bugün

ırak, suriye kesiminde topraklarının parçalanarak bir devlet oluşturulmasında kullanılıyor ise bu ırak ve suriye nin sorunudur.

konu türkiye cumhuriyetinin toprak bütünlüğünden de pay alamaya kalkışma olursa orada 2 dakka durun. gidin istediğiniz sahada istediğinizi yapın fakat, misak-ı milli sınırları içerisinde belirtilmiş olan ülkemizden asla ve asla bir toprak parçası isteme lüksünüz yoktur ve olması durumunda askeri olarak verilecek silahlı mücadelenin her zaman arkasında dururuz, durmamızın sebebi ülke topraklarımızın parçalanmaması birlik ve bütünlük içerisinde kalmasıdır.

fakat;

gerek idari gerek iktisadi ve gerekse dış mihraklar dediğimiz tenzilatlar tarafından yapılan uygulama ve uyarlamalar ne konumdadır bunu bilmek ve görmek lazım.

gittiniz farklı ülke topraklarında israil gibi sivrilmek istediniz ve bunu yaptınız diyelim peki türkiye deki durum nedir?

siyasi iktidar gerek yasa gerek açıklamalarla kurulacak olan bu oluşumun gerçekleşmesi için abd ve israil ile sırt sırta vermiş ülkeyide bu zemine hazırlamıştır çünkü halk öyle bir haldedir ki, yönetim her besmele çektiğinde millete huşu bir titreme gelmektedir.
cahilce, bilinçsizce yapılan her şeyi onaylamakta sonunun ne getireceğini düşünmeden iman etmektedir.

olanlar ve olacaklar zaten ortada, daha önce de bu tarz başlıkların altına neler olup biteceğini yazmıştım.

peki ya bundan sonrası, abd ve israil güdümünde orta doğu ne yapacak, ne olacak. devletler kuruldu özerk yada bilmem ne peki sonrası.

küfür etmeyeyim diyorum ama böyle ahmak ahmak düşünceleri gördükçe dayanamıyorum yaa arkadaşlar siktir edin onu bunu koyun bi kenara, bi elinizi başınızın arasına alıp düşünün lan abd kim israil kim ab kim.

hepimiz lafa gelince müslüman oğlu müslümanız ama hristiyan, şeytan abd nin israil in ab nin kucağından da aşağıya inmiyoruz. bu ne yaman çelişkidir anlamadım gitti.

bırakın onu bunu abd yi israil i ab yi hadi hep beraber orta doğu birliğini kuralım tek çatı altında tüm asyayla beraber, petrol, gaz, maden isteyen şeytanlarada nah yapalım olamz mı?

olmaz çünkü alışmışsınız amerikanın kucağından inip avrupanınkine ondan inip israilinkine binmeye.

unutmayın dış mihraklar dediğimiz avrupa ve amerika karı olmadığı, çıkar sağlamadığı, bölüp parçalayıp yönetmediği hiç bir işin arkasın gizli yada altına açık imza atmaz..
annee nolur beş dakika daha uyuyayımdır.
emperyalizmin denetiminde olunabildiği kadar bağımsız olacaktır.

konuya ilişkin Ahmet Cem Ersever'in ses kaydı yayınlanmıştır.

----------alıntı -------
Önderlik sorunu değil mi orada 2 tür 3 tür öneriler vardır.

Birincisi hangi parçanın bağımsızlığa bölünerek geleceği konusu, burada Türkiye Kürdistan'ı seçilmiştir. Diğer bölgelerin kurtarılmasına Kürdistan'ın büyük Kürdistan'ın bağımsızlığına kavuşmasına Türkiye Kürdistan'ı önderlik edecektir.

Şimdi önderlik, parçadaki önderlik değişti. Şu anda o ipleri elinde tutanlar parça önderliğindeki Türkiye'nin rolünü değiştirdiler, Kuzey Irak'a verdiler. Kuzey Irak'ta bağımsız bir Kürt devleti emperyalizm denetiminde kurulacaktır daha sonra Türkiye'de çıkan kargaşalıklara iran'da çıkacak olan kargaşalıklara ve hatta hatta giderek zamanla Suriye'de çıkacak olan kargaşalıklara Kürdistan diyecektir ki, işte ben Kürt devletiyim size yardımcı olacağım

----------alıntı -------

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22714761.asp

Bundan 20 yıl belki de daha öncesinden yazılmış olan oyun şimdi sahneleniyor!

oyunu o zamandan görenler ve milletin geleceğini düşünüp muhalefet edenler şehit oldu.

o zamandan yanaşanlar ise şimdi baş oldu.

edit: imla

konuya ilişkin diğer yazılarım

(bkz: bağımsız kürt devleti/#18466008)
(bkz: kürtler kürdistan a/#18453393)
(bkz: kurt devleti kurulursa olacaklar/#18577254)
(bkz: türkiye nin kürdistan ı ilhak etmesi/#18560654)

(bkz: abdullah öcalan ın milletvekili olması/#18466768)
(bkz: kamuoyu oluşturma/#18467003) öcalan'a yönelik
(bkz: kamuoyu oluşturma/#18560147) öcalan'ın milletvekili olması
türkiye'de en büyük azınlık lazlardır.onlar bile ayaklanmamışsa gerisi kışkırtmadır.
Amerika Iraka girerken sevinen Iraklılar, Şimdi nasıl Saddamı mum gibi arıyorlarsa,eğer öyle bir hayal gerçekleşirse, Kürtlerde şimdiki yaşantısını mumla arayacaklardır.emparyalist sömürgeci ülkeler sana petrolü, pastayı yedirirlermi? her gün kavga,hergün bombalar patlar yiyecek ekmek bile bulamazlar.ah.. eski günler... vah eski günler şarkısını ölene kadar söylerler.onlar öldükten sonrada bu şarkı devam eder.
Merkezde başkanlık/yerelde özerkilik pazarlığı ile adım adım kurulmaktadır.

konuya ilişkin cüneyt ülsever yazısı aşağıdadır.

----------alıntı -------

imralı Tutanakları'nı birileri Milliyet'ten Namık Durukan'a verdi ve o da mesleği gereği kaynak göstermeden tutanakları yayınladı. iyi de yaptı. Zira, tutanaklarda göz açan bir sürü ayrıntı var.

Başbakan adına "sahibinin sesi"ni oynayan Yalçın Akdoğan istediği kadar tutanakları yok sayarak milleti körebe oynamaya davet etsin, Ekrem Dumanlı istediği kadar derin MiT jargonu uydursun, tutanaklar ortada ve Apo içindekileri red edene dek, söylediklerinin ne kadar gerçekleri yansıttığına aldırmaksızın, sözlerin kendisine ait olduğunu kabul etmek zorundayız.

Söylediği bazı sözler o kadar ilginç ki, bu hafta "Pazar yazıları"mı meşrebinden koparıp, maalesef bu konuya ayırmak zorunda kaldım.

Tabii ki, tutanakları kimin sızdırdığı önemli. Ama, iddia ediyorum bu konu tıpkı Oslo sızdırması, tıpkı Başbakan'ın ofisinin dinlenmesi gibi muallakta kalacak ve cevabı hiç öğrenemeyeceğiz. Gördüğümüz odur ki T.C. kevgir gibi bir devlettir!
***
Ben bu yazıda tutanakları kim sızdırdı. spekülasyonu yapmak yerine somut olarak Apo'nun sözlerinden çıkardığım anlamları açıklayacağım:

1) Apo 14 yıllık tecridin ardından Türkiye'de son yıllarda olup biten her şeyi kendisinin belirlediği/engel olduğu zahabına kendisini iyice kaptırmış.

2) Değil bir kedisi, düne dek TV'si bile olmayan tecritteki Apo'nun sahip olduğu bazı gerçek bilgiler ise görünmez yollarla dışarıdan sürekli beslendiğini açıkça gösteriyor.
***
3) Apo (daha önce de yazdığım gibi müzakerlerde eşitlik prensibi açısından muhatabının da adını kısaltıyorum) RTE'yi MiT soruşturması sonrası darbeden kurtardığını beyan ederek kendisini onun üstünde bir hiyerarşiye yerleştiriyor.

4) Bir punduna getirip Başkanlık sistemine RTE'yi aday göstererek kendisine "sen neyin peşindesin, farkındayım" mesajı veriyor, ancak Başkanlık sisteminin nasıl olması gerektiğini detaylı anlatarak "ipler benim elimde" deyiveriyor.

5) Geçen hafta "demokratik özerkliğin" yerine geçeceğini ilan ettiğim Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı hakkında Türkiye'nin Şart'ın 12. Maddesi çerçevesinde koyduğu çekinceleri kaldırması ile tatmin olacağını söyleyerek "al gülüm/ver gülüm" pazarlığının diğer ucunu gösteriyor: "Merkezde başkanlık/yerelde özerkilik!"
6) Birdenbire vatandaşlık tarifini yazdırmaya başlıyor ve "özgür iradesiyle Türkiye Cumhuriyeti"ne bağlılığını ifade eden her birey Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır diye buyuruyor. Belli ki dersini bu konuda tam çalışmamış. Türkiye Cumhuriyeti Medeni Kanunu'nun 11. maddesine göre en azından bugüne dek kendisine Türk denilen kişiler ancak 18 yaşında reşit olurlar ve özgür iradeye kavuşurlar. Tavuğa bile tavuk olmadan önce piliç ve sonra yarka dendiğine göre özgür iradelerine kavuşmadan önceki safhalarda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ne denecek? Örneğin: Türkiye Cumhuriyeti yarkaları uygun düşer mi?

7) Apo MiT Müsteşarı Hakan Fidan'ı koyacak yer bulamıyor. Onu kayıtsız şartsız seviyor.
***
8) Bence Apo'nun bu tutanaklarla RTE'ye yolladığı en önemli mesaj şudur: "Ya ben, Ya Cemaat!"
RTE'yi en çok zorlayacak konu budur!

2002'den beri ne kadar sevmese de Cemaat ile ittifak yapan RTE, Emniyet ve Adalet sistemini Cemaate kaptırdığı zehabı ile son zamanlarda bir kaçış yolu arıyor. Çelişki MiT krizi ile ayyuka çıktı. Zaten, Apo'ya göre Fidan'ın kellesi (Cemaat tarafından) alınsaymış RTE'nin kellesi ardından alınacakmış, kendisi engel olmuş!

9) Apo çok açık bir şekilde Cemaat'i Florida ve sonra Utah ile ilişkilendirerek, bazılarının açıkça telafuz etmediği halde şüphe ile karşıladığı Cemaat-CIA ilişkisine açıkça parmak basıyor. Yine genel kabul görmüş Emre Uslu ve Mehmet Baransu'nun gazetecilik dışı görevleri hakkında açık tavır koyuyor. Nedense Kürtlerin hiç sevmediği (Kürt) Mehmet Metiner'i aşağılamak ihtiyacı duyuyor.

10) Apo'nun bu iddialarının gerçek olup olmadığı tartışma götürür. Kendimi tekrar ediyorum, burada esas olan RTE'nin muhatap aldığı Apo'nun ne düşündüğüdür, gerçeklerin ne olduğu değil!

işte bu noktada Apo RTE'yi çok zor durumda bırakıyor. RTE ya "terbiyesiz Apo! Sen benim dostlarıma hangi hadle ithamda bulunuyorsun!" diyecek ve müzakereler başlamadan bitecek, ya da şu ana dek yaptığı gibi sessiz kalarak "yeni müttefikim Apo istediği hakkında istediğini söylemekte serbesttir!" tavrını sürdürecek. Akdoğan Efendi'nin tutanaklar hakkındaki keenlemyekün fetvası bu yol ayrımını ortadan kaldırmaz.

Eğer, Cemaat de benim tanıdığım Cemaat ise, haklı olarak, bu ithama RTE'nin tepkisizliğini hazmetmez!
***
Velhasıl kelam; bu güne dek yalanlanmayan tutanakların ifşa edilmiş olması RTE'yi köşeye fena sıkıştırmıştır.

Ben tutanakları böyle okuyorum!

----------alıntı -------

http://www.odatv.com/n.ph...-ben-ya-cemaat-0403131200
dış basına konu olmuştur. ağzımıza parmak parmak bal çalınmaya devam ediliyor. 1 koyup 3 alacağızcılar ellerini avuşturuyor ama inşallah üçün birini almayız!

---------- alıntı -----------
Financial Times yazarı Dan Dombey, Kürt sorununun çözümüne yönelik müzakere sürecini değerlendirdiği makalesinde olası bir uzlaşmanın Türkiye'yi petrol zengini Kuzey Irak'ta nüfuzunu artırma hedefine yaklaştırabileceğini yazıyor, "Diyarbakır iç ve dış siyaseti tersine çevirebilir".
Arap devrimleri bölgeyi sarsarken Türkiye'nin jeopolitik konumu değişti. Bir zamanlar komşularıyla sıfır sorunu hedefleyen Sünnilerin çoğunluğundaki ülke, Şiilerin ve Alevilerin ağırlığındaki iran, Irak ve Suriye'yle çekişme halinde...
Bu bağlamda, içeride barışı sağlayıp stratejik bir zafiyetten kurtulmak daha da zorunlu hale geliyor ve eski bir hayal yeniden canlanıyor; Türklerin zengin gaz yataklarının bulunduğu Kuzey Irak topraklarında nüfuzunu artırması. Bu, enerji ihtiyacı sürekli artan Türkiye'nin Rusya'ya yakıt için ayda 2 milyar dolar ödediği bir dönemde Türklerin iştahını kabartan bir hedef. Kürt azınlıkla anlaşmaya varılması bu süreci hızlandırabilir, Kuzey Irak'taki geniş özerkliğin Türkiye'de ayrılıkçı talepleri güçlendirme riskini azaltabilir. Kuzey Irak'taki her iki yabancı işletmeden biri Türklere ait. Fakat ekonomideki karşılıklı bağımlılık daha da ileri gidebilir...

Bağdat'ın itirazlarına ve ABD'nin uyarılarına rağmen Türkiye'nin bölgedeki gaz ve petrol sahalarında daha aktif olmaya çalıştığını kaydeden yazar, şöyle devam ediyor: "PKK'yla barış bir başka zayıf noktayı daha ortadan kaldırabilir. Ankara, PKK'yla bağlantılı bir grubun Suriye'nin kuzeyinde güçlü bir varlığı olduğunun farkında. Bu durum Türkiye'yi ana örgütle anlaşmaya daha da iten nedenlerden biri olabilir. içeriye gelince. Erdoğan Abdullah Öcalan'ın Kürtlerin ana dillerini kullanabilmeleri ve siyasi hakları karşılığında güçlü bir başkanlık sistemi içerecek yeni bir anayasayı kabul ettiğini ima ediyor. Ki bu başkanlık makamına Erdoğan'ın geleceği neredeyse kesin"

Eski ittifaklar çözülüyor. Erdoğan Gülen hareketiyle ters düşmüş durumda. Kürtlerle görüşmeler gerginliği daha da artırıyor. Yazar Kadri Gürsel'e göre Türk siyasetinde üç ana aktör var: Başbakan, mahkum ve vaiz. Önünde bir birçok engel olmasına rağmen Kürt barış süreci Johnson'u bile hayran bırakacak çok büyük bir hedefin parçası.
---------- alıntı -----------

http://haber.gazetevatan....ers-dustu/523363/1/gundem

daha önce konuyla ilgili görüşlerimi bu başlık altında ve çeşitli başlıklar altında dile getirmiştim.

Bu başlık altındakiler;
(bkz: bağımsız kürt devleti/#18466008)
(bkz: bağımsız kürt devleti/#18479027)
(bkz: bağımsız kürt devleti/#18668669)
(bkz: bağımsız kürt devleti/#18842323)
(bkz: bağımsız kürt devleti/#18877932)
(bkz: türkiye nin kürdistan ı ilhak etmesi/#18560654)
rte'nin kurmaya çalıştığı devlettir. apo ile müzakereleri sürmektedir. zaten cumhurbaşkanımızın k.ırağa kürdisdan diye hitabı mevcuttur.
Türk topraklarında kurulmayacak, Tamamen hayal ürünüdür.

Merak ediyorum bu devlet halkı ne zannediyor? Veya hiç mi çevresinde alaşağı edilen liderleri görmüyor? Mısır'ın, libya'nın yaptığını gerekirse bu halk da yapacaktır.
türkiye'nin kuzey ırak'taki bölgesel yönetimini bağımsız bir devlet olarak tanımasıyla kurulmuş olan devlettir.

önceki adımlar sembolik (kuzey ırak kürt yönetiminin ırak cumhuriyetinden bağımsız olarak ilk petrol ihraç ettiği ilk ülke biz olduk. ırak cumhuriyetinden bağımsız kuzey ırak kürt yönetimi ile petrol anlaşması yaptık.türk siyasilerin bağdat'a uğramadan kuzey ırak'a gitti. barzani akp kongresinde "türkiye seninle gurur duyuyor" nidaları ile karşılandı. dış işleri bakanımız davutoğlu barzani'ye "Irak Kürdistanı Bölgesi Başkanı Sayın Başkan Mesud Barzani" şeklinde hitap ediyor) olarak başlamıştı ama artık resmen tanımış olduk.

aşağıda arslan bulut'un yazısının tamamı var ama altı çizilmek istenen yerleri vurguluyorum.

Türkiye, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile Meclis'ten geçirilmemiş bir anlaşmayı fiilen hayata geçirmiş durumda
...petrol sevkiyatına cevaz veren anlaşmanın niteliğinin 'devletten devlete' olduğunu ....
Yani Türkiye, Barzani yönetimi ile anlaşma imzalamak suretiyle, bölgesel yönetimi bağımsız bir devlet olarak tanımış oluyor.

--------yazının tamamı ----------

Tayyip Erdoğan, bir taraftan PKK ile görüşmeleri sürdürürken, diğer taraftan, Kuzey Irak'taki petrol ve doğal gazın çıkarılması ve Türkiye üzerinden pazarlanması konularında önemli adımlar attı. CHP izmir milletvekili Aytun Çıray, AKP iktidarının, Barzani yönetimi ile gizli bir anlaşma imzaladığını, petrol ve doğal gaz sevkiyatında, Powertrans ve Siyah Kalem adlı iki şirkete imtiyaz verildiğini söyledi.

***

Habertürk gazetesinde Serpil Yılmaz, Delta Petrol Başkanı Mehmet Habbab'ın, "Kürt yönetimi taşıma lisansını Çalık Grubu'na ait Powertrans'a verdi. Biz bir-iki tank tahsis etmeyi önerdik, ancak onlar dolum garantisi veremediler. Powertrans da Toros ile anlaştı. Günde 100 tonla başladılar, sonra 1000 tona kadar çıktılar" dediğini yazdı.

Reuters'e göre, Powertrans'ın ana alıcısı Trafigura ve Vitol şirketleri.. Birgün gazetesinden Gülşah Karadağ'ın haberine göre Powertrans, Singapur merkezli bu iki şirkete ait.

Powertrans, güç iletimi demek. Enerjinin iletimi de denilebilir. Powertrans adıyla dünyanın her ülkesinde bir enerji şirketi var! Vatikan merkezli olanı da var, ABD, Kanada, Çin veya Hindistan merkezli olanı da.. istanbul, Şişli merkezli Powertrans'ın iki sene önce kurulduğu ve Irak petrollerini taşıma imtiyazını aldığı biliniyor.

CHP izmir milletvekili Aytun Çıray, "Türkiye, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ile Meclis'ten geçirilmemiş bir anlaşmayı fiilen hayata geçirmiş durumda. Bu petrolü üreterek Türkiye'ye gönderen Genel Energy şirketinin genel müdürü Tony Hayward 17 Ocak 2013'te bir açıklama yaptı ve petrol sevkiyatına cevaz veren anlaşmanın niteliğinin 'devletten devlete' olduğunu söyledi. Bu gizli anlaşmalar dış politikada cumhuriyet tarihinin en büyük kumarıdır" dedi.

Yani Türkiye, Barzani yönetimi ile anlaşma imzalamak suretiyle, bölgesel yönetimi bağımsız bir devlet olarak tanımış oluyor.

Doğal gazın Türkiye'ye getirilme imtiyazı ise Siyah Kalem adlı bir şirkete verildi.. Aydınlık'tan Esra Atalay'ın haberine göre şirketin sahibi olarak görünen Cengiz Özdemir'in istanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde Tayyip Erdoğan'ın danışmanlığını yaptığı biliniyor.

ABD'li Exxon Mobil şirketi ise bu anlaşmadan rahatsızlığını Irak yönetimine bildirdi. Ardından Mesud Barzani Davos'ta, Chevron Başkan Yardımcısı Jay Pryor ile görüştü. Chevron, Barzani'den Karadağ petrol sahasının imtiyazını aldı.

***

Çalık Holding ise Irak petrollerini dünya pazarlarına taşıyacak "Silopi-Yumurtalık petrol boru hattı"nı inşa etmek için Petrol işleri Genel Müdürlüğü'ne başvuru yaptı. Başvuru, Resmî Gazete'de yayınlandı. Bu arada, AKP'nin Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı yönetim kurulu başkanı ve genel müdürü olarak atadığı Saim Dinç, 2007 yılında Çalık Holding Enerji Grubu başkanlığına getirildi.

Irak Bölgesel Yönetim Başbakanı Neçirvan Barzani, geçen yıl Dünya Ekonomik Forumu'na katılmak için geldiği istanbul'da Tayyip Erdoğan ile görüştü. Neçirvan Barzani'nin son ziyaretinin de konuyla ilgili olduğu biliniyor..

ingiliz petrol şirketi British Petrol ise Kerkük petrollerini işletmek için Maliki yönetimi ile görüşmeler yapıyor. Barzani yönetimi, Kerkük'te hak iddia ettiği için görüşmeye tepki gösterdi ve böyle bir anlaşmanın uygun olmayacağını öne sürdü. ABD'li petrol devi Exxon Mobil ise hem Bağdat hem de Erbil ile görüşüyor..

***

Kısacası, Tayyip Erdoğan'ın PKK meselesini ne şekilde olursa olsun bir an önce çözmek konusunda acelesi var.. Acelenin sebebi, Kuzey Irak petrolü ve doğal gazının kim tarafından çıkarılacağı ve taşınacağı meselesi gibi görünüyor. Yani açılımın sebebi tamamen duygusal!

--------yazının tamamı ----------
http://www.ilk-kursun.com/haber/140986
Kuzey Kürdistan konferansı bildirisinde vurgulanandır.

----- alıntı -----
Kürdistan halkların kendi tercihleriyle statülerini (özerklik-federasyon-bağımsızlık gibi) belirleme hakkına sahip olduğunu, Kürdistan halklarının kendi kaderini tayin hakkının sadece Kürdistan halkının kararına ve onayına bırakılması Konferansımızda ortaklaşılan bir ilkedir. Konferansımız Kürdistan'ın bir statüsü olmadan Kürt sorununun nihai olarak çözülemeyeceğini karar altına almıştır.
----- alıntı -----
http://www.yenimesaj.com....digi-yerden/bayram-coskun

- nerede yapıldı bu konferans?
+ diyarbakır'da!
- e böyle bir adla yapılan konferansa karşı polis ne yaptı?
+ onlar gezi parkında tarih yazmakla meşgullerdi. diyarbakır'da güvenliği pkk polis gücü sağladı!

madem "verip kurtulacaktık" bunca yıldır niye savaştık?
kafalarda soru işaretleri barındıran ütopik, hayali ülkedir. haydi, diyelim ki bir hata yapıldı, bu ülke bir şekilde kuruldu. bu sefer bir başka millet kalkıp '' yahu, benim sayım da hiç azımsanacak kadar değil, 4 il ve ilçelerini birleştirsen ben de orada ülkemi kurarımm '' diyecek. sonra diğerleri... sonra diğerleri... sonra diğerleri... bakın, daha uluslarası güç durumundaki ülkelerin topraklarımızdaki uluslara yoğun ilgisine değinmedim.
bugün amerika birleşik devletleri içerisinde milyonlarca siyahi vatandaş var. işleri var. kendilerine ait evleri var. arabaları var. bazıları şirket sahibi... çoğu nba' da, milyon dolara milyon dolar demiyor. yıllarca olmadık baskılara, işkencelere, iğrençliklere maruz kaldılar. başkaldırıda bulundular. haklarını aradılar, kazandılar da. ancak '' ben burada apayrı bir ülke kuracağım '' demediler. beyaz amerikalılar, uzakdoğu asıllı amerikalılar, hintli amerikalılar ile aynı haklara sahip, aynı şehirlerde, mahallelerde yaşıyorlar.
inanın aynı topraklarda, farklı yönetim birimleri olmadan, aynı cumhuriyet sınırları içerisinde yaşayabiliriz. siyahiler ve beyazlar bugün amerika birleşik devletleri sınırları içerisinde nasıl bir arada yaşıyorsa, türkler ve kürtler de aynı sınırlarda aynı şekilde yaşayabilir. bunu yapmamamız için de bir neden yok.
bütün gidişatın kurulması yönünde gittiği devlet. koşulsuz şartsız israel devletine itaat edecek, müslümana kurşun sıkacaktır. tarih yazdı bunları, yine yazacak.
adım asım sesleri gelendir.
erbil'deki kürt konferansı sonrasında barzani açıklaması (hedef): "Dört ülkedeki Kürtlerin katılımıyla Kürt devleti."
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/24387454.asp

davutoğlu'nun dize kadar gelen stratejik derinliği (!) sayesinde kuzey ırak'tan önce kuzey suriye'de kurulacaktır.

(bkz: kürdistan ın kurulacağına inanan insan/#19695399)
http://www.uludagsozluk.c...ız-kürt-devleti/@the-barz
http://www.uludagsozluk.c...-ı-ilhak-etmesi/@the-barz
http://www.uludagsozluk.c...ürkiye-haritası/@the-barz
(bkz: kurt devleti kurulursa olacaklar/#18577254)
(bkz: kürtler kürdistan a/#18453393)
siyahiler, uzakdoğulular, latinler ve beyazların barış içerisinde, ayrı bir devlet olmaksızın yaşadığı amerika birleşik devletleri örneği mevcutken gereksiz ve soru işaretleri barındıran ütopik devlettir. diliyoruz söz konusu olmaz.
eğer gerçekleşirse sıraya devlet kurmak için lazların, rumların, çerkezlerin girmeyeceği ne malum ? bunu da düşünmek ve buna göre hareket etmek şarttır.
lise ödevimi hatırlatan silik devlettir.

neydi o bakayım.. ütopyalar. evet. saksı ekecek toprak yok size demiştim. ailemin son ferdi ölene kadar savaşırım sizle. yine de saat bile kurdurtmam size.
hiç görmediğim, siyasilerin bile seçim zamanı gittiği ve halkının kürdistan 'ı istediği bir coğrafyada gayet normal karşıladığım ülkedir.

tamam abi zamanında kan dökerek aldık o toprakları şehit kanı ama olmuyor işte sırf o eski şehitlerimize saygı için binlerce yeni şehitler verdik.

kursunlar kürdistan'ı mutlu mesut yaşayalım hee ama sonradan gelip "biz mutlu olamadık abi şuralarıda bize verin" derlerse analarını bizzat gider ben sikerim o ayrı bir konu.
kuzey ırakta kurulacaksa sorun gömediğim eylemdir. ama kurulduğunda 10 yıl sonra bölünme sürecine gireceğinizde bilmek gerekir. zira bölme dürtüsü coğrafi şartlar ve sevsede sevmese istanbul ekonomisini bırakamama dürtüsü onları bitirecek kavram olacaktır. kursunlar efendim. kursunlar ve 10 sene sonra acı çekerek bölünsünler israil tasması ile ne kadar yaşayabilirler ki ?
hiç bir zaman olmayacak belli kesimin hayalinde olan devlet.
amerika istedikten sonra, büyük ihtimalle kurulacak bir devlettir.
tayyeap boşuna başbakan yapılmadı.
fetullah boşuna bu kadar şişirilmedi.
türkiye'de yaşayan 10-15 milyona yakın kürt burayı terk edecekse kurulsun. hiç değilse türkiye'de boşa giden istihdam ve gelir artar.
önce ingiliz sonra amerikan kucağında sevildikten sonra " al sana devlet " diye kandırılanların ağzına verilen sakızdır.
Tarihte var olmamış ve olmayacak şey , hadi diyelim bu ülkeyi böldünüz, büyük güçler bağımsız bırakmazlar.
gerekliliği tartışmalı ütopik devlet. akıllı uslu hep birlikte yaşayıp gidelim işte. öyle tuhaf çıkışlara başvurmadan aynı cumhuriyetin insanları olalım. başka bir devlet gereksiz...
ak'lar döneminde türkiye kürdistan'ın hamisi konumuna geldi diyordum bazıları kızıyordu.
(bkz: türkiye nin kürdistan ı ilhak etmesi/#24159693)

neyse gelelim günün anlam ve önemini belirten açıklamaya:

AKP Genel Başkan Yardımcısı Çelik, Rudaw’a verdiği mülakatta Irak’ın pratikte üç bölgeye bölündüğünü belirterek, Kürtlerin kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahip olduğunu kaydetti.

Kuzey Irak'ın gelişen ekonomisiyle istikrarlı bir bölge olduğunu ve Türkiye ile çok iyi ilişkilere sahip olduğunu belirten Çelik, “Kuzey Irak'ın yani Kürdistan'ın dostları, kardeşleri olarak buradaki sürekli ilerlemeden memnunuz. Irak ile ticaretimizin yüzde 70'i Irak Kürdistanı üzerinden yapılıyor.

Irak hükümetinin bundan rahatsızlık duyduğu açık ve bunu engellemeye çalışıyor. Ama biz ilişkimizi geliştirmeye devam edeceğiz” diye konuştu. 'Sünni federal bölge de oluşabilir' Yakın gelecekte Türkiye ve Irak Kürdistanı arasında beş sınır kapısının daha açılacağını ve Irak merkezi hükümetinin bundan da hoşlanmadığına inandığını belirten Çelik, “Irak Kürdistanı federal bir bölge ve bir Sünni federal bölge daha oluşabilir. Ancak Irak'ın toprak bütünlüğünü koruyabilecek bir hükümet Irak-Türkiye ilişkileri açısından önemli” dedi.

Çelik, Irak Kürdistanı'nın mevcut koşullar altında bağımsızlık ilan etmesi durumunda Türkiye'nin tepkisinin ne olacağına dair soruyu ise şöyle yanıtladı: 'Kürtler kendi kaderini kendi tayin eder' “Iraklı Kürtler nerede yaşayacaklarına ve ne sıfat altında yaşamak istediklerine kendileri karar verebilirler. Türkler onlar adına karar vermez. Irak Kürdistanı halkı dostlarımızdır ve onlara her yönden yardımcı olduk. Yardımcı olmaya da devam edeceğiz ve asla rakipleri olmayacağız.

Irak iç sorunlarını çözemez ve Irak'ın pratikteki bölünmesi resmi bir ayrılığa dönüşürse burada yaşayan insanların da diğer milletler gibi kendi kaderlerini tayin hakkı vardır. Tabii ki Irak ile ilgili umudumuz, bütünlüğün sürmesidir. Ama aynı zamanda tüm tarafların insan haklarına, demokratik isteklere ve federal birimlerin kazanımlarına saygı duymasını umuyoruz. Türkiye Irak Kürdistanı'nı her zaman destekleyecektir.”

http://www.gazetevatan.co...yin-etmeli-649866-gundem/

aferin aslan parçası hep böyle!