bugün

19 eylül 2007 tarihli hürriyet gazetesi nde yazdığı köşe yazısında alenen ortaya dökülen çabadır.

yazı aşağıda, işaretli yeri dikkatle okuyun :

Helal anayasa...

SIRA geldi kendi anayasalarını yapmaya.

Parlamentoda çoğunluğu, ülkede iktidarı, cumhurbaşkanlığı ile de devleti ele geçirdiklerine göre, bir anayasaları eksikti.

Şimdi onu yapıyorlar.

Kafalarındaki "ılımlı islam"a engel olmayacak bir anayasa...

Nitekim Mir Dengir Mehmet Fırat, dünkü gazetelerde "Siyasi irademizi anayasanın arkasına koyacağız" diyordu.

Anayasanın arkasına koyacakları o siyasi iradeyi elbette tahmin edersiniz.

Anayasanın dili yok.

Ki "Kim benim arkama saptırılmış siyasi iradesini koyuyor?" diye yakınsın.

*

Yeni anayasada gizli ya da açık:

- Anayasa Mahkemesi nin çoğunluğu iktidara geçiyor, böylece anayasanın özündeki devrim yasalarına aykırılık gibi bir engel kalmıyor.

- Laikliğin tarifi (elbette kendi malum kafalarına göre) yeniden yapılıyor.

- Türban serbestleştiriliyor.

- MGK nın işlevi ve etkisi azaltılıyor.

- Yargının bağımsızlığı budanıyor.

- YÖK iktidara bağlanıyor.

- irtica-gericilik-tarikat-marikat nedeniyle ordudan atılanlara geri dönme kapısı açılıyor.

*

Ve hepimiz biliyoruz ki; amaçlarına doğru bir adım daha atıp kendi helal anayasalarını yapıyorlar.

Peki buna kim engel olacak?

Bu pısmış-sinmiş muhalefet mi?..

Her devrin adamı kesilen bu yazarlar-çizerler, bu aydınlar mı?..

Her fırsatta irticadan ve laikliğin tehdit altında olduğundan söz edip ortalığı ayağa kaldıran... Ama Abdullah Gül cumhurbaşkanı olunca selama duran laik cumhuriyetin bekçileri(!) mi?..

Bu medya mı?..

Yeni Cumhurbaşkanı nın kendilerini uçağa doldurup dünyayı gezdirmesini bekleyen patronlar mı?..

Ya da; kendisini yalnız ve aldatılmış hisseden, ülkesinin sürüklendiği karanlığa gönlü razı olmayan, ama çaresiz-küskün insanlar mı?..

Kim engel olacak AKP nin kendi anayasasını yapmasına?..

Kim?..

(bkz: ohannes diyorum başka birşey demiyorum)
gayet yerinde tespitlerdir. yalan yada yanlış olan tek saptama varsa buyrun yazınız efendim. burada dikkat edilmesi gereken bekir çoşkun'un kişiliği falan değil , yazdıklarının doğru olmasıdır.
hangisi yanlıştır?
irticacı olduğu saptanan ve atılan askeriye mensupları geri alınmaya başlayacaktır. zannedersem bir askeriye kalmıştı onu da teslim ettik.
yargının bağımsızlığı diye inim inimleyip sonrasında anayasa mahkemesini iktidar bağımlısı bir kuruma dönüştürme çabası nedir?
neyse ya.uyuyun siz daha ülkeniz ayaklarınızn altından kayıyor.siz şeriat birgün içinde mi gelecek sanıyordunuz?yok olmaz öyle. onlar sizin kadar salak değiller.
(bkz: asker dusmanlarindaki got korkusu)
türkiye cumhuriyeti'nin demokrasi trenine binerek, makinistliği eline geçirenlerin (zamanı gelince atlamak üzere ) trenin yönünü çevirme girişimlerinin ayan beyan ortada olduğu bir durumda bir yazarın buna karşı suskun kitleleri mücadeleye çağırdığı bir yazıdır.

ama bu gidişatı onaylıyanlar, isteyenler; bir şekilde kılıfına uydurarak, %46 ya güvenerek bu yapının temeline yavaş yavaş dinamit koyanların karşısında en büyük engel olarak oduyu görmelerinden dolayı,bu konuda yaplan her türlü eleşti karşısında asker çağırılyor paranoyasına kapılmaktadırlar.
kimseyi gaza getirmeyen durumu saptayan bir yazıdır.
bekir coşkun'un kendi kendini gaza getirmesi ile sonuçlanacak eylem... *
müslümanları vatan haini olarak gören zihniyetin ürünü yazıdır.

Not: ulan bir savaş çıksa * vatanımızı savunmayacak mıyız a deyyuslar? o zaman akp ye oy veren %47'yi sürün memleketten. kalan %53 sizinle aynı fikirde midir? dtp'lisi kılı yünü yok mudur? %53'ü kendinizle aynı fikirde mi sanıyorsunuz. ya da %53'ü chp mi sanıyorsunuz?
Bekir Coşkun'un hangi oyunun kaçıncı perdesinin sahnelendiğinin hala farkında olmamasıdır.

Tuhaf bir örnek vermek istiyorum aklıma geldi. Filmlerde iyi oyuncular, kötü oyuncular vardır, kahramanlar, esas oğlanlar, haydutlar vardır. iyileri alkışlar, kötülere lanet ederiz. Oysa ki hepsi de aynı set üzerinde işlerini yapan, para karşılığı emek sarfeden insanlardır ve tek bir senarist tarafından yönlendirilirler. Çekim bittiğinde hepsi sıradan kişilerdir, canlandırdıkları karakterleri unutup kendi dertleri ile başbaşa kalırlar.

Bana çok tanıdık birşeyleri hatırlatıyor bu...
dokuz köyden de kovulmasına rağmen kendi kendisine yarattığı nezih onuncu köyünün hakkını vermesi. her şeyi her doğru bildiğini söylemesi mümkün elbette. tespitler de inkar edilemeyecek kadar aleni ve ürkütücü. sadece askere seslendiğini de düşünmüyorum ben. her birimizin sağduyusuna mıncık atıyor, kendinize gelin dercesine... kılını kıpırdatan yok maalesef...
kaybolan ve kaybolmaya mahkum tüm değerlerimizin ruhuna el fatiha!
kendisi ve diğer türevleri gibi halkı bir yerinden tutup galeyena getirmekle yükümlü olan son dönem şarlatanı..
öyle ki kendisi sadece hürriyet'te yazabilmektedir.. başka bir gazetede iş bulabileceğini de düşünmüyorum.
kendisi gibi birçok medya şebeği vardır ülkemizde, sadece askeri değil herkesi kandırırlar..
ortada problem yokken felaket tellallığı yaparlar ve halkın iradesine hiç saygı göstermezler..
onlar için önemli olan her dönemde diğer %50 lik kısımdır..
(bkz: doğru söze ne denir) özellikle ilk entry yeterince açıklayıcıdır.