bugün

tanım: aklı kıt bir kişi tarafından sebepsiz ve durduk yere kovalanmaktır.

birkaç gün önce yaşadığım adrenalin dolu bir anımdır. akşamın çokta geç olmayan bir saati, araç trafiği yoğun fakat yayaların az geçtiği bir cadde kenarında yürümekteyimdir. iki adım önümde de 50-55 yaşlarında bir teyze yürümektedir. derken arkadan avaz avaz bir ses duyulur. sesin tanımını tam yapamayacağım fakat "hiaaaaaaaaa" tarzında birşey olduğunu anımsıyorum. sesi duymakla beraber durup sesin geldiği yöne baktım ki dehşete düştüğüm anlar da tam o an itibariyle başlar; 30-35 yaşlarında iri yarı ve avaz avaz bir adam kollarını iki yana açmış bana doğru koşmaktaydı. orada 3-5 dakika kalıp ağız tadıyla şokumu yaşamak isterdim fakat bunun için zamanım yoktu. hemen kaçmalıydım. evet ama hesaplamadığım bir detay vardı; iki adım önümde yürüyen teyze!

koşmaya başlamıştım ki teyze çantama yapıştı ve zannediyorum benden manevi destek almak amaçlı sıkı sıkı yapıştı çantama ve birlikte koşmaya başladık. deli arkada bağırarak bizi kovalarken, ben ve teyze korkudan bağırarak koşuyorduk. yanımızdaki caddeden vızır vızır arabalar geçmesine rağmen çevrede bizden başka hiç insan yoktu. daha hızlı koşmak istiyordum fakat teyze hızımı kesiyordu. o an vicdanım ve hayatım arasında bir tercih yapmalıydım. ya teyzeyi orada bırakıp arkama bakmadan hızla uzaklaşıp gidecektim, ya da teyzeyle aynı kaderi yaşayacaktım. bir an içimdeki şeytan galip gelir gibi oldu ve "teyze bırak çantamı yaa" diyerek höykürdüm fakat teyze hiç oralı olmadığı gibi çantama daha sıkı yapıştı. teyzeden kurtulmanın imkanı yoktu anlamıştım ve hiç değilse vicdanım rahat bir şekilde teslim olacaktım deliye. o aradaki süre öyle uzun gelmişti ki bana artık her ne olacaksa olsundu. neyse ki öyle olmadı. bağrış çağrış koşarken, yanından geçiyor olduğumuz bir firmanın güvenlik görevlisi çıktı da tuttular deliyi. bunun farkına varınca ancak durabildik teyzeyle. soluk soluğa kalmıştık ve kalbimin atışlarını sanırım o an o mahallede ki herkes rahatlıkla duyabiliyordu...

o an, daha önce yaşadığım hiçbir şeyin yada hiçkimsenin kalbimin böyle çarpmasına sebep olmadığını düşündüm. ne yaşanmış aşk hikayelerim, ne yapılan süprizler ne de karşılaştığım enteresan olaylar beni böylesine heyecanlandırmamıştı. bunun üzerine kafamı çevirdim ve minnetle o deliyi aradı gözlerim fakat güvenlikçiler bilmediğim biryere götürmüşlerdi delimi. olayın heyecanıyla sinirlerim bozuldu ve gülme krizine tutuldum. kahkahalar eşliğinde peşinden gidip bulmak istedim kahramanımı, bana yaşattığı bu adrenalin için teşekkür etmeliyim diye içimden geçiriyordum ki teyzenin dürtmesiyle kendime geldim. "ne bekliyosun bir daha gelip tepemizi delmesini mi" demesiyle irkildim. haklısın teyze hadi gidelim dedim. dağıldık.
+ 1,2,3,4,5,6,7,8 la la
- bu kim lan?
+ 24,57 hmmm vız dız laz
- buraya doğru geliyor lan bu deli
+ laaaaaaaaaaaaaa 6,8,9
- kaç ulan kaç
+ her kişi 24 arkadaş bulsa, 40 yapsa 2 ile 5 çarpılsa 8 ile toplanıp götüme girse
- koş lan koş
+ 2011 1+1+2 4 eder. 15 dakikada gidip 8 dakikada dönsem hoppa oh yes gelin lan buraya