bugün

insanlar, yaşamları boyunca karşılaştıkları nesne veya olguları onlarla ilk karşılaştıkları koşullar nedeniyle farklı ruh halleri ile hatırlarlar. Bu aslında bilinç altımıza yerleşmiş bir çağrışımdır. Beyin, nesneleri her insanda değişik bir şekilde kodlar. Bu kodlamaların başında renksel algılama gelir. Bir ortamda herhangi bir nesnenin adı duyulduğunda gözümüzün önünde bir renk beliriverir. Kendimden bir kaç örnek vermem gerekirse;

silgi: pembe
asit: soda rengi
baz: kavun içi
müzik: mavi
evren: koyu gri
bilgisayar: siyah (ilk bilgisayaraım amstrad cpc 6128 idi ve rengi siyahtı. eğer commodore sahibi olsaydım bej renk ile hatırlayacaktım belkide. Neden beyaz değilde bej? Çünkü gördüğüm ilk commodore biraz kirli kullanılmıştı.)

gibi devam eder gider. Birde kendini zaten renkle ifade eden marka veya olgular vardır. Ülke isimlerini duyduğumuzda onları bayrak renkleri ile aklımıza getirmek en doğalıdır. Bu durum bilinç altı değil, sadece şartlandırmanın vermiş olduğu bir durumdur.

arjantin: açık mavi
brezilya: yeşil
iran: yeşil
ingiltere: beyaz
mc donalds: turuncu
starbucks: yeşil