bugün

enteresan bi şey bu. "bozmak"
niye bozuyorsun sen o bekareti? niye zara, sanki çok kalın, dayanıklı bir şeymiş gibi yaklaşıp, konuyla alakalı cümleyi "delmek", "deşmek" ve hatta "patlatmak", "gümbürdetmek" gibi fiillerle kuruyorsun? manyak mısın sen? titanyum levha mı o. nasıl bir ruh hastasısın?

niye "bozuluyor" bu bekaret arkadaşım? niye her daim dondurucuda muhafaza edilen bir şeymiş gibi değerlendiriliyor? "ay dur ben de bekareti dondurucudan çıkarmıştım, dünden beri masada duruyo, bozulmuştur. tüh ya, vaaallahi bozulmuş bu." diyen birileri bu dünya üstünde gerçekten varmış gibi hissediyorum dostlar.

neyse. sonuç olarak onla bunla yatan kıza ben orspu derim arkadaş. hatta orospu derim. adam olsun, geçsin bi köşede sevişsin bi kere... hadi iki kere sevişsin. bu ne her gün her gün. onla bunla... allaa allaaa. *

düt: olm nasıl bi ideolojik yapın var ki senin? iki türlüsünü de yazdım, üçüncü şık ne? senin istediğin hangisi? gerçekten merak ettim. yaz özelden. meraklandıkça seksapelim kaçıyor. hadi.
-hey gidi hey bizim zamanımızda böyle miydi?
+haklısın bizim zamanımızdaki bekaret çok farklıydı. her şey değişti artık.
-aah ah. çok bozuldu bu bekaret. çok!
aynı zamanda yarılıyor olması da söz konusudur. bakınız yarmak. ve tabi en fenası elbette delmektir.