bugün

unutulan ve hatırlanmak istenmeyendir. insanlar katliam deyince nedense hep sivas'ı hatırlıyorlar...
bu zulme uğrayan mazlumlar şehitdirler.
sidik yarışının sürdürüldüğü son kulvarın öteki malzemesidir.

ulan anladık çok fanatiksiniz, siyasette bile takım tutar gibi inadına tavır takınarak andavalları başımıza getiriyorsunuz bari bu konuda yapmayın. sivas katliamında da insanlar yandı, başbağlarda da sonuçta her ikiside yüz kızartıcı ve devletin aşikar olarak sorumsuzluğunu gösteren iki önemli hadise.
sidik yarıştırır gibi debelenerek vakit kaybetmemiz asıl suçlunun yeni katledişlerini izlememize yol açıcak; fakat hadisenin ortalarda dolaşan asıl suçlularına tepki göstermeyi denesek.......
pkk nın işidir. alevilere kendilerini benimsetmek için, güya alevilere arka çıktıklarını göstermek için gerçekleştirdikleri katliamdır. aleviler hiçbir zaman bu oyunlara alet olmadığı gibi bundan gayrı da olmayacaktır.
başbağlar'da madımak'ta bu ülkenin kara lekesidir.
gözü ve gönlü kör zihniyetlerin olayların arkasındaki gerçekleri görmek istemezcesine sımsıkı gözlerini yumarak işaret gösterdikleri masallardır. bir varmış bir yokmuş diye başlar ve bir tekerleme ile devam eder... uyan türkiyem uyan!
(bkz: dr baran)
ülkemizdeki barış atmosferini dinamitlemeye yönelik yapılan eylemlerden. çok büyük bir olasılıkla da iddia edilen ergenekon terör örgütünün marifetlerinden biri.
sivas katliamıyla neredeyse eş zamanlı gerçekleştirilmiştir.
allah bir daha böyle olaylar yaşatmasın.
alıntıdır :

hedef seçilmiş, ekipler hazırlanmış ve hain plan uygulanmaya başlanmıştı.köyün etrafı kuşatılmış, telefonları kesilmişti. köyün in sanlarının az sonra başlarına geleceklerden haberleri yok.namaz vaktidir.hoca güzel sesiyle ezan o başbağlar köyünde bugün bir farklılık var.hava diğer günler den daha güzel.dağlar bu şirin köye tebessüm ediyor adeta.hocanın okuduğu ezanla, bir hüzün doluyor köyün insanlarına.farkında olma dan hoca ezanı bir hoş ve hüzünlü okuyor. az sonra olacakları hissetmişçesine hoca ağlıyor adeta.
başbağlar’ın insanları bugün suskun, konuşmuyor .olacak bir-şeyler belli ki... ancak korku yok kimsede.gökyüzü tebessüm ediyor başbağlar köyüne.hocanın okuduğu ezan sesi bir anda kesili-yor.köyde bir panik yaşanıyor ve hocanın sesi duyulmuyor artık.az önceki duygusallık, bir anda, acıya ve çocukların ve kadınların bağrışmalarına bırakıyor yerini.
5 temmuz 1993. saat 20.30. köyün etrafında ve içinde yüz ci varında gözü dönmüş cani.suçsuz, günahsız insanları öldürmeye ni yet etmiş bir grup dağ eşkıyası.

hocanin sesi duyulmuyor

saat 20.30 sıralarında hoca elinde mikrofon, yüzü duvara dönük ezan okuyor.hoca, arkasından gelenleri görmüyor.ezan daha bitmeden hocanın ensesine bir tokat iniyor.hoca arkasını dönünce, eli silahlı militanları görüyor.ezan yarım kalmasın diye "bırakın eza nı tamamlayayım" dese de, dinletemiyor.yaka paça sürükleniyor.ay-nı anda camide mevcut bulunan cemaat de dışarı çıkarılıyor.

camide bulunmayan erkekler tespit ediliyor

caminin içinde olmayan köyün erkekleri tespit ediliyor.falan filanı getirin diye emirler yağıyor.baskın yapanlar aradıkları insanları ismen biliyorlar.sıradan bir baskın değil bu.m hitanlar, evlere dağılıyor, kadın, erkek, çocuk hepsini dışarı çıkarıyorlar.zaten adil hocanın okuduğu akşam ezanının birden bire yarıda kesilmesine köy hal kı bir anlam verememişti.köyün içinde bulunan militanlar, kısa süre de köyde bulunan tüm insanları bir araya topluyorlar.

olayi yaşayanlar anlatiyor

katliamı yaşayanlardan e.a gördüklerini şöyle anlatıyor;

"akşam namazına duracaktık ki torunum geldi.anarşistlerin köyü bastığını söyledi.ben de hemen kapıyı kapattım.kapıyı kapatır ken, beni gördüler.gelip kapıyı açmamı istediler.ama ben kapıyı aç madım.döndü gittiler.biz namazımızı kılıp dua etmeye başladık.pencereden baktım ki komşunun kapısını kırıp evdeki erkeği dı şarı çıkardılar.bir adamı başına diktiler.tüfeği dayadılar ve bekleme ye başladılar.birkaç kişi geldi, bizim kapıyı kırıp içeri girdiler ve evde erkek olup olmadığını sordular.erkeklerin evde olmadığını söyleyin ce, evin içine girdiler.o sırada yanımda bulunan parayı onlara doğru uzattım, belki parayı alır da bir şey yapmadan çekip giderler diye.pa rayı aldılar, tüfeğin ucuyla beni, gelinimi, torunumu iterek dışarı çık­mamızı istediler.çıkarken geri döndüm ki odaya bomba koyuyorlar.dışarı çıktıktan sonra evi ateşe verdiler.beni götürürlerken itti ve kaktılar.hasta ve yaşlı olduğumu söyledimse de beni sürüklediler.kadınların toplandığı yere götürdüler.etrafımıza bomba koydular.bir taraftan evleri ve arabaları yaktılar.içlerinde bayan olan terörist ziynet eşyalarımı istedi.olmadığını söyleyince "siz istanbul karagümrükten geliyorsunuz, sizin altınınız olmaz mı ? " dedi.

katliamı gerçekleştirenler köyü iyi biliyorlardı

baskın sıradan bir baskın değil.sanki katliamı gerçekleştiren ler daha önce köye birkaç defa gelmişler. öyle ki köyün tüm mahalle lerini ve köyde yaşayanları biliyor, ne tesadüf ki istanbul'dan köye ta til için gelen misafirlerin bile bulundukları evler tespit edilebiliyor.ve siz istanbul karagümrükten geldiniz ifadesini kullanabiliyorlar.köyde bulunan kadınlardan f.p. yaşadıklarını ağlayarak şöyle anlatıyor;
"militanlar, kapının önünden ismen çağırıyorlardı köyün insan larını.selim pato, sen gel dediler.görümcemin oğluna, recep sen de gel, dediler. doğru camiye dediler.ben içeride pencerenin önünde oturmuş dinliyordum. birkaç militan sokaklara dizildi. a.c’yi çağırdı.
bu adam yanımızdaki ilçenin köyünde oturuyordu.bizde tırpan yapı yordu. onu görünce hayrete düştüm.daha sonradan biz kadın ve ço cukları da topladılar. derenin yanında toplandık.başımıza bir kız, bir erkek militan koydular.erkekleri de öbür tarafa topladılar."
kanlı bir katliama başbağlar köyü sahne oluyordu artık.bu dağ köyünde yaşayan insanlar, üstelik çoğu da yaşlı, suçsuz, günahsız olmalarına rağmen, hain kurşunlara hedef oluyorlardı.artık köyde ya nan evlerin alevi ve kurşun sesleri duyuluyordu.köy sakinlerinden g.d. "biz kadınları topladıkları yerde havaya uçuracaklarmış, allah kurtardı bizi, dereye topladıklarında yanımıza bir şey koydular.biz tel siz var sanıyoruz.ne konuştuğumuzu dinlemek için telsiz koydular sanıyoruz. aramızda sessiz sessiz konuşuyoruz. meğer bombaymış.dereden çıkmışız, bomba patlamış." köyün erkekleri öte tarafta kurşuna dizilirken, kadınlar ve çocuklar dere kenarında, yanlarına konan bombadan habersiz, militanlar köyü terk ettikten sonra dere den ayrılıyorlar.ayrılmasalar, köydeki erkeklerin akıbetine kadın ve çocuklar da uğrayacaktı.militanlar, sloganlar atarak kanlı eylemlerini gerçekleştirdiler.kadınların ve çocukların ağlaşmaları ve köyün ta mamen yanması onlara adeta büyük bir zevk veriyordu.

bir daha okula gitmeyeceksiniz

kanlı katliamın gözü yaşlı tanıklarından n.l. " köye geldiler silahlı silahlı adamlar.sırtlarında bombalar vardı.gözümün önünde silahlarını ateşlediler.33 kişiyi kurşuna dizdiler.ben onların yanında duruyordum.hepsi sizin gibi bizim gibi konuşuyorlardı.benim yanım da bir tane çocuk vardı.çocukları tutuyorlardı "bir daha okula gitme yeceksiniz." diyorlardı.ben dedim ki: oğlum niye okula gitmesinler ki? birisi elini benim omuzuma dayadı." konuşma sen ne anlarsın?" dedi.köyü üç dört defa dolaştılar kim var kim yok topladılar.allah kimseye göstermesin, göz önünde insanların öldürülmesi çok acılı bir durum."
katliamı gerçekleştirenler köydeki insanları toplarken: "size bir şey yapmayacağız, sadece konuşacağız." diyorlardı.ancak mili tanların hareketleri ve gözlerindeki ifade durumun hiçte öyle olmaya cağını gösteriyordu.
militanlar, köyde gerçekleştirdikleri katliamda kinlerini yenememiş olacaklar ki, köydeki evleri, araçları ateşe verdiler.evlerin yanında bulunan ahırlardaki hayvanlar da çıkan yangınlarda diri diri yandılar.

konuşma yapacağiz

başbağlar köyünün muhtarı: "militanlar camiye girdiklerinde sanki beni tanıyorlarmış gibi yanıma geldiler.daha önce teröristle karşılaşmadığım için çok korktum.benim yanıma geldiler.tehditler yağdırıp bütün köyü yakacaklarını; ancak kimseyi öldürmeyecekleri ni söyleyerek bu eylemin amacının t.c. "ye bir uyarı niteliğinde oldu­ğunu belirttiler.daha sonra erkekleri köyün dışına çıkardılar ateşe başladılar.ben arka sıralarda olduğum için biri göğsümden ikiside bacağımdan üç kurşun yedim.ölmüş gibi yaptım canımı kurtardım." diye anlattı olayı.
yine köyün erkeklerinden yaralı olarak kurtulan s.a. :" cami de namaz kılıyorduk/ikisi kadın çok sayıda militan namaz ortasında ellerinde silahlarla camiye girip namazı bozdular.daha sonra bizi si lah zoruyla dışarı çıkardılar.bize : "korkmayın sizi öldürmeyeceğiz" dediler. daha sonra bizi köyün yüz metre dışındaki kavaklık bir yere topladılar.burda yaklaşık bir saat propaganda yaptılar."hükümet ku racağız, t.c. sizi ve bizi türk-kürt-alevi-sünni demeden katlediyor. hesap sormaya geldik.birbirinize sarılın" dediler.daha sonra militan ların lideri olan kişi telsiz görüşmesi yaptı ve ateş serbest diye bağır dı.otomatik silahlarla üzerimize ateş açtılar.aramızda sağ kalanları ayrıca yakından ateş ederek öldürdüler.ben kenarda kalmıştım.ölü numarası yaptım.sırtımdan iki kurşun yedim."
silah sesleri dağlarda yankılanıyor.köyün tüm erkeklerini bir araya toplayan teröristler bir buçuk saat propagandadan sonra elin deki makineli tüfeklerle ölüm kustular.şehit olan masum insanların feryatları ve atılan kurşunların çıkardığı gürültü munzur dağlarında yankılanıyordu.ne çareki başbağlar’dan çıkan feryat seslerini kimse duyamıyordu. katliam sonrasında şehitlerin üzerinde ve etrafında tam beş yüz elli mermi kovanı bulundu.kanlı baskının bilançosu: yirmi dokuz kişi kurşunlanarak şehit edilmiş, biri çocuk biri kadın, dört ki şi de evlerinin içinde diri diri yakılarak şehid edilmiştir.köyde bulunan tüm evler ve araçlar yakılmış. başbağlar köyü büyük bir ızdırapla sabahı beklemektedir.

geldikleri gibi gittiler

militanlar topluca geldikleri köyden istediklerini elde ettikten sonra gittiler.başbağlar köyü karanlıktır artık.gökyüzü başbağlar’a ağlıyor.birkaç saat önce ne ezanı okuyan hoca, ne ezanın okunduğu cami, ne de camideki cemaatten eser kalmamıştır.
şimdi başbağlar’da yaşlı ninelerin ve çocukların feryat ve fi ganları duyuluyor.militanlar köyü terk ederken şehitlerin yanlarına bir bildiri bıraktılar.bu bildiriyle ülkemizdeki alevi-sünni çatışmasını çıkarmaya çalıştılar.söz konusu bildiride bu katliamın sivas olaylarına misilleme olduğu belirtiliyordu.

http://www.basbaglar.com/...detay.php?basbaglar_id=44
Bazı yorumlara şaşıyorum.Sivas-madımak katliamının intikamı olarak düzenlenmemiştir.Bu ülkede alevi-sünni çatışması yaratmak suretiyle bu ülkeyi karanlık günlere itmek için vatan hainlerince düzenlenmiş bir katliamdır.

Ancak bu katliamı intikam almak için aleviler yapmıştır demek kadar cahilce birşey yok.bunu yazanlar bu ülkenin geçmişini bilmiyor demektir.dünü bilmeden de bugünü anlamak imkansızdır.1980 öncesinde sivas-divriği-ali baba mahallesinde,kahramanmaraşta,çorumda,malatyada ve 80 sonrası da(madımak hariç)gazi mah. katliamları yaşandı.bu katliamlara maruz kalan alevi vatandaşlardır.eğer bir intikam duygusu olsaydı,sadece maraşta 110 kişi katledildi.

Maraş,çorum,malatya,sivas(2 tane),gazi ve başbağlar.bu katliamların hepsinde ölenler insandır.Bu katliamlar nice eşi dul,nice çocuğu öksüz ve/veya yetim bıraktı.Böyle bir durumda alevi-sünni,sağ-sol,türk-kürt gibi ayrımlar yapmak saçma.katliamların hepsi bu ülkeyi bölmek için provakasyondur.hangi amaç uğruna olursa olsun,hangi taraftan olursa olsun cana kıymak en büyük insanlık suçudur.
vahşice bir saldırıdır. kınıyor ve bir daha asla olmamasını temenni ediyoruz.
pkk nın haince yaptığı katliamdır. gerekçesi ne olursa olsun bu milletin köyünü, savunmasız insanları basarak yakarak öldürürek yaptıkları sadece insanlıktan aciz, yaratıklıktır. pkk nın yaptığı en büyük katliamdır.
Başbağlar Katliamı; 5 Temmuz 1993'de, Erzincan'ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar Köyü'nde 33 sivil öldürülüp, köy ateşe verilmiştir. Olayın faili olduğu mahkemece karara bağlanmış olan PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan olaydan habersiz olduğunu ve sorumlusunun örgütün Tunceli bölge sorumlusu Dr. Baran olduğunu ifade etmiştir.

Köyü yüze yakın PKK mensubu basmış ve 1.5 saat örgüt propagandası yaptıktan sonra tüm erkekler kurşuna dizilmiştir. Daha sonra köy ateşe verilmiş ve 214 ev, köy okulu, köy camii, halkevi yakılmıştır. Ölenlerin yirmi dokuzu ateşli silahla vurulmak suretiyle, dördü de yanarak hayatını kaybetmiştir.

Olaylarla ilgili olarak 20 kişi gözaltına alınmış ve haklarında idam ve çeşitli sürelerde hapis cezası istemiyle dava açılmıştır. Sanıkların 18'i bu davalardan beraat etmiş, 2'si mahkum edilmiştir.

alıntı: wikipedia

2 temmuz 1993 sivas katliamı'ndan sadece 3 gün sonra gerçekleşmesi de epey manidar.
sivas olaylarında halkı kışkırtan bugün açığa çıkmış çetecilerin 1993 yılında yapmış olduğu katliamdır.
http://galeri.uludagsozluk.com/g/ba%C5%9Fba%C4%9Flar-katliam%C4%B1/
madımak olayları için alevi katliamı tabiri kullanırken, madımak'ın rövanşı olan başbağlar'da 33 kişinin ölümüne alevi-sunni çatışması isteyenlerin oyunu tabiri edilir. neden hiçbir alevi sivas olayları için alevi-sunni çatışması çıkarmaya çalışan kirli ellerin oyunu demez.
pkk'nın zincirlerini elinde tutan derin devletin gerçekleştirdiği katliamdır. madımak'ın rövanşıdır. bu katliamı madımak katliamından ayrı tutmaya çalışmak birtakım kirli elleri memnun etmeye çalışmaktan başka birşey değildir. iki katliamın arasında sadece 3 gün var, hal böyleyken sanki birbiriyle alakası yokmuş gibi bu iki örgütlü, organize edilmiş katliamı ayrı tutmak boş bir çabadır.
avukatlığını deniz baykal'ın yaptığı ergenekon yapılanmasının sivas madımak otelinde aleviler üzerinde oynadığı oyunu 3 gün sonra eğin'de bir türkmen sünni köyünde tekrarladığı senaryo.

evet madımakta yobazlar alevileri yakmıştır, 3 gün sonra da aleviler sünni köyünde 33 sünniyi katletmiştir. olay pkk'nın üzerine atılmıştır ama katliamı kimin yaptığı gün gibi aşikardır. herkese "bu halk bu kadar aptal mı?" sorusunu sormasına sebep olan bu vahşi katliam için avukat deniz baykal ve ekibinin acilen yargı önüne çıkarılması gerekmektedir.
sivas katliamı ile aynı hafta içinde olmasına rağmen incelediğinizde 24 sayfa entrye karşı 5 sayfa entry görmek hiç de ilginç değil. her zaman faşistlerin sesi çok çıkar. azıcık bir güruh kendi başlarına gelen için kıyameti kopartırlar. kendilerinden birilerinin yaptığı katliamlara ses çıkarmaya kalksan hepsi terbiyesizlikle sindirmeye kalkar.

katillerine lanet, şehitlerimize rahmet olsun. madımak'ı önemsediği kadar başbağları tınmayan siyasiler, basın ve insanlara da lanet olsun.
--spoiler--
söz konusu bildiride bu katliamın sivas olaylarına misilleme olduğu belirtiliyordu.
--spoiler--
tanıkların anlattığına göre katillerce bırakılan bildiride madımak katliamına misilleme olarak yapılan katliam. her iki olay da üzücü ama başbağların yetim kalması ve hiç bir şekilde gündeme gelmemesi türkiyenin demokratik olmadığının göstergesi. özellikle sözlükte başbağlar katliamının madımaktan daha kötü durumda olmadığına dair girilen yazılar ise bazı kesimlerin zihniyetlerinin hiç değişmediğini göstermektedir. yazık!

ayrıca görgü tanığı kadının başka bir köylüyü militanların yanında gördüğünde şaşırması dikkate değer bence. o şahıs başbağlarda tırpan yapıyormuş ve caniler ne hikmetse o köyün hepsini isimlerine kadar biliyormuş. bence o şahsın köyünün neresi olduğu ve kim olduğu çok önemli...
bu olayın arkasından yazılan ve söylenenlerin 3 gün evvelki sivas katliamı arkasından söylenen ve yazılanlara göre çok az olması birtakım şeyler düşündürtüyor.

aleviler kinlerine daha sadık.

halbuki sivas olaylarında bu insanlar alevi denilerek öldürülmediler zannımca, galeyana gelen halka dinlerine küfür edildiği söylenmişti, çakmağı çakan ise tek bir kişi idi (veya birkaç kişi).

ancak başbağlar katliamında rövanş almak, skoru eşitlemek amacıyla köye girilmiş ve eşit sayıda insan öldürülmüştür.

sevgi, dostluk ve kardeşlik insanları olduklarını söylüyorlar ancak devlet içinde yuvalanan çetecileri ölümüne savunuyorlar, bu ne yaman çelişkidir.

aleviler belki söyledikleri birçok sözde haklıdırlar, tarih boyunca acı çekmiş bir halk olabilirler ancak sahip oldukları kini nesilden nesile aktaranların günü gelince güç ellerine geçtiğinde neler yapabileceklerini kestirmek oldukça güç. ayağına çivi batan bir kişinin dahi intikamını almaya yeminli olduklarını düşündürüyorlar.

alevilerin ve kürtlerin saygı görmek istediklerini biliyoruz. sizlere saygı göstermek istiyoruz, kimliklerinizi yok saymak istemiyoruz ancak bu ülke toprakları üzerinde bizlerin de sizlerden korkması için gerekçeler yaratıyorsunuz.

sizler de kendi içinizdeki hainleri, çürük yumurtaları ayıklamaya başladığınız zaman ortak bir zeminde korkusuzca diyalog kurmaya birbirimizi anlamaya başlayabiliriz.
(bkz: edi bese pkk)

-şehidlerin aziz hatıralarını dua ile anıyoruz. inna lillah ve inna ileyhi raciun.
hala kafalarda soru işareti bırakan ve diğer onlarca katliam gibi aydınlatılamayan devletin eksik kalan bir organı gibi ve şiddetle utanç veren, kanayan ibretlerinden biridir. miş li muşlu yorumlarla aydınlığa kavuşturmaya çalıştığımız katliamdır. sivas katliamıyla aynı dozda, aynı acıda. belki halk söz konusu olduğu için daha bile fazla acıtandır. ölümün adı her yerde aynıdır.
100 kadar insan bozması hainin basıp yakıp yıktığı öldürdüğü insanların sorumlusu 2 kişiyle sınırlandırıldı. Olaylarla ilgili olarak 20 kişi gözaltına alındı. Sanıkların 18'i bu davalardan beraat etti, 2'si mahkum edildi. (dönemin değerli(!) milletvekili ve kurmaylarının bu konudaki katkılarını da ayrıca tebrik etmek lazım, ne de güzel oynuyorsunuz öyle!) bunlardan biri 14 diğeri 3.5 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı. Başbağlar Katliamı'nda biri 13 yaşında çocuk, biri kadın 5 kişi yakılarak olmak üzere 33 vatandaş şehit edildi. katliamdan sonra köyler boşaltıldı asker kişi tarafından, bu da insanların aklında acaba devlet gerçekten bize bunu yapmış olabilir mi sorusunu bıraktı..kanımca da pkk terör örgütünü taşeron olarak kullanan, devlet içinde yerleşmiş vatan hainlerince düzenlenmiş bir katliamdı. çünkü apo bir müddet sonra bunun suçunu Dr.Baran'a yüklese de susmak zorunda kaldı. örnek katliamlarından sayarak bunu tarihine yazdı.

diyecek çok şey var.. başbağları da sivası da maraşı da çorumu da ve diğerlerini de unutma, seni öldüreni unutma, unutturma.

tarihini bilmeyen bir millet yok olmaya mahkumdur
Pkk nın ve pkk lıların ne olduğunun en büyük kanıtıdır.
bugün 17. senesini doldurmuş olan katliamdır. esamesinin pek okunmaması şaşırtıcı değil, şaşılmayacak türden bir hadisedir. zira biz, burada katliamları kendi payımıza çevirmeyi pek bir yerinde görürüz... senin katliamın vardır, benim katliamım vardır "genel" kapsamında.

birisi için şehirlerarası yolculuklarla "anma" adı altında kendi propagandamızı yaparız, bir diğeri için iki kelime edemeyiz. bu coğrafyanın, havasında-suyunda mı vardır bilinmez, böyle bir durum hakimdir.

5 temmuz 1993'te yaşanan insanlık ayıbıdır. sivas katliamı'nın rövanşı olduğu da söylenir aradaki 3 günlük fark nedeniyle. dedik ya işte senin katliamın ve benim katliamım...
--spoiler--
bunu yapanlar müslümanlar ve lanet olsun onların dinine de tanrısına da!
--spoiler--
alıntı:(#8553122)

sivas katliamı için böyle bir entry yazılabildiğine göre başbağlar için de:
"bunu yapanlar aleviler ve lanet olsun onların dinine de tanrısına da" denebilir. fakat diyemiyoruz. çünkü onların inandığı allah ile benim inandığım allah ve din aynı din. ayrıca bir kişinin yaptığı tüm mezhebi değil sadece yapanı bağlar. geri kalan masum insanların ne suçu var?
farazi malumatları arasında hakkı ödenemeyen, ağzı zift kokulu zümrenin önemsemediği kısmi felç bir yaradır.

üzerinde gittiğim bin küsür binlik beni oyalar da unutturamaz yüze vurmaktan.

bu dünyanın gafilleri de didinir durur madımak için potansiyel insan sevgisiyle.
güncel Önemli Başlıklar