bugün

Gerçek atatürkçü,radikal gazetesi yazarı cüneyt özdemir köşesine adeta duygularıyla işlemiş olduğu yazı.Bu ülkeye böyle adamlar lazım.teşekkürler cüneyt özdermir(gerçek atatürkçü)

cüneyt özdemir'in köşe yazısından ilgili bölüm:

senin başının örtülü olmasından bu devlet korkuyor anne. kapılar sana ve senin gibi başını örten kadınlara kapalı. senin yüzünden okullarda çocukların başlarını kapatacaklarından korkuyorlar. senin yüzünden başı açık kızların üniversiteye gidemeyeceğini düşünüyorlar. senin ve senin gibi başı kapalı kadınlar yüzünden bu ülkenin bir islam cumhuriyeti’ olacağını söylüyorlar.
babamdan değil başın kapalı olduğu için senden korkuyorlar anne!
sen ki iki ablama tek bir gün “başını ört” dememişsin. sen ki 3 tane atatürkçü aydın çocuk yetiştirmişsin, nafile…
sen başını senden korkanların sevdiği gibi onların sözleriyle ‘anadolu usulü’ kapatıyorsun ama onlara bu da yetmiyor. senin başörtünden biraz daha farklı başlarını bağladıkları için cumhurbaşkanı’nın eşine küfür niyetine ‘sıkmabaş’ diyorlar. başbakan’ın eşinin başı örtülü diye canan arıtman adında bir milletvekili “araplar gibi giyinme” diye mektup yazabiliyor.
ah benim öz be öz ahıska türkü annem bu kafatasçılar senin ve senin gibi başı örtülü kadınların arap olduğunu zannediyorlar.
anneciğim tek şansın üniversite çağını geçmiş olman. bir de üniversite çağında olsaydın tarihin yüzkarası ‘utanç odaları’na alacaklardı seni. i̇kna olmazsan türlü şaklabanlıklar yapmaya zorlayacaklardı.
boneyle, perukla, şapkayla girebilecektin bu ülkenin üniversitesine.
bitirdikten sonra ise yallah evine…
emekli asker babamın komutanları başı örtülü bir kadın ile yan yana gelmeyi kendilerine hakaret sayıyorlar.
sana bu kamusal alanlarda yer yok, ağlama anne üzme beni…
sana bunları anlattığımda savaşı kaybetmiş yenik bir komutanın titreyen sesiyle “canları sağolsun” diyorsun ya..
benim bu hoyrat adamlar karşısında canım hiç sağ olmuyor anne.
başının örtüsü yüzünden biz çocuklarının yanlış anlaşılacağını düşündün durdun bunca yıl. gizli gizli utandın…
hiç utanma anne.
senden korkanlar, utananlar utansın.
devlet ana seni ve senin gibileri başınız kapalı diye sevmese de ben severim.
sen benim anamsın.

radikal
guzel ulkemde yasayan kendını laık zanneden, cumhuriyetın bekcısı zanneden, basortululerden korkan yobazlara kapak nıtelıgınde yazıdır.
(bkz: cüneyt özdemir e cevap)
kuranı kerimi affedersiniz bok çukuruna atarız diyen ex komünistlerden birinin içeriği olmayan salih memecan laşması.

hatta küçük emrahlaşmada denilebilir.
başörtünden utanma anne,
sadece sen istediğin içinse,
başın örtülü ya da örtüsüz fark etmiyorsa,
başındaki örtünün altında değilsen utanma,
başörtünden utanma anne...

başörtünü kullandırma anne,
başındaki örtüyle aklını sarmalarına,
seni, örtü ile bezeli bir dünyaya mahkum etmelerine,
o dünyada zenginlik olan farklılıkları, savaş sebebine çevirmelerine,
başörtünün üzerinden rant sağlamalarına izin verme anne.
başörtünü kullandırma anne...

anne;

başörtünden utanma derken kokuşmuş zihniyetini ayakların altına dökenlerin yüzüne bakma, ayakların altına bak ve gör ne demek istediğini,
aslında sana düşündürmek istediği şudur;

''başörtünden utanmanı isteyenler var, kimilerine göre utanılacak bir bezdir, çünkü kimileri bunu kullanır, seni ve senin inancını sömürür, aklını hiçe sayar, insanlığının kanıtı olan hür iradeni elinden alır sana sürdüğü göz boyası ile, ve bu bence utanman gerektiğini gösterir.''

demektir, başörtünden utanma anne demek.

şu amacı taşır anne;

başörtünü sana verdik, sen de bize minnet duy. bunu elinden almak istediklerini düşün ki, kör ol ve körü körüne bağlan, aslında bir durup düşündüğünde asla bağlanmayacağın kesime. bunu yap, çünkü ben çıkarlarım doğrultusunda destekliyorum, ben para için, bunlardankurtulmak için bunları destekliyorum, oturmayacağım direği kaldırıyorum kendi ellerimle...

işte sana dedikleri ve amacı budur anne,
ne kadar evlat diyebilirsin şimdi bu hayırsız velede?
cüneyt ve ya özdemir birleşip ateş olsa,
durduğu yerden fazlasını yakabilir mi anne?

yakamaz...

işte bu yüzden bir kıvılcım da sana sıçratarak yakmak istiyor anne.
sana anne diyorum çünkü;
sen bir evlat hakediyorsun, seni bir kıvılcımla yakıp alevini söndürmeyecek birini değil...

aklıma geldi anne,
pokemon vardı, hatırlar mısın?

charmender, bir kaya üzerinde, yağmur altında ölmek üzereydi. kuyruğundaki alev söndüğünde, hayat bitecekti onun için... ash ile karşılaştı, ve ne yaptı? hayatta kalmak adına onu yaktı mı? kendini düşündüğü kadar karşısındakini de düşündü. işte bu yüzden biz sevmiştik charmender'ı.

bu sözüm ash'e;
o kaya üstünde charmender ile değil de cüneyt özdemir ile karşılaşsaydın da, görseydin ebenin kulak çınlamalarının rengini...

anne;

şunu unutma,
başörtün zaten senin olandır, kimse sana bunu veremez, ve alamaz, buna hakkı yoktur...
bir gün çıkar ya bir hayırsız evlat, der sana, anne sana başörtüsü vereceğim;
kanma! inanma o çocuğa!

zaten senin olan başörtünü vermesi için, ilk önce alması lazım o çocuğun;
aldırma! aldırma güzel annem, harama uzanan elleri yıkamadan, dokundurma başörtüne, sana...

sevgilerimle;
seni gerçekten seven oğlun...
inci sözlükçü gibi davranmaktan imtina etsem de @7 vermiş gerekli cevabı dediğim durumdur.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar