bugün

BERGAMA
Bergama Türkiye'nin sahip olduğu en önemli kültür hazinelerinden biridir. Pergamon antik kentinin kalıntılarına ev sahipliği yapan Ege'nin şirin ilçesi Bergama, yüzyıllar boyu sağlık, kültür ve sanat merkezi olmuştur.

Kitap her devirde verilebilecek en iyi hediye. Roma imparatoru Markus Antonius da canı sıkılan nişanlısı Mısır Kraliçesi Kleopatra'ya ne hediye versem diye çok düşünmemiş. Bergama'nın zengin kitaplığında bulunan 200 bin kitabın hepsini Mısır Kraliçesi'ne sunmuş. Antonius'un bu davranışı fazla cömert ve abartılı bulunabilir. Ancak M.Ö. ilk I. yüzyıl içinde yaşanan bu olay Bergama'nın daha o tarihte ne kadar zengin bir kültür kenti olduğunu çarpıcı bir şekilde ortaya koyar. Türkiye'nin sahip olduğu en önemli kültür hazinelerinden birisi olan Bergama (Pergamon) antik kentinin kalıntıları Dikili sahilinin 29 kilometre doğusunda bulunan Bergama ilçesindedir. Yerleşim, Bakırçay ve ona Kuzey'den Geyikli Dağının sularını taşıyarak katılan Kestel çayının birleştiği noktadadır. Bakırçay'ın taşıdığı verimli topraklar Dikili'ye doğru uzanan pamuk, tütün, üzüm ve zeytin gibi değerli ürünlerin yetiştiği Bakırçay Ovası'nı oluşturur.
Pergamon şehrinin tarihinde Anadolu'nun çağlar boyunca yaşadığı klasik Doğu-Batı çalışmasının izlerini görürüz. Doğu'dan Persler, Suriyeliler, Araplar ve Türkler, Batı' dan da Yunanlılar, Ispartalılar ve Romalılar bu topraklara . egemen olmak için birbirleriyle kıyasıya mücadele etmişlerdir. Kentin kuruluşuyla ilgili bilgiler net değil. Bununla beraber, kentin ismini almasına ilişkin aktarılan efsanelere göre Teuthrania Kralı Grynos bir savaşta Pergamon'dan yardım ister ve zaferden sonra kurduğu şehirlerden birisine Pergamon adını verir.

Ancak, kente ilişkin ilk kayıtlar Antik yazar ve tarihçi Ksenophon'un Anabasis (Onbinlerin Dönüşü) isimli eserinde geçer. Ksenophon, Pers Kralı Artekserkses'e karşı başlattığı iktidar mücadelesinde Prens
Kyros'un yanında yer almış, başında bulunduğu Ispartalılar'dan oluşan onbin kişilik bir orduyla Mezopotamya'ya kadar giderek Artekserkses'le savaşmıştır. Ksenophon'un aktardığına göre Isparta ordusunun desteklediği. bu savaş galibiyetle sonuçlanmış olsa da Kyros ölmüş ve Isparta ordusu Karadeniz üzerinden geri dönmüştür. Bu kitapta aktarılan bilgilere göre dönüş yolcu1uğunda M.O. 399 yılında Ksenophon Beragama' da konaklar ve Bergama Kalesini Pers satrapı Asidates'ten alır. Bergama bu tarihten sonra da Persler ile Batı uygarlıkları arasında pek çok savaşlara ve el değiştirmelere sahne olur. Sonra önemli dönüm noktaları Büyük iskender'in M.Ö. 334 yılında Granikos savaşıyla kaleyi fethi, Trakya Hükümdarı Lysimakhos'un M.Ö. 3. yüzyıl içinde devlet hazinesini buraya getirecek kadar kente önem vermesi, Philetairos'un Seleukos'i döneminde burada neredeyse bağımsız bir devlet kurması ve ondan sonra gelen Eumenes dönemi sıralanabilir. Fakat kentin en parlak devri Eumenes II döneminde (M.Ö. 197-159) yaşanır. Krallık 133 yılında Attalos'ün vasiyetiyle Roma'ya bağlandı. Bergama Roma döneminde Asya Eyaletinin en önemli kentleri arasındadır.

AKROPOLiS (Bergama) ANTiK KENTi
Akropol son derece dik bir tepe üzerinde kurulmuştur. Yaklaşık 300 m. yükseklikteki bu tepeye kıvrılarak tırmanan bir yoldan çıkılır. Akropol denilen şehir yerleşiminde dini, resmi, sosyal ve ticari binalar iç içe kendine özgü bir plan çerçevesi içinde yerleşmiştir. ilk çağlardan bu yana iskan yeri olan tepenin üstünde Bergama Kral Sarayları yer alır. Beş adet sarnıç ile cephanelik de bu tepe üzerine yerleşmiştir. Binaların alt bölgesinde Athena Tapınağı vardır. Ayrıca Kütüphane ve Trajan tapınağı da bulunmaktadır. Bunlarında altındaki terasta Zeus sunağı özenle yerleştirilmiştir. Dünyadaki en dik tiyatrolardan birisi de burada yer almaktadır.. En alt kesimde ise Gymnasion ve Demeter Tapınağı bulunur.

PERGAMON kentinin bugünkü kalıntıları arasında Akaropolü, 200 bin kitaptan oluşan kütüphanesi, onbin kişilik tiyatrosu, sarayları, Trajan Tapınağı, Asklepion ve Serapis tapınakları ön plana çıkar. Bergama'daki iÖ IV. yy'da kurulan Asklepeion ise döneminin en önemli Tıp merkezi ve okulu durumundadır. Antik kentin önemli kalıntılarının bulunduğu Akropolis "Yukarı Kent" anlamına gelmektedir. Akropol tepesindeki yukarı kentte üç ayrı yerleşme vardır. Akropolün en yüksek ve korunaklı yerinde kral sarayları, tapınaklar ve su sarnıçları vardır ve burada kral ailesi ile birlikte kentin ileri gelenleri oturmuştur.

BERGAMA KiLiSESi:
iNCiL'DE adı geçen yedi kiliseden kesin olarak yeri bilinen tek kilisedir. Bergamalılar kırmızı tuğlalarla inşa edilen bu kiliseyi "KIZIL AVLU" diye adlandırmışlardır. ilk olarak Hadrianus (M.Ö 117-138) döneminde Serapis adlı Tanrı için yapılmlştır. Orjinal ismi de "Ne yerde, ne gökte" anlamına gelen "Serapien" dir. Daha sonra bir bazilikaya dönüştürülmüştür .

ATHENA TAPINAĞI:
Tiyatronun üstündeki terasta inşa edilmiş olan Athena Tapınağı 6x10 m. sütunlu Dor düzeninde bir yapıdır. Tapınağın temellerinden yalnız bazı parçalar kalmış olmakla birlikte batı kanat kısmen 1.20 m. yüksekliğe değin korunmuştur. Tapınağın sütun ve arşitrav parçaları halen Berlin Müzesindedir. Kentin en önemli tapınağının Tanrıça Athena' ya ait olması, izmir, Milet, Eriythrai, Foça ve Assos'ta da görüldüğü gibi Batı Anadolu'nun yerleşmiş bir geleneğidir.

ALLiANOi:
1998 yılında Bergama'nın 18 km kuzeydoğusunda Paşa Ilıcasıolarak anılan merkezde bugüne kadar bilinmeyen yeni bir kült (tedavi) merkezi ortaya çıkarıldı. Ancak problem şu; bu kült merkezi, yapımına 1993 yılında başlanan Yortanlı Barajı'nın su toplama alanı içinde kalıyor. Ortaya çıkarılan yeni kült merkezi, sağlık tanrısı Asklepios'a adanmış yeni bir Asklepion'dur. Barajın su tutma işlemi başladığında Allianoi 17 metre su altında kalacak ve zamanla üzeri metrelerce çamur ve balçık ile kaplanacak. Allionai Gönüllüleri adlı bir girişim bu önemli tarih mirasının kurtuluşu için bir alternatif proje öneriyor.

KÜTÜPHANE:
Athena kutsal alanının kuzeyinde bitişik yapı ünlü Bergama kütüphanesinin kalıntılarıdır. Eskiden galerinin üst katından girilen kütüphane, II. Eumenes devrine ait olup 13.53X 15.35 m boyutlarında büyük bir okuma odasına sahiptir. Tahta raflarla donatılmış kütüphanede 3.50 m. yüksekliğinde Athena heykeli vardı. Bu heykel şu anda Berlin Müzesindedir. II. Eumenes döneminde zenginleşen kütüphanenin en büyük rakibi iskenderiye Kütüphanesiydi.

SARAYLAR:
Athena tapınağını çeviren stoalar ve kütüphanenin hemen doğusunda Bergama krallarının saraylarına ait kalıntılar yer almaktadır. Bunlar ortasında avluları bulunan peristyl tipinde iki büyük evdir. Kuzeydeki küçük evin Attolos daha büyük olanın da Eumenes döneminde yapılmış oldukları kabul edilmektedir. Saraylarda bulunan mozaik parçaları şimdi Berlin Müzesinde saklanmaktadır.

ARSENALLER:
Askeri malzeme deposu olarak bilinen Arsenaller akropolün kuzey ucunda Sarayların ve Trajaneun'un ötesinde 10 m. kadar aşağı düzeyde bulunmaktaydı. Bunlar birbirine paralel 5 uzun yapıdır.

TRAJANEUM:
Tanrılaştırılan Roma imparatoru Trajan için yapılmış olan akropolün en yüksek terasıdır. Daha önce burada bir Helenistik dönem yapısının bulunduğu şüphesizdir. Üç tarafı stoalarla çevrili olan tapınak 68x58 m. büyüklüğünde bir teras üzerinde yükselmektedir. Tapınağın içinde Trajan ve Hadrian'ın kolosal mermer heykellerinin başları bulunmuştur. Söz konusu eserler Berlin Müzesindedir.

TiYATRO:
Bergama Tiyatrosu dik bir yamaç üzerine kurulmuş olup, Helenistik dönemin en güzel mimari eserlerindendir. Batı Anadolu'nun en dik tiyatrosu olan yapı 10.000 kişiliktir. Sahne kısmı Helenistik dönemde ahşap idi. Yalnızca oyun günleri kuruluyor sonra yeniden kaldırılıyordu.

ARKEOLOJi MÜZESi:
1924 yılında bir müze deposu olarak kurulan Bergama Arkeoloji Müzesi, yeni binasına 1936 yılında taşındı. Müzede Erken Tunç döneminden Bizans Dönemi' ne kadar değişik dönemlere ait arkeolojik eserler sergileniyor. Çevresindeki antik yerleşimlerden çıkan buluntular içinde Pergamon heykelbraşlık ekolüne ait örnekler, Pitane ve Gryneion' dan gelen Arkaik Dönem buluntulan, Myrina terracottaları dikkat çekiyor ..

DiONYSOS Tapınağı:
Bergamalılar bu göz alıcı tapınağı özel bir düşünce ile 250 m.lik tiyatro terasının kuzeyinde bütün gezi yerine egemen olacak şekilde inşa etmişlerdi. Sunağı ile birlikte çok iyi korunmuş olan tapınak zengin profilli, bir podyum üzerinde yükselen ion düzeninde bir prostylosdur. Uzun bir yolun bitiş noktasında yer alışı ve bütün gözleri üzerinde toplayan bir anıt oluşu ile bu eser, Roma sanat anlayışı ile birlikte Avrupa Barok mimarisini de etkilemiştir. Helenistik dönem ve Roma çağına ait orijinal parçalar Berlin Müzesinde saklanmaktadır.

ZEUS SUNAĞI:
ZEUS Sunağı Bergama'nın en parlak çağı olan II. Eumenes (M.O. 197-159) döneminde inşa edilmiştir. Sunak Pergamon krallığının Galatlar'a karşı kazandığı zaferi simgeler. Sunagın iki yanındaki kabartmalarda Tanrılarla devlerin savaşı ve Bergama'nın efsanevı kuruluşu resmedilmektedir. Bergama'da ilk kazılar 1874'te Alman yol mühendisi Carl Human tarafından başlamışbr. Kültür Bakanlığı tarafından ümit Yaşar Gözüm'ün yayın yönetmenliğinde hazırlanan "Yitik Mirasın Dönüş Oyküsü'nde Zeus Sunağı'nın Almanya'ya götürülüşü şöyle aktarılmaktadır:
" .. 1878 yılında kazı izni verildikten sonra Bergama' da yapılan kazıların ilk üç yılında çıkarılan eserlerin, devlete ait üçte birlik kısmı takdir edilen meblağ karşılığında Almanlar'a verilmiştir. Bu kazıların dördüncü ve beşıncı yıllarında çıkarılan eserlerin bir kısmının da Padişah izin verdiği için Almanlar'a bırakıldıgı görülmektedir ... " Sunağın geri kazanılması için girişimler günümüze kadar sonuçsuz kalmıştır. Bugün Berlin kentindeki Pegamon Müzesi'nde sergilenen sunağı ve Bergama'ya ait pek çok değerli kalıntıyı her yıl 850 bin civarında kişi ziyaret ediyor.
Athena Tapınağı alt terasında 25 m. kadar aşağısında bulunuyordu. Bu yer yaklaşık 69x77 m. büyüklüğündeydi ve büyük sunak tam ortasında yükseliyordu. Büyük bir olasılıkla sunağın dört bir yanı açıktı ve anıt her yerden rahatlıkla görülüyordu. Akropolde yalnız temelleri görülebilen sunağın tüm mimari parçaları ve kabartmaları bugün Berlin Müzesinde eskisine yakın bir şekilde tamamlanarak sergilenmektedir.

AGORA:
Zeus Sunağının güneyinde yukarı Agora yer alır. Helenistik döneme aittir. Tüccarların tanrısı Hermes'e ait Agora Dor üslubunda yapılmıştır. Meydanın batı kenarında Demeter tapınağının temelleri görülmektedir.

GYMNASiONLAR:
Bergama kentinin üst üste üç ayrı terasta yer alan görkemli Gymnasionu vardı. Ele geçen yazıtlardan alttaki terasların çocuklara, ortadaki terasın delikanlılara üstteki terasın büyüklere ait olduğu anlaşılmıştır.

ASKLEPiON:
Sağlık ve hekimlik tanrısı olarak bilinen Asklepios, Apollonun oğullarından biridir. Asklepios'un yeri anlamına gelen Aesklepion ilk çağlarda Bergama'da önemli sağlık merkezidir. Sütunlu bir caddeden sonra Asklepiona gelinir. Buradaki tedavi şekilleri arasında şifalı su, çamur kürü, spor, tiyatro, psikoterapi yer almaktadır. Girişte solda bulunan yapı Asklepios tapınağıdır. Sağlık tanrısı adına M.S. 150 yıllarında bağışlarla yapılan tapınak bir kubbe ile örtülü ve duvarları 3 m. kalınlığındadır. Burada su sesi ve telkinlerden faydalanarak hastaların iyileşmesi sağlanırdı.
BERGAMA, tarihte önemli buluşlara gebe olmuş bir sanat, bilim ve sağlık merkezidir. Sağlık ve hekimlik Tanrısı Asklepios' un yeri anlamına gelen Asklepion'a 820 m. uzunluğunda sütunlu bir yol ile ulaşılıyordu. Asklepion üç tarafı stoalarla ve doğu yanı çeşitli yapılarla çevrili 11Oxl30 m. ölçüsünde açık bir alandır.
Asklepion'da yıkanmaya ve içmeye ilişkin üç havuz ya da çeşme bulunmaktadır. Girişte solda bulunan yapı Asklepios Tapınağıdır. Üç tarafı galerilerle çevrili Asklepios alanın ortasında kutsal kaynak yanından tedavi binasına doğru tonozlu ve 80 m. uzunluğunda bir geçit bulunur. Bu geçitten tıbbi tedaviler için ayrılmış daire şeklindeki yapıya geçilirdi. Geçitte su sesi ve telkinlerden faydalanarak hastaların iyileşmesi sağlanırdı. Bergama' nın en önemli buluşlarından biri Pergamon Kağıdı anlamına gelen "Pergaminai karteli yani parşömendir. Antik çağların ünlü hekimi Galen de Bergamalı'dır. Kentteki 10 bin kişilik tiyatro, II. Eumenes döneminde yapılmıştır. En önemli özelliği antik çağın en dik tiyatrolarından biri oluşudur.

SERAPiS TAPINAĞI:
Eski Bergama'nın en büyük yapısı, halkın kızıl avlu olarak adlandırdığı kırmızı tuğla ile inşa edilmiş olan ve Mısır tanrılarına adanmış olan tapınaktır Bu tapınak bugün Bergama kentinin içinde kalmıştır.

KOZAK YAYLASI:
Bergama ilçe merkezine 20 km uzaklıktaki Kozak Yaylası, doğal bitki örtüsü zenginliği ve korunmuş geleneksel yapısıyla dikkat çekiyor. Bu yayla, Ege Bölgesi' nin en geniş fıstık çamı ormanlanyla kaplıdır.
*
çalınmış bir antik kenttir ;çünkü sahip olduğu müthiş tarihi güzelliklerin ve hatta antik şehrin neredeyse yarısının Almanya'nın başkenti Berlin'de "Pergamon müzesinde" sergilenmektedir...
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
(bkz: bergama)
Gidip gezmek görmek nasip olmadı orayı.