bugün

öyle büyük bir hevesle başlar ki aklına gelen fıkrayı anlatmaya, "bilen varmı canlar" diye sormayı akıl edemez, fıkra bitince sessizlik en büyük ezikliği olur.

(bkz: ezik insan)
"bak biliyosanız anlatmayım" cümlesi bu tipin mottosudur, sürekli tekrar eder.

- beyler bakın şimdi kadın yatıomuş yatakta... (duraksar) bak biliosanız anlatmayım...
+ ...!!
- o zman anlatıyorum sonra.... bla bla
gereksiz bir tiptir. hatta gereksizliğin sınırlarını zorlayan bir türleri vardır. Bu tür "gerçi biliyorsunuzdur ama..." şeklinde başlar fıkraya ve sonuna kadar anlatmak için büyük bir çaba gösterir.
fıkraya başlarken insanların gözlerine bakarak birinin "ben biliyorum bunu" demesini bekleyen(niye böyle bir şey beklediğini çözemedim) hatta bu beklentiyi laflara taşıyıp her kelimeden sonra "bak ölümü gör biliyorsan söyle" laf öbekleriyle yansıtan selami şahin karakterli insan.
bilmiyormuş gibi kahkaha atan tipin yanında oturan tiptir. her ikisinden de haz edilmez.
medeni cesaretini takdir ettiğim insanlar.
eğer uzun bir fıkraysa, ortamdaki sinir katsayısını arttırmış insandır..

not: kısaysa da farketmez , ama uzunsa daha kötü..