bugün

1818-1824 yılları arasına tekabül eden zamanlardır. bu senfoniyi yazmaya başlamadan önce sağır olduğu için zor dönemlerdi kendisi için.
bu senfoniyi yazarken, sağır olması sebebiyle notaları duymak için dönemin tıbbiyecilerinden öğrendiği bir iki tüyo kullandığı rivayet edilir. örneğin ses havada iletildiği gibi, kemikte de iletilir. beethoven da beste yaparken sesi iyi alabilmek için dişlerini piyanoya temas ettiriyormuş. ne kadar işe yarar bilinmez ama bu da bir yöntem.
tanrı vergisi yeteneği olan besteciler notaları duymasalarda hissedip yazabilirler eğer nota bilgileri varsa tabi. burada sorun sağır olan bestecinin notayı hissetmesi değil hissettiği notayı yazıcılara ve/veya icracılara aktarabilmesidir.
absolute kulağa sahip dahi bir besteci için bu sıradan bir uğraştır.bütün enstrümanları kafasında sibelus programı gibi tınlatabilmektir tabiri caizse beethoven ın yaptığı.yani kemanları violaları çelloları pianoyu trombon,flüt ve daha ne varsa hepsinin seslerini bir arada beyninde çalabilmek ve notaya dökebilmektedir.beyninde kendi orkestrasını kurabilecek kadar seslere hakim nadir görülebilcek(mozart)bir yeteneğe sahiptir.
klasik dönemin son zamanlarıydı ve romantik dönemin ayak sesleri hissedilmekteydi ve bu yıllar; "erken romantik dönem" denilmektedir. işte burada altın harflerle "beethoven" ismini görüyoruz. ve beethoven bu ünlü eserini yazarken klasik dönem ile romantik dönem arasında kalmış olduğunu açıkça görürüz. ilk eserlerinde klasik dönem izleri görülse de beethoven 1820 yıllarında tam anlamıyla bir romantik dönem bestecisi durumundadır. bunun da en büyük kanıtı yedinci senfonidir.
güncel Önemli Başlıklar