sobalı evde yaşamayanlar bilmez diye girmeyeceğim entrye, nasıl ısınan evde yaşayan ne kadar bilir bilmem ama şunu biliyorum ki çok korktum küçükken kömürlükten.

ergenliğe geçiş yıllarınızdır, artık büyüdüğünüzü ispatlamalısınızdır ve bugün ben alcam kömürü cümlesiyle başlar herşey.

tel geçirilmiş peynir tenekeleriyle alınırdı bizim evde kömür. (bkz: auer) küçük küçük kapılardan oluşan -morg gibi- kömürlüğe inerdim, evin kapısını her zaman açık bırakarak, tenekeleri duvara vura vura giderdim, sesimin titremesine aldırmadan ya ıslık çalardım ya şarkı söylerdim. ne kadar çok ses çıkarırsam o kadar iyiydi.
korktuum şeylerden koşarak kurtulabileceğimi sandığım zamanlardı, spor ayakkabılarımı giyişim ondandı.

bize cinli perili, aslında adam bilmem kaç yıl önce ölmüşlü hikayeler anlatan kadınlara küfrederim hala.
"kaç kaç içeride akape kömürleri olabilir" şeklinde bir korku olabiler.