bugün

acıları, anıları bırakamamak. gidememek ne acıdır, girmeye mecbur olmak daha acı.
üniversite okunan şehre kazık gibi çakılıp kalmaktan dolayı vuku bulan hadise olabilir.
o şehirde seni bağlayan bir şeylerin olmasından ileri gelmektedir. düşünün bir kere anneniz, babanız, kardeşiniz o şehirde haydi geçtim hepsini sevgiliniz orada belki de. belki de o şehri bir bütün olarak seviyorsunuzdur hatıraları vardır. ama bir şehri sizin için değerli kılan insanlarıdır. eğer bir şehirde sevdiklerinizin tümünü kaybederseniz o şehire lanet edersiniz.
Anılardan,adım attığınız sokaklardan,bitmiş,başlamamış aşklarınızdan gidememektir.
özleyeceklerinizin ve özleyeceklerin olduğu yerden ayrılamamaktır. zordur.
işte burda insanın aklına gitmek mi daha zor kalmak mı diye bir soru geliyor.
sosyal özgürlüğü kısıtlayan ekonomik özgürlüğün taban yaptığı durumdur.

ah ulan ah, şimdi fifth avenue'de volta atmak vardı..
saplanıp kalmak anlamına gelirki çoğu zaman gidecek bi şehirde bulamamak anlamınada gelir. yaşanılan şehirde muhtemelen çok güzel anılar birikmiş hatta patlama yapma derecesine gelmiştir.
izmirdir o.
örn: istanbul gibi bir şehir.
hergün küfür ettiğim-lanet okuduğum-nefret dolu olduğum şehir.
insanı-trafiği-yolu-kaldırımı ile bana adeta batan şehir.

yaşamaya çalıştığım dahası mecbur olduğum şehir. birgün bu şehirden gidersem il sınırına geldiğim an arabadan inip son defa tüküreceğim. ayakkabılarımı-elbiselerimi çıkarıp arabaya binip gideceğim.

istanbulu düşündükçe mutlu olduğum tek an tuvalette olduğum zaman. çünkü, o an içine sıçıyorum da ondan.