tanrılar aramaya başladık". Zaten biz kendimize hep kullar ya da tanrılar aradık. Ama olmadı. Uyumuyorum. Duyuyorum sizi. Lütfen biraz konuşun. Hayat güzel şey çünkü. iyi ki doğdun kuzen. iyi ki varsın. Ama olmadı. Bizim ne tanrılığımız tam oldu, ne de kulluğumuzdan memnun kaldık. Hep başkalaştık. En başta en yakınlarımız başkalaştırdı bizi. Hiç sezdirmeden hem de. Bizim yanımızda başkasıyla dalga geçtiler, biz de güldük. Sonra içimizden o başkası gibi olmamaya karar verdik. Başkası hakkında övgüleri yağdırdılar. Biz de o başkası gibi olmaya karar verdik gizli gizli. Biz de gidip başkasına birilerini övdük, başka birileriyle dalga geçtik. işte biz medeniyeti böyle yaptık. Varoluşumuz ne oldu peki? Onu unuttuk. "Geç bunları anam babam geç, geç bunları bir kalem". Uyuyorum. işte ben ölümün sevdiğim yanını uyuyarak yaşıyorum. Daha fazlasını istemiyorum ben. Ama ben insanım. Bu konuda yapacak bir şeyim yok. Ne olur bilinçaltım, bunun sorumluluğunu bari benim sırtıma yükleme. Dur yapma, benim karşımda diz çökme! "Senin karşında değil, insanlığın çektiği acılar karşısında diz çöküyorum." Uyudum.