bugün

i. melih gökçek o da gecekondu sorunu diye, ankaragücü taraftar grubu gecekonduyu da yıkıyor. yüzyıllık taraftar, insanlık önemli değil önemli olan para para para. sayın başkan gecekonduya da el attı şimdi ankaragücünün uçan kuşa borcu var. verin verin daha çok oyları i. melih e verin daha doymamış bunlar biraz daha yesinler.
(bkz: çocuğumu keserim)
'klasiği' değil, 'ayıbı'dır. gecekondu yapılar elbetteki fizibil koşullar için ve yaşam için elverişsizdir fakat burada adaletsiz olan, zorla evinden çıkarılan, hatta ailenin eşyaları içerideyken o eve iş makinalarıyla yıkıma gitmektir. devlet halkına konut sağlayamadıkça, en azından askeri ücretle zorlanmadan ödemeleri yapılabilecek bir lojman yahut hane tahsis edemedikçe, sosyal devlet olma arzusu, batı istatistiklerini takip etmekten başka nasıl bir zırva olabilir.
o gecekondularda yıllarca oturuluyor, ne anılar birikiyor ne emekler harcanıyor o ev yani "gecekondu" için. birkaç dakikada yıkılıp gidiyor hepsi. en fazla haberlerde gördüğümüzde vah vah ediyoruz. hatta bazılarımız bunu bile çok görüyoruz. sonrası da hiçbirimizin umurunda olmuyor. işte böyle bir klasiktir. bir türkiye gerçeğidir. çözümlenemezdir.
deprem gibi bir durumda başlarına yıkılmasından daha hayırlı durumdur.
Çoğu zaman öneml değerlerimizden olan bayrak, kuran-ı kerim ya da atatürk posteri ile engellenmeye çalışılan olaylardır.
bu karda kışta belediyeler sokaktan insanları toplamaya çalışırken, allahtan korkmayan kişiler ev yıkıyor.
yazıklar olsun.
ankaragücü taraftarı'nı üzen yıkımlardır.
basit inşaattan yapılan, belediyeden ruhsat almamış evlerdir. gecekondu yıkılmaları sırasında polisler ile ilgili yapılan tartışmalar sırasında ilgi çekici ve yürek burkucu diyaloglar yaşanılabilir. bu durum basın tarafından haber yapılır. yine bir gece kondu yıkım haberi diye akşam haberlerinde tüm türkiye ye ilan edilir.
maalesef ülke gerçeğidir. yıkan kadar yapanın da suçu vardır. büyükşehirde iş bulmak zor, yaşamak zor, kira ödemek zor diye kimsenin, devletin veya başkasının arazisini gasp etme hakkı yoktur. belediyelerin bu yapılara bir süre göz yumması da demokrasinin halka kazığıdır. seçimlere kadar idare eder sonra vur kazmayı. gecekondu yapımına göz yuman belediyeden daha çok yıkılacağını bile bile gecekondu yapab vatandaş suçludur bana göre. güzel kardeşim sen işini gücünü ayarlamadan ne diye tası tarağı, çoluğu çocuğu toplar gelirsin? gel önce bi iş bul kendine biraz para kazan sonra evini taşırsın. zaten sosyolojik olarak ülkemizde köyden şehre göç aynı köyden daha önce göçmüş kişilerin yanına/yakınına olur ve öncekiler ne işle uğraşırlarsa gelenler de o işle uğraşırlar (bkz: karadenizli müteahhitler) (bkz: bursa da hurdacıların niğde li olması)

özetle belediye suçludur, ama yıkılacağını bile bile gecekondu yapan vatandaş daha suçludur.
olaki izmir belediyesi el değiştirirse yerel seçimlerde kuralan bir çok gecekondu yıkımlarıyla yeni sezona başlıyacaktır.
gecekonduyu yapmadan önce düşünselerdi.
yok öyle üç kuruşa beş köfte
rantsal ve kentsel dönüşüme inat gecekondu.
belediye araçları ve çevrenin güveliğini sağlamaya çalışan polisler yüksek maliyet oluşturmaktadır..
en mantıklı ve maliyetsiz çözüm patlayıcı ile yıkımı gerçeklestirmekdir , çünkü en hızlı ve en güvenilir çözümdür.
insanların sahip olmadıkları araziler üzerine ev kurarak bedel ödemeksizin kendilerine ait olmayan bi araziyi sahiplenmelerinden doğan durumdur. üzücüdür.