bugün

2000'li yıllarda ayaklanan ve akp'yle şaha kalkan dinci güruhu inim inim inleten yalnız yaşayanlar korkusunu engelleme yolu.

insanların yalnız yaşamaya başlaması bunları korkutuyor çünkü single yaşayanlar daha özgür, daha farklı, daha renkli olacaklar dolayısıyla sorumlulukları daha az olduğundan dinci oyunlara alet olmayacaklardır.

bu yüzden ''yuvanın korunması'' adı altında boşanmaları engellemek, insanları evlendirmek adına harıl harıl uğraşmaktadırlar.

evliliği kötü gitmeyen, mutlu çiftlerin iyice azaldığı, insanların geleneklerle, özgürlükler arasında gidip gelmeye zorlayan evlilik isimli reform isteyen birliktelik biçimini dikte ettirerek kendi ideolojilerini yayma peşindeler.

bu yayılma politikasının birinci adımı da kadınlar.

kadınların okumasını, güçlenmesini istemiyorlar ki boşanamasınlar ancak yıllar içinde kadınların eğitim atağı olsun iş hayatlarındaki başarıları olsun belli bir ivme kazanmasıyla birlikte sorun çıkaran erkeğe katlanmayıp direkt tekmeyi basması bu cenahı kara kara düşündürmekte.

kadınlar özgürleştikçe daha medeni bir toplumun oluşmasını istemiyorlar. işlerine gelmiyor.

bu evlendirme programları, boşanmayın mesajı veren diziler, filmlerin temel amacı bu noktaya hizmet etmektedir.

herkes boşansın demiyoruz tabii ki, ancak sorunlu evliliklerin bitmesi daha sağlıklı bir toplum için gereklidir.
toplumun dayatması yani 20 yaşını geçtiğin gibi evlenme muhabbetleri başlar,30-40 yaşında olup evlenmemiş kadınlar bir güzel aşağılanır,ayıplanır ve direk psikoloji bu yönde gelişir­­.
evlilik denilen şey özetle, cinselliği bile devletin kontrol altına almasıdır. hayatımızda belli amaçlar verilmiş, ona göre yaşamaya çalışıyoruz. herkes özgür bir bireydir, isteyen evlenir istemeyen evlenmez. arkadaşlarım ve kuzenlerimin çoğu evlendi, benim yaş da 26 olunca etraftaki baskı artmaya başladı. eee ne zaman evleneceksin gibi sorulara cevap olarak sanane sen mi giricen koynuna cuk oturur. hayat sadece okul bitir, iş bul sonra evlen çocuk yaptan ibaret değil.