bugün

Aşk ne zorlu bir savaşmış.Hele büyüyemeden yakalmışsan ve bu savaş ile büyorsan ve büyümeni beklemeden seni bırakıveriyorsa aşk bu yüzden de o an büyümüş oluyorsan...Erkenden,daha ellerin suçlanmamış ama kalbin yara almışken.
Günün her saati beklersin onu,hep onu tek 'o'dediğin kişiyi,gelmeyeceğini bile bile onun için yeni kıyafetler alırsın,yemekler yaparsın ya da kimsenin henüz duymadığı tiyatroyu sen keşfedersin sadece onun için.Gelmese bile kapıyı kilitlemzsin,beklersin.Gelmez...
Canın yanar,ilk kez,hiç yanmadığı kadar yanar.Küçükken kapıya sıkıştırdığın parmağının acısı gibi,ilk annenden yediğin tokatın acısı gibi canın yanar.imkansızı istiyor oluşun daha da yakar canını,gerçekçi olman değiştirmese bile hiçbir şeyi yinede bir tek 'o'.'O' parmaklarını hissettiren kişi,illa ki 'o'...Dününde,yarınında başrolü kapmış kişi,büyüten,olgunlaştıran,varlığına değer katan kişi...Gözleri ayrıdır,elleri,boynu,kelimeleri,gülüşü ayrıdır senin için.
Böyle olmuyormuş aslında.Her şeyin tam olması aslında hiçbir şey yaratmıyormuş.Bu yüzden bir yanın eksik kalır hep,ne koyarsan koy,kimi alırsan al hayatına hiç tamamlanamaz o eksik yanın.Hep sol yanın...
Gitsen keşke,gidebilse insan.En uzak yere ya da en yakın yerde kalabilse insan hiç farketmezler belki diye...Ama zordur aslında biraz beklemek,sonra affetmek kendini,sonra hissetmek ve yeniden yaşamak,hep yaşamak gerekir.Aşk ne zorlu bir kazanımmış meğer,yarını dün,dünü gelecek yapabilen...