bugün

çaresizlikten, alışmışlıktan, yorgunluktan ve hayatın kötülüğünden gelen bir olgu. belki de en acısı bu olsa gerek.
acılara bağışıklık kazanmakla alakalı bir durumdur.
insanın alışamadığı ne var ki bu hayatta?
Uyuşmaktır, bitmektir, yeni bir darbenin daha çok acıtmayacağını bilmektir.
tabiri caizse ''kaşarlanmaktır''. nasıl eski kaşarın kenarları sertleşir nasır gibi olur ya, insan oğluda aynı o şekilde sertleşir bir zaman sonra. acılar acıtsa da canını hiç bir etki etmez, bıcağı batırdıkça öteye itesin gelir. acıyı duymak istersin.
hucre ceperının yapısına lıgnın katılmasıyla odunlasmıs epıdermıs hucresı gıbı olmaktır.
Hayat size öyle acılar çektirmiştir ki artık bazı şeyler vız gelir tırs gider.
tıpkı belirli bir süre solunan kokunun hissedilememesi gibidir. çekilen acı bir süre sonra bağımlılık yapmıştır.