bugün

genelikle çocukluk çağında başa gelmiş, travmatik olarak sanrılar yaşatan etkileyici olaylardır.

örnek olarak; küçükken köpek tarafından ısırılmak.
babası tarafından tecavüze uğrayan kız.
mezarlıkta gördüğü bir nesneyi değişik anlamlar yükleyip, mezarlık travması.
yakın arkadaşının ölümünü görmek.
beton karıştırma kamyonundan korkmak.
sünnet edicem seni diyen o adam.
(bkz: çocuğun polisle korkutulması)
yemek yiyemeyen felçli biriyle uzun yıllar yaşamak.

sonrasında yemek yiyememek, yutkunma hissinin kaybolduğunu düşünmek.
soğuk kuru fasulye yemek şahsen benim bilinç altımda çok hasar bırakmıştır artık tabağı alıp hususi fırında ısıtıp tekrar getiriyorum.
(bkz: travma)
mobbing.
8.nesil yazarın 5 yaşında anne intiharı görmüş olması.
(bkz: topun inşaata kaçması)
ölümün her türlüsü kalıcı hasarlara yol açabilir. olayı dramatikleştirmek istemiyorum. bunun dışında rutin sürüp giden hayattan alıntı yapıyorum. aldatılmak ve terkedilmek. bu olayların ikisi de, inanılmaz yaralar bırakır. güven konusunda sürekli sorgulamaya başlarsınız, neden öyle davrandığınız konusunda tepkiler alırsınız, durmadan yılmadan kimselere güvenmezsiniz. en ufak yalanda paranoyalara başlarsınız. gece çökünce ruh hali tamamen dibe vurur. fenadır. lanettir. gönüller böyle günlerle karşılaşmamaktan yana ama, ihanet berbattır. bilinç altı, üstü, yanı, neresi varsa dağıtır, tek korku haline gelir. yeni birileri hayatınıza girdiğinde güven sorunu sık yaşanır. ama aldatılmayan birine bunu asla anlatamazsınız. bazı geceleri uyuyamadığınızı kimseler anlamaz. - nasıl bi yaşam biçimi yeahu, diye söylenirler. susarsınız. bilinç altına yerleşmiştir bir kere, çıkarıp atması zaman alır.
insanın geleceğini olumsuz etkileyebilecek olaylardır.
'sana iğne yapar' diyerek hemşireden korkutmak.
kuşkusuz ki en derin hasarı şiddet temelli olaylar bırakmaktadır.bunun ardından yakın/akraba ölümleri,dini ayin ve ritüellerin kişiye olumsuz yansımaları,derin hayal kırıklıkları bilinçaltına ağır darbeler indirebilecek türden şeylerdir.
(bkz: sakallı bebek)